Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Aşık Alemi
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 02.10.2011 23:07
Konu: Türkülerimiz ve Hikayeleri ¬¬ Cemile Sevdiğim Bana Küstün mü

Türkülerimiz ve Hikayeleri ¬¬ Cemile Sevdiğim Bana Küstün mü



Hikayesi

Pörnek Köyü Emirdağa yakın bir köyün adıdır. Yakın bir geçmişte, bu köyde Cemile adında fakat Yaşar diye anılan yedi sekiz yaşlarında oldukça güzel bir kız vardır. Cemilenin anası babası ölmüş; yakın hısım, akrabasından kimse kalmamıştır. Yalnız, kendinden küçük Veyis adında bir kardeşi bulunmaktadır. Cemile, yaşının ve genç kızlığının gereğince, dünyayı başka türlü görmeye başlıyor. Yani sevmek çağına girmiştir. Ve Cemile birini sevmeye başlıyor. Köyün yakışıklı delikanlılarından Şahin (Şahan) adında birine aşık olmuştur. Şahin de onu sevmektedir. Bu sevgi devam edip gelişirken araya kara kedi girer. Cemilenin köyde yakın birisi olmaması yüzünden onu zengin bir köylü, sonradan kendi oğluna almak düşüncesi ile himayesine alır. Aradan zaman geçer ve oğlan babasının önceden verdiği kararla nişan yapılır. Cemile Şahini sevdiği için nişana razı değildir. Ama baskı ağırdır ve kız sıkıntı içindedir. Hem Cemile hem de Şahin yanıp kavruluyor ve ateşleri günden güne artıyor. Bu nişan işi onları birbirinden uzaklaştıracağı yerde, aksine birbirine daha çok yaklaştırmış ve bağlamıştır. Nişanın önüne geçmek ve beraber evlenebilmek için çareler aramaya koyulurlar. Fakat oğlan tarafı buna meydan vermemekte ve mani olmaya çalışmaktadır. Aradan günler, haftalar, aylar geçiyor. Cemile erimeye başlıyor.

Zavallı şahin de aşk ateşiyle sayıklamalar, hülyalar içindedir, içini türkülere döküyor. Cemile ile sevgisini içli bir şekilde ifade ediyor. Cemile için için ağlar erirken; Şahin de türkü döküp dururken düğün zamanı gelivermiştir.

Oğlan tarafı çifte davullar çaldırarak, civardan pehlivanlar getirterek muhteşem bir düğün yapmış, Cemileyi gelin almışlardır. Cemile düğünden çok etkilenmiştir, üzüntülü ve acılı bir durumdadır. Kendisi için her şey bitmiştir. Çünkü Anadoluda kız bir kez gelin olur. Dünyada Şahinden başka kimsesi olmayan Cemile artık istemediği bir ailenin gelinidir.

Gelinliği bir yıl sürer. Şahinle Cemilenin ateşlerinin söndüğü zannedilir. Halbuki aşk ateşi daha da artmış, yalımları yüreklerinin dışına taşmıştır. Şahin bu geçen bir yıl içinde evlenmemiş ve başkasıyla da evlenmeyi aklından geçirmemiş; Cemile de kocasına bir türlü ısınamamıştır. İkisi de sevgilerini iyice gizlemeye çalışıyor ve başarılı da oluyorlar. Şahinle gizli gizli haberleşiyorlar. Bir gün bu ıstıraba son vermek gerektiği kanısına varırlar ve Şahinin teklifi gelir. Cemile de aynı düşüncededir: tüm yollar birlikte kaçmak düşüncesine çıkmaktadır.
Köyün kıyısındaki evin önünde buluşmayı kararlaştırırlar. Şahin bir kır ata binip gelir. Vakit gecedir. Biraz sonra Cemile de aynı yere gelir. Hiç vakit kaybetmeden Cemileyi atın terkisine alarak atı sürer, doğruca Şahinin Emirdağdaki ablasının evlerine...

Ertesi gün olay köyün dilindedir. Hem Şahin'de hem Cemilenin kocası tarafında bir telaş başlar.

Şahinle Cemile on, onbeş gün Emirdağda kaldıktan sonra Emirdağa dönerler. Cemilenin kocası mahkemeye başvurur. Bu şekilde Cemile ile Şahin bir müddet daha birlikte kaldıktan sonra, Cemile Şahinin yengesi tarafından kandırılır. Şahinin yengesi Şahini sevmemektedir, zaten Cemilenin kocasının akrabasıdır da. Ne yapıp edip Cemileyi sevdiğinden ayırmak gerektiğini düşünür. Günlerce dil döküp Cemileyi kandırmayı başarır. Cemilenin küçük kardeşi Veyis de açıkta kaldığından, ablasının yine eski zengin kocasına dönmesini istemektedir.
Cemile bunun üzerine düşünüyor, düşünüyor ve kocasına dönmeye karar veriyor. Çünkü küçük kardeşi içliliği yüzünden amansız bir hastalığa yakalanmış bulunuyor. Kardeşine acıyan, başka düşüncelerle de sarsılan Cemile kocasının evine dönüyor. Fakat kocası Cemileyi kabul etmiyor. Cemile ortada kalakalmıştır. Hem Şahinden hem kocasından olmuştur. Sığınacağı kimsesiz kardeşi kalmıştır, başka da yeri yoktur artık. Veyis hasta olduğu için bakacak kimseleri yoktur. Her şekilde açıkta kalan Cemile düşünüp dururken köyün zenginlerinden biri Cemileye evlenme teklif eder. Cemile maddi olanaklarının artacağı düşüncesiyle adamla evlenmeye razı olur ve evlenirler. Sonrasında Veyis hastalığın pençesinden kurtulamayıp Afyonkarahisar Hastanesinde ölür.
Cemile derin bir yalnızlık içinde hissediyor kendini. Kardeşinin ölümünü kendinden biliyor ve büyük azap içinde kıvranıyor. Bu ağır elem içinde Cemile onulmaz bir derde düşüyor,garip, kimsesiz Cemileyi ölüme götürüyor bu dert.
Tüm bu acı hikayenin üzerine Şahin Gürbüz içini türkülere, ağıtlara döküveriyor.

Kaynak: Osman Attila Afyonkarahisar Türküleri (Genişletilmiş ikinci baskı) , 1966, Ankara, Güven Matbaası




Cemile Sevdiğim Bana Küstün Mü

Cemile sevdiğim bana küstün mü
Unuttun mu kır beygirin üstünü
Yavıyıdım yar elimden ayrıldım
Bilemedim düşmanımı dostumu

Tehlikedir düşmanlardan hayatım
Berat oldu mahkemenin nayeti
Şahan’ınan Cemile’nin yoluna
Konağa döküldü köyün heyeti

Firenk olur caminin anahtarı
Üç yüz dirhem kiloların kantarı
Konağa döküldü gelin yoluna
Pörneklinin teşkilatı muhtarı

Konaktaki oturanlar kadı mı
Paftun koydun kır beygirin adını
Aldılar elimden nazlı yarimi
Otuz günde alamadım tadını

Sağlam olur yarim konağın örkü
Buğday mı ekiyor sandıklı çarkı
Hesap ettim defterlere sığmadı
Cemile geline yakılan türkü

Cemile’dir nazlı yarimin adı
Oğul ballarında yok idi tadı
Çıkarınca ireyisin önüne
Efendim cebrile getirdi, dedi

Kırepdöşen saya giydin mi idi
İlk kocanın adı seydi mi idi
Bir ay durdun nazlı yarim yanımda
Düşman günlerini saydı mı idi