Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Değerli Dostlar.
Üzerinde inceleme yaptığım çok değerli bir eserde çok orijinal bulduğum ve değerli dostlarım ile paylaşmadan edemediğim bölümünü siz dostlarım ile orijinal şekli ile paylaşıyorum. İzah ve açıklama onun güzelliğine gölge düşürür düşüncesi ile olduğu gibi aşağıya kopyaladım.
Değerli şeylerin ambalajıda değerlidir, ancak o ambalaj içinde takdim edilir.
Az dikkat ile çok istifade edileceğine inanıyorum.
Allah istifade etmeye muvaffak eylesin.
Sevgi ve saygılarımla.
Dördüncü hüccet:
Malûmdur ki, ziyayı verenin ziyadar olması lâzım;
Tenvir edenin nuranî olması gerek;
ihsan gınâdan gelir;
lütuf lâtiften zuhur eder.
Madem öyledir;
kâinata bu kadar hüsün ve cemal vermek ve mevcudata muhtelif kemâlât vermek,
ışık güneşi gösterdiği gibi,
bir cemâl-i sermedîyi gösterirler.
Madem mevcudat, zeminin yüzünde büyük bir nehir gibi,
kemâlâtın lem'alarıyla parlar, geçer.
O nehir güneşin cilveleriyle parladığı gibi,
şu seyl-i mevcudat dahi hüsün ve cemal ve kemâlin lem'alarıyla muvakkaten parlar, gider.
Arkalarından gelenler aynı parlamayı,
aynı lem'aları gösterdiklerinden anlaşılıyor ki,
cereyan eden suyun kabarcıklarındaki cilveler,
güzellikler nasıl kendilerinden değil,
belki bir güneşin ziyasının güzellikleri, cilveleridir.
Öyle de, şu seyl-i kâinattaki muvakkat parlayan mehâsin ve kemâlât,
bir Şems-i Sermedînin lemeât-ı cemâl-i esmâsıdır.