Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
GUNAYDIN DOSTLAR :) GUZEL BIR GUN SIZLERLE OLSUN
Aziz Nesin Hayatı ve Şiirleri
Aziz Nesin
Aziz Nesin, 1915'de İstanbul'da doğdu. İki yıl Darüşşafaka Lisesi'nde okuduktan sonra 1935'te Kuleli Askeri Lisesi'ni, 1937'de Harp Okulu'nu, 1939'da Askeri Fen Okulu'nu bitirdi. 1944'te üsteğmen rütbesindeyken ordudan çıkarıldı. Yedigün, Karagöz, Tan gazete ve dergilerinde çalıştı. 1946'da Markopaşa adlı gülmece dergisi büyük ilgi topladı. Sık sık kapatılan derginin yayımını Merhumpaşa, Malumpaşa gibi adlarla 1950'ye kadar sürdürdü. Bir süre kitapçılık ve fotoğrafçılık yaptı.1954'te yeniden yazarlığa döndü, çeşitli dergi ve gazetelerde yazdı. 1962'de Zübük adlı gülmece dergisini yayımladı.
1972'de yapıtlarının gelirini kimsesiz ve yoksul çocukları yetiştirmek amacıyla kurduğu Nesin Vakfı'na bağışladı.79-89 arasında Türkiye Yazarlar Sendikası'nın başkanlığını yürüttü. Edebiyata şiir ve öyküyle başlayan Nesin, daha sonra gülmece türüne yöneldi. Geleneksel gülmeceye çağdaş bir boyut kazandıran gülmece öyküleri ve romanlarında gerçekçi bir bakış açısıyla Türkiye'nin toplumsal yapısını yansıtmaya çalıştı. Yalın, sürükleyici anlatımı, geniş halk kitlelerince benimsendi.
Aziz Nesin oyunlar da yazdı. Biraz Gelir misiniz? Bi Şey Yap, Met, Çiçu oyunlarından bazılarıdır. İt Kuyruğu, Fil Hamdi, Kazan Töreni gibi öykü kitaplarının yanısıra, Zübük, Şimdiki Çocuklar Harika, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz gibi romanları sayılabilir. Ülkemizde yapıtlarıyla Karacan Armağanı (1969) , Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü (1970) , Madaralı Roman Ödülü (1979) alan Nesin'in yapıtları birçok yabancı dile çevrildi. Yurtdışında da Altın Palmiye(İtalya) , Altın Kirpi(Bulgaristan) , Krokodil (SSCB) , Lotus (Asya_Afrika Yazarlar Birliği) , Hitar Petar(Bulgaristan) ödüllerini aldı. Aziz Nesin 1995 yılında aramızdan ayrıldı.
Yapıtlarında toplumsal bozuklukları, haksızlıkları, fırsatçılığı, bürokrasiyi, yanlış değer yargılarını kıyasıya eleştirdi. Çok geniş toplulukların kolayca sevebileceği canlı, hareketli, dolambaçsız bir anlatım yolu izledi. Bir yandan güldürürken, bir yandan da duygulandıran ve düşündüren bir yazar oldu. Onun anlattıklarına benzer terslikler, güldürücü olaylar, küçük insanı, ilerici aydını ezen bozukluklar geniş topluluklarca 'Aziz Nesinlik olay' diye adlandırılmaya başlandı. Günlük olaylardan, gazete haberlerinden, politikadan esinlenen A. Nesin'e zaman zaman masallar ve halk hikâyeleri de çıkış noktası oldu. Hikâye ve romanlarındaki bu tür konular ve somut insan ilişkilerine karşılık, oyunlarında insanın kişiliği, ahlaksal, toplumsal konumu gibi temaları yer yer somutlamalara yönelerek işledi. Ancak alışılmış yapıtlarının çizgisini sürdüren oyunlar da yazdı; kimi yapıtları sahneye aktarıldı. Yapıtlarının geliriyle, kimsesiz ve yoksul çocukları meslek edininceye kadar yetiştirmek üzere Nesin Vakfı'nı (Çatalca) kurdu
YILLARLA AZİZ NESİN
1915 (20 Aralık) İstanbul, Heybeliada'da doğdu.
1925 İstanbul'da Süleymaniye'de 'Kanuni Sultan Süleyman
İptidai Mektebi'nin 3.sınıfına girdi. (Sonradan
okulun adı, İstanbul 7. ilkokul oldu.)
1935 Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirip Harp Okuluna geçti.
1937 Ankara'da Harp Okulunu bitirip asteğmen oldu.
1941 2.Dünya Savaşı yıllarında 2 yıl Trakya'da çadırlı
ordugahta görev yaptı.
1942 Erzurum Mustahkem Mevkii İstihkam Tb.Bölük
Komutanlığına atandı. Bir bomba kazasında
yaralandı. Erzincan'da depremde yıkılmış olan ordu
cephaneliğinin boşaltılmasıyla görevlendirildi.
1944 Ankara'da Harp Okulu'nda açılan ilk tank kursuna
katıldı.
