Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Vasfi Okur
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 30.01.2011 21:01
Konu: slm

Veda

VEDA Bu gün de güneş ufukta sensiz belirdi. Ne garip senden ayrılalı bu gün, kırkıncı gün. Ne senden ayrıyım, ne ayrı deyilim. Ne seninleyim, ne sensizim.
Sen bir bahar rüzgârı kadar hafif, uçup gittin. Bense hala eski şarkılarla kendi kendimi avutmaktayım.

Özlem rıhtımında dün akşam oldu
Sarıl küreklere gel usul usul
Güller menekşeler saçını yoldu
Dağıt hüzünleri gül usul usul
****** *****
Yağmur ol bahçem de yağ ellerime
Bir bahar rüzgârı sar bedenime
Nazlı kuşlar gibi kon dallarıma
Sevda sepetime dol usul usul

Sen eşini, aşiyanını alıp gittin. Bense yalnızlığın pençesindeyim. Sen bir deli saka kuşuydun uçup gittin. Bense riyakâr Dünyanın, riyasıyla boğuşmaktayım.
Bazı bazı derdin ya “ Her halde son demlerim.” Her hal de içine doğuyordu. Alayı İlliyyinin O ilahi emri. Belki sen hissettiğin gibi yaşıyordun. Belki duyguların ön plandaydı. Belki Rahmetullahı özlüyordun.
Bense hala Dünya hesaplarından dem vuruyordum.
Efendim.
Bana her şey ama her şey seni hatırlatıyor. Her cadde, her sokak, her kaldırım, gülüm.
Dön gel, dön gel artık Allah aşkına.
Hani; diyorum yine ikimiz bir kızı sevsek, hani diyorum yine ikimiz bir sevdaya tutulsak. Sen o titrek ve ürkek bakışlarınla bana tebessüm etsen.
Hani her şeyi anlardın da, bazısını söyler, bazılarına güler geçerdin.
Hani derdin ya “Ağam benim kayıtlarımı ne zaman dolduracaksın.” Yüzündeki o hazin ifadeyi ancak ben bilirim. Gözlerindeki o hüznü ancak ben bilirim.
Hala sarhoşum, hala ayılamadım. Hala seni kalbim de bir yerlere gömemedim. Hala benimlesin. Her halde hep öyle kalacaksın. Öyle sanıyorum ki seni mazinin tozlu raflarına kaldıramayacağım.
Bazen çocukluğumuz bir film şeridi gibi gelir gözlerimin önüne.
Senin o kabadayı, iri zamanların. Senden korkar çekinirdik. Sense üstünlüğün vermiş olduğu gururla bizleri korkutur ve sindirirdin. Hani o top mermisi patlamıştı da yaralanmıştın ya, o zamandan kolunda ve bacağın da şarapnel parçaları kalmıştı ya.
Herhalde onları da Hüdayı bariye hediye götürdün. Ne diyim sana; sana helal olsun.
Sana helal olsun.
Bir gül bile bırakmadın ardından; belki senden kalan bir hatıra olarak koklanırız diye. Belki de hayırlısı böyleydi. Sen zaten hep hayırdan yanaydın hayrı isterdin, Allah da gönlüne göre verdi.
Hastaneye ilk geldiğin günü hatırlıyorum da, seni Başhekimimiz Sinan beye takdim etmiştim, hani görücüye çıkan gelinlik kızlar gibi yanakların kızarmıştı. Sinan Bey seni ilk gördüğü zaman hiç iki bir etmemişti, hemen işe başlasın demişti. O bile anlamıştı senin kaliteli bir adam ol duğunu. Kendisine müteşekkirim seni benden ayırmadığı için. Kendisini kutluyorum asilce düşündüğü için. Kendisine minnet duyuyorum bana seninle bir yaşamı bana bağışladığı için.
Garip dostum. Garipliğinde mertebesine ulaştın. Hz. Yunus bile seni müjdeledi.
“Bir garip ölmüş diyeler.
Üç günden sonra bulalar.
Soğuk su ile yuyalar.
Böyle garip bencileyim.
Garip dostum; gariplik nasıl olurmuş bunu da sen öğrettin bana. Bana ne öğretmedin ki en sonda gönül diliyle konuşmasını öğrettin. Konuşmadan anlamayı. Bir bakışla karşındakinin halini anlamasını az çok senden öğrendim.
Belki de hayatı sen öğrettin bana. Eğer bizde bir parça erdem varsa sanırım seninde katkın var. Sana müteşekkirim, dostum.
Bu son şarkıyı son olarak dilimde bıraktın dostum.
Sanki terkedilmiş bir viraneyim
Her yanım dağılmış yıkılmışım ben
Üstüne basılan taşlar misali
Param parça olmuş dağılmışım ben
Çaresiz kalmışım gözlerim ıslak
Çile rüzgârın da savrulmuşum ben
Dertler derya olmuş bende bir sandal
Devrilip batmışım boğulmuşum ben.
Ailenle rahat uyu. Benim aziz dostum. Vasfi OKUR

Vasfi Okur