Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Mehmet Halil
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 07.02.2011 21:20
Konu: Bütün bu işkenceler, baskılar, sindirme politikaları bizlere...

BİZLERE…

Ben devletim! Dediğim olacak!
Büyüklük işte böyle sağlanacak
Sınıf mücadelesi bu
Güçlü zayıfı susturacak…
Önüne çıkan engelleri yıkacak…
Korkutmak için, sindirmek için
Emekçilere ‘’ibreti alem olsun! ’’ diye,
‘’İtaat etmeyenin başına neler gelebilir görün! ’’ diye
Bütün bağımsız kurumların raporlarını çiğneye çiğneye…
Neler yapılabilirmiş bir toplum öncüsüne
‘Boyunduruklarımız! ’ kırılmasın diye…
Bütün bu tehditler, işkenceler
Pınar Selek nezdinde
BİZLERE!
9 Şubat Pınar Selek’le dayanışma

9 Şubat 2011 Çarşamba günü Beşiktaş’taki 12 Ağır Ceza Mahkemesi Pınar Selek davasını tekrar görüşecek. Bilindiği gibi Mahkemenin ısrarla verdiği beraat kararı son olarak Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu tarafından bozuldu. Dosya tekrar yerel Mahkemeye geldi. Duruşma Saat 10.30’ da başlayacak ama dava için İstanbul’a gelen Avrupalı parlamenterler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yabancı gözlemci avukatlar mahkeme öncesi saat 09.00’da Adliye önünde basın açıklaması yapacaklar.
Pınar Selek için kurulan Hâlâ Tanığız Platformu 3 Şubat’ta dayanışma çağrısında bulundu.
“ Hukuk ihlâli olmayı aşıp hukuk cinayetine dönüşmekte olan bir davaya dikkatinizi çekmek istiyoruz. Seslerini kamuya ve yetkililere duyurma gücünde olan sizleri; üretken bir kafanın, pırıl pırıl bir vicdanın, insan ve kadın hakları savunucusu cesur bir genç kadının, davayı gören mahkemenin iki kez beraat kararı vermesine rağmen infaz edilmek istenmesine dur demeye, konuya sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Pınar Selek’in kamu vicdanında suçsuzluğuna tanıklık etmek ve bu hukuk cinayetine dur demek için olanaklarınızı kullanmakta tereddüt etmeyin, çünkü birkaç dakikanızı ayırıp ekli küçük dosyaya göz attığınızda, Pınar’ın kendisine atfedilmek istenen suçu işlemediğini göreceksiniz. Dahası neden özellikle hedef kılınmaya çalışıldığını da anlayacaksınız. O, devlet tanrısının ibreti âlem için seçtiği bir kurban. Yazınızla, haberinizle, programınızla, sanatınızla, hukukçuluğunuzla, biliminizle, çevrenizi etkileme gücünüzle müdahil olun. Türkiye’nin Dreyfüs davasında sözünüzü söyleyin, hukukun adaletli olmasına yardım edin.

Pınar Selek, iki kez beraat ettiği bu davadan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun aleyhte bozma kararı nedeniyle 9 Şubat’ta yeniden yargı önünde olacak. Aynı gün.”

AVRUPA PARLAMENTOSU

EVRENSEL -BERLİN
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyeleri, iki kez beraat etmesine rağmen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun verdiği karar nedeniyle Sosyolog Pınar Selek’in 9 Şubat’ta görülecek mahkemesi öncesi Türkiye’de aydın ve yazarlara yönelik gelişmelerden duyduğu kaygıyı dile getiren bir deklerasyon yayınladı.
AKPM üyesi 26 parlamenterin imzasını taşıyan bildirge, 27 Ocak 2011 tarihinde yayınlandı.
Bildirgede açıkça, iki kez beraat etmesine rağmen 9 Şubat tarihinde ikinci kez yargılanacak olan Pınar Selek’e, cezaevlerine ilişkin yazdığı kitap nedeniyle tutuklu bulunan Nevin Berktaş’a ve Ağustos ayında Türkiye’ye giderken “asılsız ve uydurma iddialara dayalı olarak” 4 ay cezaevinde kalan, çıkarıldığı ilk mahkemede bırakıldıktan sonra sınır dışı edilen yazar Doğan Akhanlı’ya değiniliyor. Ayrıca, halen Türkiye’de 44 gazeteci ve yazarın hapiste olduğu hatırlatılıyor.
Bildirgede, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 10. Maddesi gereği düşünce ve ifade özgürlüğünün garanti altına alındığı hatırlatılarak, Türkiye’de buna aykırı kaygı verici gelişmelerin olduğuna dikkat çekiliyor.
Bildirgenin sonunda, konuya ilişkin olarak başta Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi olmak üzere İnsan Hakları Komiseri’den konuya duyarlılık göstermeleri ve bu durumu Türkiye hükümetinden sormaları isteniyor. Keza yazar ve gazetecilerden de destek beklendiği ifade ediliyor.

