Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Geçtiğimiz günlerde Kabalcı Yayınevi, Cengiz Çakmak’ın çevirisiyle, diyalektik düşünceyi insanlığa armağan eden büyük düşünür Herakleitos’un Fragmanlarını kitap dünyamıza kazandırdı.
Cengiz Çakmak’ın titiz bir çalışmayla Yunanca aslından Türkçeye kazandırılan eser vitrinlerdeki yerini aldı. Felsefeyle ilgilenen insanların bu eserden çok yararlanacakları açık. Değerli dostlara öneririm.
Herakleitos 89 numaralı fragmanda şöyle söylüyor.
“Uykuda olmayanlar için tek ve ortak bir kosmos (evren) vardır.
Uykuda olanlar ise kendi özel dünyalarına kapanırlar.”
Uyku; Bilincin uyuşarak dinlenmeye geçmesi durumudur.
Uyku, organik dünyanın en temel gereksinimlerinden biridir. Uykusuz bırakılan canlıların, belli bir uykusuzluk süresi sonucunda öldükleri bilimsel çalışmalarla tanıtlanmıştır.
Beyinde bir uyutma, bir de uyandırma merkezi vardır. Uyutma merkezinde olabilecek bir hasar, sürekli, bir uykusuzluk hastalığına, uyandırma merkezinde olabilecek bir hasar sürekli uyuma hastalığına neden olur.
Uyku, bilinci dinlendirir ama zihinsel faaliyeti ortadan kaldırmaz. Uyku sırasındaki beyinsel faaliyet, yapılan bir çok bilimsel deneyle kanıtlanmıştır. Uyku bilimsel olarak iki ana bölümde incelenmektedir. REM evresi, rüyaların görüldüğü evre; NREM evresi rüya görülmeyen derin uyku evresidir.
Buraya kadar sözünü ettiğim uyku, fizyolojik uykudur.
Aslında ortaya çıkarmaya çalıştığım uyku ise, normal insan için öngörülen sekiz saatlik uykunun dışındaki, uyanıkken uyumaya ilişkindir.
Herakleitos’un dikkat çektiği “Uykuda olmayanlar için ortak bir kosmos (evren) vardır.” Cümlesini biraz açarsak, buradaki ortak evren kavramının, ortak iyiyi, ortak üretimi, ortak paylaşımı, ortak kurtuluşu ve insanca olan her şeyin ortaklaşmayla anlam kazandığını görürüz.
Toplumumuzun geneline baktığımızda, ikinci cümlenin (Uykuda olanlar ise kendi özel dünyalarına kapanırlar.) egemen olduğunu görüyoruz.
Dini algıları kişisel çıkarları uğruna ticaret metasına dönüştürenlere uykulu gözlerle bakıyoruz. Liberal Ekonominin yağmalamalarına uykulu gözlerle bakıyoruz, Özelleştirmelere, işten çıkarmalara, sendikasızlaştırmalara uykulu gözlerle bakıyoruz. Yabancı sermayenin her yıl milyarlarca doları yurtdışına kaçırmasına uykulu gözlerle bakıyoruz.
Büyük bir mücadeleyle bağımsızlığını kazandığımız topraklarımızın, yabancılara para karşılığı satılmasına uykulu gözlerle bakıyoruz. Uyanmanın, uyandırmanın bir insanlık görevi olup olmadığına uykulu gözlerle bakıyoruz.
Bu uyku durumunun bir an önce giderilmesi ve;
“Yarin yanağından gayrı, her yerde, her şeyde hep beraber” yaşayabilmek düşüncesiyle..
Sedat Akıncı..