1944 Zonguldak'ta uçaksavar top mevzileri yaptırmakla
görevlendirildi.
1945 Askerlikten ayrıldıktan sonra Karagöz Gazetesinde
ve Yedigün Dergisinde redaktörlük ve yazarlık
yaptı, profesyonel olarak yazarlığa başladı.
1945 Tan Gazetesi'nde köşe yazarlığına başladı. (4
Aralık'ta tek parti iktidarı üniversite gençlerine
Tan Gazetesi'ni yaktırdı.)
1945 Yayınlanmış ilk bağımsız yapıtı 'Parti Kurmak Parti
Vurmak' adlı 16 sayfalık broşürü çıktı.
1946 Sabahattin Ali ile birlikte Markopaşa ve süreği
olan gülmece gazetelerini çıkardı.
1947 Bursa'ya sürgün edilerek güvenlikte gözaltında
tutuldu.
1948 İkinci kitabı olan 'Azizname' adlı taşlama kitabını
çıkardı. Bu kitap için İstanbul 2.Ağır Ceza
Mahkemesinde dava açıldı. 4 ay tutuklu olarak süren
dava sonunda aklandı.
1949 İngiltere Prensesi Elizabeth, İran Şahı Rıza
Pehlevi, Mısır Kralı Faruk her üçü birden
Ankara'daki elçilikleri aracılığıyla Türkiye
Dışişleri Bakanlığı'na resmen başvurarak, bir
yazısında kendilerini aşağıladığı savıyla aleyhine
dava açtılar. 6 ay hapse mahkum edildi ve ceza
infaz edildi.
1952 İstanbul'da yeni kurulmaya başlanan Levent'te bir
dükkan kiralayarak Oluş Kitabevi'ni açtı. Sabahları
Levent'teki evlere gazete dağıtıyordu.
1953 İki küçük çocuğuyla birlikte Levent'teki
kitabevinden geçimini sağlayamayınca Beyoğlu'nda
Bursa Sokağı'ndaki yeni yapılmış hanın bir
odasında 'Paradi Fotoğraf Stüdyosu'nu bir ortağı
ile birlikte kurdu.
1955 6-7 Eylül faciası olarak tarihimize gelen
İstanbul'daki azınlıkların ev ve dükkanlarının
korkunç yıkımına suçlu aranmaya başlanmıştı. Aziz
Nesin'de suçlu olarak Sıkıyönetimce tutuklandı.
1955 Halil Lütfü Dördüncü'nün 'Yeni Gazetesi'nde köşe
yazarlığına başladı.
1956 İtalya'da (Bordighera'da) yapılan uluslararası
(yirmi iki ulus) gülmece yarışmasında birincilik
ödülü olan Altın Palmiye'yi 'Kazan Töreni' adlı
öyküsüyle kazandı.
1957 Yine İtalya'daki aynı uluslararası yarışmada 'Fil
Hamdi' adlı Öyküsüyle ikinci kez birincilik ödülü
olan Altın Palmiye'yi kazandı.
1960 İtalya'da kazandığı ilk Altın Palmiye'yi devlet
hazinesine bağışladı.
1961 Tanin Gazetesi'nde köşe yazarlığına başladı.
1961 Zübük adlı haftalık bir gülmece gazetesi çıkarmaya
başladı.
1962 Sahibi bulunduğu Düşün Yayınevi anlaşılamayan bir
nedenle bir gece yandı. Üst fiyatları 3 milyon lira
olan (bugünkü para değeriyle en az yarım milyar
lira) depodaki kitapları yandı.
1965 Elli yaşındayken ilk kez pasaport alabildi ve
yurtdışına çıktı. Çağrılı olduğu Berlin ve
Weimar'daki Antifaşist Yazarlar Toplantısı'na
katıldı. Altı ay süren bu ilk yurtdışı gezisinde,
Polonya, Sovyetler Birliği, Romanya ve
Bulgaristan'a gitti.
1966 Bulgaristan'da yapılan uluslararası gülmece
yarışmasında birincilik ödülü olan Altın
Kirpi'yi 'Vatani Vazife' adlı öyküsüyle kazandı.
1968 Milliyet Gazetesi'nin açtığı Karagöz oyunu
yarışmasında 'Üç Karagöz' oyunuyla birincilik ödülü
aldı.
1969 Moskova'da yapılan uluslararası gülmece
yarışmasında 'İnsanlar Uyanıyor' adlı öyküsüyle
Krokodil birincilik ödülü kazandı.
1970 Türk Dil Kurumu'nun oyun ödülünü 'Çiçu' adlı
oyunuyla kazandı.
1972 Kimsesiz çocukları yetiştirmek için Nesin Vakfı'nı
kurdu.
1974 Asya-Afrika Yazarlar Birliği'nin Lotus ödülünü
kazandı.
1975 Lotus ödülünü almak için Filipinler'in başkenti
Manila'da yapılan törene katıldı.
1976 Bulgaristan'da Gabrovo kentinde düzenlenen gülmece
kitabı uluslararası yarışmasında birinciliği elde
ederek Hitar Petar ödülünü kazandı.