Deklerasyonu imzalayanlar arasında, Avrupa Parlamentosu’nu oluşturan, Avrupa Halk Partisi Grubu (EPP/CD) , Sosyalist Grup (SOC) , Avrupa İçin Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) , Avrupa Demokratik Grubu (EDG) , Birleşik Avrupa Sol Grubu (UEL) üyeleri bulunuyor:
Hunka Andrej Hunka, Almanya, (UEL): Karin Andersen, Norveç, (UEL): Marieluise Beck, Almanya, (ALDE): Anne Brasseur, Lüksemburg, (ALDE): Viola von Cramon-Taubadel, Almanya, (SOC): Tuur Elzinga, Hollanda, (UEL): Pernille Frahm, Danimarka, (UEL): Andreas, Gross, İsviçre, (SOC): Annette Groth, Germany, (UEL): Sinikka Hurskainen, Finlandiya, (SOC): HUSS Jean Huss, Lüksemburg, (SOC): Mats Jochanson, İsveç, (EPP/CD): Liana Kanelli, Yunanistan (UEL): Kateř ina Konecna, Çek Cum., (UEL): Tiny Kox, Hollanda, (UEL): Aleksei Lotman, Estonya, (UEL): Liliane Maury Pasquier, İsviçre, (SOC): Lilja Mösesdöttir, İzlanda, (UEL): Thomas Nord, Almanya, (UEL): Dimitrios, Papadimoulis, Yunanistan, (UEL): Grigore Petrenco, Moldovya, (UEL): Marietta de Pourbaix-Lundin, İsviçre, (EPP/CD): POURGOURIDES Christos Pourgourides, Kınrıs Cumhuriyeti, (EPP/CD/): Marlene Ruprecht, Almanya, (SOC): SOBKO Sergey Sobko, Russian Federasyonu, (UEL): Katrin Werner, Almanya, (UEL) . (Evrensel, Berlin)




