Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Alışmak ile anlamak aynı şeymidir?
Anlamışmıyız, Alışmışmıyız?
Alıştıklarımızı acaba gerçekten anlamışmıyız?
Misal;
Şuan parmaklarımız klavyede gezinirken,
Ekrana çıkan yazıları,
Bu yazıların dünyaya yayılışını,
Anlamışmıyız yoksa alışmışmıyız?
Önümüzdeki bir notbuk ile
dünyanın tüm kütüphanelerine
bir parmak dokunuşu kadar yakın oluşumuzu,
anlamışmıyız, alışmışmıyız.
Artık fiziğe meydan okuyan teknoloji,
Üç boyutun içine hapsolunamayacak kadar özgür,
Zaman ve mekânı sınır kabul etmeyecek kadar cüretkâr.
Neredeyse, msn ve benzeri hizmetler aracılığı ile
dünyanın en ücra köşesinde bulunan bir dostunuz ile görüşürken,
elini uzatıp sizi tutacak veya ekrandan çıkıp odanıza gelecek kadar kontrolsüz.
Bütün bu ve benzeri imkânların nasıl oluştuğunu,
acaba mucitleri de dahil olmak üzere nasıl gerçekleştiğini anlayan varmı?
Hava;
Nedir ki!
Bütün bu sınır tanımayan teknoloji
onun eli ile istifademize sunulmuş!
Bir sözün değersizliğini belirtirken kullandığımız havadan sudan sözünü hatırladıkça!
İnsan olarak her alanda hayati önem taşıyan,
Havayı Suyu yaratıp,
sınırsız yetenekler ile donatıp,
emrimize verip istifademize sunana karşı gösterdiğimiz saygısızlığımızdan utanıyorum.
Amma göre gör kanıksadığımızdan ALIŞMIŞIZ.
BU ALIŞKANLIĞIMIZI ANLAMA ZANNI İLE ALDANMIŞIZ.
Hepimiz düşünürüz!
Nasıl?
Hepimiz konuşuruz!
Nasıl?
Ses dediğimiz mevcud-i meçhul nedir?
Ses telleri denen şeyler nasıl bir şeydir?
Her şahsa göre ÖZEL akordunu kim yapar?
Görme nedir?
Gözün kara suyundan,
Kafanın karanlık kutusunda ışık, renk ve şekiller nasıl belirlenir?
Hemen hemen hepimiz gördüğümüzden dolayı göz nasıl bir şey!
Görme nasıl gerçekleşir?
Biz görmek için sadece bakmanın dışında ne yaparız?
Anlamışmıyız?
Bu soruları kendimize sormayacak kadar ALIŞMIŞMIYIZ?
Mahlûkat adedince misaller çoğaltılabilir.
Ben sadece alışmış olduğumu düşünüyorum.
Ya siz?