Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Değerli Dostlar.
Ben insanlara neden inanmadıklarını sorarım.
Çünkü inanç aklın gereği,
İnsan ruhunun ihmale gelmez en temel ihtiyacı,
Yaşama anlam kazandıran nedeni,
Huzur, mutluluk, sevgi, kardeşlik ve hatayı disiplin altına alan,
Ahlaklı ve adil yaşama refleksini geliştiren vazgeçilmez öğreti kaynağıdır.
Fakat kimin neye, neden inandığını pek sorgulamam.
Buna hakkımın olduğuna da inanmam.
Her Dinin temelinde bir Peygamberin tebliğ etmiş olduğu,
Tevhid,
Risalet,
Ubudiyet,
Haşir ve adalet harcı olduğunu düşünür,
Anlamasam bozulmuş şekli ile kabul etmesem de,
Saygı duymam gerektiğini bilirim.
Bozulmuş hali ile dahi, dinsiz yaşamaktan daha iyi olduğuna inanır,
Herkesin his ve duygularını kontrol altına alıp zaaflarından kurtulacağı,
Hayatın mide ve uçkura hizmet gibi yaşamsal olsa bile basit ihtiyaç ve fonksiyonlarından başka değerine uygun dünyada fakat dünyadan öte maksatlarının olduğu mesajını veren bir inanca sahip olasını isterim.
Çünkü inancı akıl gerekli kılmasına rağmen,
Aklın idrakinden aciz kaldığı,
Mana âleminin malı olduğundan, kontrol edebildiği madde gibi algılama imkânı yoktur.
İzahından aciz kaldığı için, maksadı yerine getirilir,
Mahiyeti sorulmaz ve sorgulanmaz.
Mana maddenin dar sınırları içine hapsedilemez.
Hindular ineğe tapınır,
İneğe tapınmanın akli bir izahı mantıklı bir cevabı olabilirmi?
İneğe tapıyorlar diye Hindulara akılsız denilebilirmi?
İneğe tapınmanın mantıklı bir iş olmadığını söylememize rağmen,
Hinduların akılsız olmadıkları gerçeği,
Akıl terazisinin ruhun ihtiyaç ve refleksi olan dini değerleri tartmaya yetmeyeceği gerçeğini anlamak için yeterli delil değilmi?
Bence!
İnançlar akıl işi değil.
Gönül işidir.
Gönlün hangi işine akıl yol bulup anlayabilmişki? ? ?
Din ve İnancı akli bulmayarak;
Her şeyi akıl ile izah edip,
Her sorunu akıl ile çözebileceğine inananların,
Ruh ve gönül dünyalarında hangi sorunu materyalist mantık ile çözebileceklerine inandıklarını çok merak ediyorum.