SÜRECİN KRONOLOJİSİNDEN BAŞLIKLAR
09.07.1998: Mısır Çarşısı'nda infilak, 7 ölü 127 yaralı
10.07.1998 Basındaki haberler: 'Gaz tüpü patladı, 7 ölü 127 yaralı'
11.07.1998: Polis uzman -inceleme- raporu: 'Bomba değil'
11.07.1998 : Bomba imha ekibi: 'Deliller üzerinde parmak izi yok.' (05:00)
11.07.1998: Pınar Selek araştırmalarından dolayı göz altında (18:00)
11.07.1998: İki farklı üst arama tutanağı: İkisinde de 'üzerinde Anahtar yok'
12.07.1998: Basına Pınar'ın işyeri olarak yansıtılan sokak çocukları sanat atölyesi Pınar'ın üst arama tutanaklarında bulunamayan anahtarlar tarafından açıldı ve bomba bulundu (02:30)
13.07.1998: Polis -olay yeri- ikinci raporu: 'Bomba değil'
14.07.1998: 11.07.1998'deki tutanağa göre parmak izi bulunamayan delillerden birinde Pınar'ın parmak izi bulundu
14.07.1998 Kriminal Lab. Raporu: 'Bomba bulgusu yok.'
20.07.1998 Polis olay yeri inceleme sonuç raporu: 'Bomba değil.'
15.08.1998: Abdülmecit Öztürk poliste Selek'i suçluyor.
18.08.1998: Abdülmecit Öztürk savcıya verdiği ifadede polisteki ifadesinin işkenceyle alındığını ifade ederek Pınar Selek'i tanımadığını söylüyor. 15 dakika yan odada bekletilen A. Öztürk, pişman olduğunu söyleyerek Selek'i tekrar suçluyor. Aynı gün A.Öztürk saat 15:30'da olay yerine tatbikata götürülüyor. Orada onu linç etmek isteyen bir grup beklediği için A.Ö. apar topar olay yerinden uzaklaştırılıyor. Ancak normalde yapılması hayli zaman alan tatbikat tutanağı bir şekilde tutuluyor. Aynı gün teyzesi Ş. Güler'den yazılı bir ifade alınıyor: 'Evime gelen kız fotoğraftaki kızdır. Yeğenimle odaya kapanıp ne yaptıklarını bilmiyorum.'
19.08.1998 Medya: 'Mısır Çarşısı'nı PKK bombalamış.'
02.11.1998 Savcının oluşturduğu bilirkişi raporu: 'Nitroselüloz kalıntıları var.'
14.04.1999 Duruşmada sanık A. Öztürk'ün ifadesi: 'Selek'i tanımıyorum.'
15.06.2000 İ.Ü. Analitik Kimya Anabilim Dalı Başkanı Reşat Apak:'Nitroselüloz birçok maddede bulunur, bomba olduğuna kanıt değil.'
27.07.2000 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı raporu: 'Böyle bomba olmaz, bu rapor bilim dışıdır.'
27.10.2000 Duruşmada sanık Ş. Güler'in Türkçe bilmediği anlaşılıyor. Kürtçeden Türkçe'ye çevrilen ifadesinde Ş. Güler şöyle diyor: 'Selek'i daha önce görmedim, tanımıyorum. Önüme bir kağıt uzatıp parmak bastırdılar.'
21.12.2000 Mahkemenin tayin ettiği üç uzman profesörün raporu: 'Kesinlikle bomba değil, tüp gaz kaçağı.'
22.12.2000: Duruşmada Pınar Selek raporlara dayanılarak tahliye edildi.
13.04.2001 İçişleri Bakanlığı'nın re'sen düzenlettiği imzasız rapor: 'Bomba'.
04.07.2002 İçişleri Bakanlığı ve Emniyetin isteği üzerine mahkemenin tayin ettiği yeni bilirkişi: 'Evet, bomba var.'
(İçişleri Bakanlığı ve Emniyet, davanın tarafları olmamalarına ve mahkemenin de böyle bir talebi olmamasına rağmen, yeni bilirkişi tayin ettirmiş ve re'sen imzasız rapor düzenlettirmiştir.)
10.07.2002 Mahkemenin tayin ettiği bilirkişi Prof. Dr. İnci Gökmen'in raporu: 'Kesin olarak gaz kaçağı.'
21.12.2002 O.D.T.Ü. Elektrik Müh. Heyeti Raporu: 'Kesin gaz kaçağı.'
28.12.2005: Duruşmada Savcı Pınar Selek için ağırlaştırılmış müebbet istedi.
2006: Duruşmda İnfilak nedeni anlaşılamadığından Selek’in beraatina karar verildi.
17.04.2007: Yargıtay 9. Cez. Dairesi kararda hüküm kurulması gerektiğine işaret ederek mahkemenin kararını bozdu.
23.05.2008: Duruşmda Ağır Ceza Mahkemesi, kesin delil bulunamaması gerekçesiyle beraat kararı verdi.
10.03.2009: Yargıtay 9.Ceza Dairesi, yerel mahkemenin Pınar Selek, K. F. Sevgi, A. Öztürk, M. Yağan, H. Öztürk yönünden beraati bozma kararı verirken, A. Öget ve İ. Kaya yönünde onanma kararı verdi. Pınar Selek için 'PKK mensubudur ve eylemi gerçekleştirmiştir' iddiasıyla 36 yıl hapis cezası verilmesi istendi.
9 Şubat 2010: Bu karara yapılan itiraz üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na geldi.
Kurul, 6’ya karşı 17 üyenin oyuyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin verdiği kararın doğru olduğuna hükmetti.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, çelişkili bilirkişi raporlarına karşın patlamanın bombadan kaynaklandığının kabul edilmesi gerektiğini öne sürdü, Gerekçeli kararda, “Olayın LPG 'den kaynaklandığına dair hiçbir bulgu ele geçirilememiştir' denildi. Kararda, bombanın Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk tarafından konulduğu açıkça anlaşılmaktadır' ifadesi yer aldı.
Bir not düşelim: Bu Abdülmecit Öztürk iki kez ifade değiştirmiştir. Selek’le Beraat ettiğinde, Mahkeme savcısı Pınar’ın beraatini temyiz etmiş, ama bu şahsınkini etmediği için karar onaylanmıştır. Yani “bombayı birlikte attık” diyen kişiye hüküm verilmemiş, Pınar Selek’e 36 yıl verilmiştir. Adliyenin adaleti bizde böyle işlemektedir.