Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Zuhal Keskin
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 18.09.2010 23:32
Konu: Merhaba saygı değer grup üyelerimiz yeni şiirimi sizlerle paylaşarak yorumlarınıza bırakıyorum..

On’un bu yüz’ünü sevdim! ! !

Bazen düşlerin saklandığı bu koskoca şehri sana benzetirim.
Surları,burçları,kapıları,dağları, vadisi ve daracık sokaklarında; bir çare aşklarını yoksulluktan kaybetmiş mahalleleri..
Keçi burcundan güneşin doğuşu ve uzanışı emsalin koynuna doğru amansız..
Bu koca kenti sana benzetirim gizemli,eşsiz,yürekli, merhametli ve acılarına karşı dimdik bir dağ gibi..
Bazen fırtına öncesi esen bir sam yeli gibi kasırgaya hazır, patlamaya hazır bir fünye gibi…
Ama her şeye rağmen sevdalı yüreği var ya kor’a benzeyen.
İşte o her şeye bedel..
Bunu sever gibi seviyorum sırf sana benziyor diye amedi.
Güzel gözlerin saçların o bakışın ve kirli sakalın
Bunu sever gibi seviyorum amedi

Bir kadın gibi mağrur ve alımlı oluşunu seviyorum
Utangaç bir kız gibi hiç konuşmayan dicle’si
Ama dalgalanıverir bazen yalan sevdalara
Ne acıları alıp götürür uzayan yollara
Hüzün limanında mil gibi dolarak saçlarına
Kaç aşığa ağıt yaktırmış
Kaç sevdalı yok olmuş diyarında.
En çılgın dişlerini göstererek çağlar amed’im
Asırlık köprünün duvarlarına, surlarına
Bazen aşklarımın adresidir bazen tutkum..
Ne kadar küssede bu koca şehir bana

Dağdan kapıları vardır
Kardeşliğe açılan isyanı, direnişi cam gibi kırılan.
Kısırdır yürekten sevmesen güneşte kavrulan toprağı,
Kara taşlarına yazamasan yalan da olsa aşkını, adını, sevdanı.
Yaşamasan acının rengini ve tadını tarihini, hanını
Kaç ömür tükendi bilmem zindanlarında
Haklı haksız kavgasıyla davasıyla
Dermiyim hiç amedli’sin bir adın hasret diye
Komşuluk eder mi? Şahitlik eder mi? duruşuna sana
Sefillik çektiğin bu hayata..
Kilise çanlarının yanında özgürce uçuşan güvercinler
Barut kokan sokaklarda yok olup gitmiş mahsum gençler
Ya diyecek söz bile bulamadığım o kırklar dağı
Süzülürcesine geçti bir asır dillerde
Karpuzların üstüne yakılmış çıralar gibi
Hangi küçe başından seçsem kendime
Amed gibi tutkulu amed gibi özgür amed gibi fiyakalı
Tarihe bile meydan okumuş surları ve hırçın sevdası
Hep tutturmuş gider bir özgürlük şarkısı
Yıldızların bile başka parladığı bu şehirde
Yalnız bir amed sevdalısı olarak kalsam..
Onun sadece bu yüzünü sevsem kavgalardan uzak
Ben bir şeyi bilirim amed’im sana dair
Sen yaşatılırsan büyürsün dillerde
Sen! ! !
Sevilirsen kalkarsın ancak düştüğün kuyudan yalansız dolansız
Şimdiye kadar öğrendiğim sana dair budur
Ne kadar deli olsan da merhametin vardır senin..
Kudursan da suların bir gün durulur.
Söylenecek söz bu amed’im! !
İşte ben, on’un bu yüz’ünü sevdim! ! !