Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
İstanbul'un Üç Perisi
Sedat Demirkaya
Bu öykü, 07.10.2010 tarihinde günün yazısı seçilmiştir.
Çok eski zamanlardan beri İstanbul'un ancak bilge kişilerin tanıdığı üç perisi varmış. Bu 'üç kız kardeşler' dünya durdukça İstanbul'un üç değişik köşesinde zenginlikler ve güzellikler içinde yaşarlarmış. İstanbul aslında çok eskiden beri bu perilerin yurduymuş. Her köşesi cennetten bir köşeymiş sanki o zamanlarda da... Denizleriyle, ormanlarıyla, boğaz içinde köşkleri, yalıları ve saraylarıyla dünyanın merkeziymiş bu güzel topraklar. 'Güç, zenginlik ve adalet' her bir köşeden gürül gürül akarmış...
Bu güzel perilere hayran olan insanlar, onların aşığı ve hizmetkârı olarak yine onların izniyle gelip bu kıyılara yerleşmişler günbegün.
Birinci peri 'güç ve iktidar' perisiymiş. Büyük bir kılıç tutarmış her daim elinde. Bayrağını dikmiş Sarayburnu'na, dünyayı ordularıyla buradan yönetirmiş.
İkinci peri, 'saraylar ve defineler' perisiymiş! Galata'da oturur, altınlara ve pırlantalara hükmederken dünyayı parayla avucunun içinde tutar, altınla bu topraklardan yönetirmiş...
Üçüncü kız kardeş ise Kadıköy'de yaşarmış! 'Adalet perisi'ymiş onun adı. Gönüller sultanı olup elinde bir terazi, bütün dünyayı adaletle ve huzurla bu şehirden yönetirmiş...
İstanbul'a yerleşen insanoğlu, bu dünyalar güzeli üç kız kardeşle iyi geçinirlerse mutlu, huzurlu ve güçlü olurlar; perileri ihmal ettiklerinde ise başlarına türlü felaketler gelirmiş. Lakin bu üç kız kardeşten her biri ayrı fettan, bir o kadar ayartıcı; güzellikleriyle ve tatlı dilleriyle gönül çelen oyunbaz perilermiş. İstanbul'a sadakatle hizmet eden yöneticilere:
- En güzel ve en güçlü benim biliyorsun! Sarayburnu'na gel, buraya yerleş. Her gün benim hizmetimde ol. Bana sadakatle hizmet edersen seni ordularımla dünyalar kralı yaparım, dermiş. Sancaklar, zaferler veririm sana, hep benimle kal, sadece benimle ol, dermiş. Benim adıma sen yönetirsin dünyayı...
- Deli misin sen! dermiş, Galata perisi. Altınlara elmaslara boğarım seni. Dünyanın en zengini olursun benimle olursan. Burada kal, savaşlarla uğraşmadan parayla dünyayı yönetmeyi öğretirim sana...
Kadıköy'deki adalet perisi ise:
- Aklını ve vicdanını benden uzak tutma. İnsanlara adaletle hükmetmeyi ve gönüller sultanı olmayı öğretirim ben sana. Uzun yıllar güç ve iktidar sahibi olmanı sadece ben sağlarım; aman kardeşlerime kanma, dermiş.
İstanbul'da yaşayanlar 'Üç Kız Kardeşler'e hizmette kusur etmezler, haftanın bazı günlerinde adalet perisine, kimi günlerde defineler perisine, ihtiyaç duydukça güç ve iktidar perisine koşarlarmış. Periler arasındaki dengeleri gözettikçe büyür, güçlenir, zenginleşir ve bütün dünyaya bu güzel perilerin varlığından aldıkları ilhamla hükmederlermiş.
Gün gelmiş paraya pula tapar olmuş İstanbullu... Galata'dan ayrılmaz, Kadıköy'e ise hiç uğramaz olmuşlar. Ülkede adalet bozulmuş, yönetim zayıflamış; bütün işler kötüye gitmeye başlamış...
Gün gelmiş Sarayburnu'na yerleşmişler. Ordular kurmuş, dört bir yana elleri kolları ulaşır olmuş ama Galata'ya uğramadıkları için yoksullaşmış, Kadıköy'e uğramadıkları için de zalimleşmişler...
Sadece Kadıköy'e yerleşenler ise, ordulardan ve zenginliklerden uzak kaldıkları için 'adaletin' sözünü dinletemez olmuşlar.
Bu olanlardan ibret alıp İstanbul'un dünyalar güzeli üç güzel perisine sadakatle hizmet edenlerse büyümüş, güçlenmiş ve İstanbul'u kendilerinden sonra gelenlere de adını duyuracak kadar başarılı olmuşlar ve burayı 'Büyük Aşkların Şehri' yapmışlar:
Bizans döneminde Jüstinyen,
Osmanlı döneminde Fatih,
Cumhuriyet aydınlığının havai fişeği Gazi Mustafa Kemal! ..
Gökten kıpkırmızı üç elma düşmüş...
Sedat Demirkaya