1977 TürkiyeYazarlar Sendikası Başkanı seçildi.
1978 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' adlı romanıyla Madaralı
Roman Ödülünü kazandı.
1982 Vietnam'daki Asya-Afrika Yazarlar Birliği
toplantısından dönüşte Moskova'da kalp
hastalığından hastaneye kaldırıldı. 'Kalp
Hastalıkları Araştırma Merkezi'nde bir ay kalarak
tedavi gördü.
1983 ABD'de Indiana Üniversitesi'nin düzenlediği
uluslararası toplantıya çağrıldı. Pasaportu geri
alındığı için bu toplantıya katılamadı.
1984 (20 Aralık) Şan Sinema Salonu'nda 70. Doğumgünü
töreni yapıldı.
1984 Aydınlar Dilekçesi girişiminde bulundu.
1985 Ekin A.Ş'nin kurulması girişiminde bulundu.
1985 İngitere'de PEN Kulüp onur üyeliğine seçildi.
1985 TÜYAP'ın düzenlediği 'Halkın Seçtiği Yılın Yazarı'
ödülünü kazandı.
1989 'Demokrasi Kurultayı'nın toplanmasında etkin görev
aldı. Oluşturulan 'Demokrasi izleme Komitesi'nin
iki başkanından biri oldu.
1989 Sovyet Çocuk Fonu'nun ilk kez verilen 'Tolstoy
Altın Madalyası'na değer görüldü.
1990 (19 Mart) Ankara'da Sanat Kurumu'nda 75.Yaşı
kutlandı.
1995 5 Temmuz Çeşme'deki imza günü sonrası, saat
01.05'te öldü.
AZIZ NESIN SIIRLERI
67.YAŞ
Benim doğduğum gün
Günler uzamaya başlar
Öyle bir öleceğim ki
Geceler uzamaya başlayacak
Ve öyle bir öleceğim ki
Günlerle gecelerden başka
Hiçkimse öldüğümü anlamayacak
Aziz NESİN
ACININ DUVARI ASILINCA
Kendisi çatlamadan
Toprağı çatlatamaz tohum
Asmışım sinirini mutsuzluğun
Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum
Acısını artık duyamıyorum
Ki kendim öyle bir acı olmuşum
Nasıl görmezse göz kendini
Kendimi arıyor bulamıyorum.
Aziz NESİN
ARKADAŞIM BADEM AĞACI
Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Açarsın çiçeklerini..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hemde bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koo desinler bize şaşkın
Sonu gelmesede hiç bir aşkın
Açalım yinede çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sen de bu güzel havaya
Aziz NESİN
ÇOCUKLARIMA
Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalamamalı senin gibi güzel
Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
Senin saydığın gibi doğru ve güzel
Hem dalgaları hem saymasını severek
De ki sinek avlıyorsun sinek
En usta sinek avcısı olmalısın
Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta
Örgüt yoksa seninle başlamalı
Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun
Düşün düşünebildiğince üç boyutlu
Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce düşünen hiç olmamış
Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler
Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar
Aziz NESİN
KENDİME ÖĞÜT
Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal...
Aziz NESİN
OKUL
Mapus damı bana çok sey öğretti
Ama en çok sabretmeyi
Yalnızken kalabalık olmayı
Kalabalıktayken de kendimle kalmayı
Ve sürekli kavga edip
Durmadan kendimle barışmayı
Hiç göçünüp yüksünmeden
İhanetlere katlanmayı
Bes metrede beşbin metreyi yürümeyi
Ve duvarların darlığında
Dünyaları dolaşmayı
Ve hepsinden de çok
Bütün yuvarlakları yüreğimde bileyip sivriltmeyi
İnsan olmayı insan olmayı
Aziz NESİN
ÖLÜME EĞİLMEK
Uyumaya değil
Rüyalarıma gidiyorum
Orada yaşayacağım isteğimce
Uyanıkken hiç yaşayamadığım
Hepsi de gençti güzeldi
Sevdim sevildim diye aldanarak
Son gördüğüm onlar olacak
Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım
Ölüme değil
Sonsuzluğa gidiyorum
Orda dinleneceğim gönlümce
Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim
Kalemim yine elimde
Kağıtlarım da önümde
Son uykusunda düşecek başım
Sağlığımda hiç eğmediğim
Aziz NESİN
SON İSTEK
Bitki olacaksam
Çayır çimen olayım
Aman baldıran değil
Yol altında kalacaksam
Gelin arabaları geçsin üstümden
Çelik paletler değil
Üstümde çocuklar koşuşsun
Ne kaçan ne kovalayan
Askerler değil
Kerpiç yapacaksanız beni
Okullarda kullanın
Cezaevlerinde değil
Soluğum tükenmez de kalırsa
Islık öttürsünler
Aman ha düdük değil
Kalem yapın beni kalem
Şiirler yazan sevi üstüne
Ölüm kararı değil
Ölünce yaşamalıyım defne yapraklarında
Sakın ola ki
Silahlarla değil
Aziz NESİN