Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Sedat Akıncı
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 02.09.2010 16:30
Konu: Sayın Necdet Erem lutfetmiş soru sormuş...

Sayın Erem; Bana özelden bir mesajla soru sormuşsunuz. Mesajınızı aynen yayınlıyorum ve yanıtlamak da keyif olacak benim için: ANCAK...

Profilinizde üye olduğunuz gruplara baktım görenen o ki siz bir Fettullahçısınız; olabilir bu beni ilgilendirmez..Sorularınıza sağlıklı bir yanıt alabilmeniz için öncelikle benim iki soruma yanıt verin ardından ben de size ayrıntılı bir yanıt yazayım..
Siz bir fettuhlahçımısınız?
İnandığınız dinin hangi mezhebine göre ibadet ediyorsunuz.
Bu sorularıma yanıt verirseniz, eminim ki sohbet derin ve anlaşılır olacak saygılar...



Değerli Dostum.
Sizi ilgilendireceğini düşündüğüm bir yazım var aşağıya kopyaladım.
Orda bası sorularım var cevaplamak zahmetinde bulunur iseniz sevinirim.
Hoşça kal.

Meltem Esintisi 172 Felsefeye SORUM VAR.

Hayatın sadece biyolojik bir hareketten ibaret olduğuna inananlara hayatın hakikat ve hikmeti adına söylenecek bir söz var mı?

Hayatın bunca zorluklarına niçin katlandıkları sorulduğunda verebilecekleri ikna edici bir cevapları var mı?

Bu sorular kişisel değil, Allah ve ahreti inkâr için amansız bir mücadele veren, hayatı anlamsızlaştıran ÖZELLİKLE MATERYALİST felsefeye ve felsefecilere soruyorum.

Ve ekliyorum.
Allah ve ahreti inkâr İnsana ve insanlığa ne kazandıracak?

Doğan her canlı ölecekse!
Canlılar için idam emri verilip,
İnfaz gününü bekleyen mahkûm tarifinden başka bir tarif yapılabilirmi?

Özellikle insanlar için; dünya, karın tokluğuna zor işlerde çalıştırıldıkları bir esir kampından başka bir şeye benzetilebilirmi?

Bir de sonu SIFIR OLAN dramatik bir sahneden başka bir izah yapmanın imkânı var mı?

Ben bu konularda çok ciddiyim.
Ve çok düşünüyorum.
Maalesef sorularıma felsefe cebesinden makul ve mantıklı bir cevap alabilmiş değilim.

Gerçekten inanmayan bir insanın hayatı bunca zorluklarına ve sonuçsuzluğuna rağmen hangi gerekçe ile yaşadığını anlayamıyorum.

Hangi sebep bunca derdi çekmeye, yaşlanıp işe yaramaz ve sevimsiz hale gelinceye kadar bu oyunu oynamaya değer.

SÜLÜK GİBİ SÜRÜNÜNCEYE KADAR YAŞAMAK SEVİMLİMİDİR.
Ölümden kurtuluş yoksa kaçmak niye ve nereye! ! !

Haa! !
Dünyaya isteğim ile gelmedim mazeretine sığınanlara ise;
Evet, isteğiniz ile gelmediniz amma sanıyorum kalmanız için sizi tutan hiç bir şey ve hiç bir haklı nedeniniz yoktur ve olamaz.
Evet, gelmek kimsenin iradesi ile değil ama gitmek isteyen kimseye, kimsenin engel olma şansıda hakkıda yoktur.

Tabi bütün bunları Allah’a, Ahirete ve özellikle insanı insan yapan manevi dinamiklere sahip olmayanlar ve inanmadığını ZAN EDİP iddia edenler için söylüyorum.

İnananlar için yaşam tüm zorluklarına rağmen yaşanmaya değer, büyük karların yapıldığı bir ticaret hane, his ve duygulardaki hayvaniliğinin ıslah ve terbiyesi için bir eğitim alanı.

Hayatı zorluklarına rağmen meşru, makul ve mantıklı kılan bir kaç nedeni aşağıya sıralamak istiyorum.

Yaratıcıya karşı yaratılmış olmanın saygı ve sevgi sorumluluğunun sonsuz haz ve mutluluğu.

İkincisi:
İnsanı insan yapan manevi duyguların ıslah, terbiye ve tatmini.

Üçüncüsü:
Fani dünyada ruhunun aradığı ebedi saadeti kazanma azmi.

Hayatı tehdit eden tüm olaylar karşısında sığınılacak güvenli bir liman.

Yapmış olduğu insancıl davranışların karşılıksız kalmayacağı müjdesi. (Vb.)

Fani olan her sıkıntıya göğüs germeyi meşru ve mantıklı kıldığı gibi hayatı da yaşanmaya değer bir ticarete, ebedi ve onurlu bir standart kazanma eğitimine dönüştürür.

Ne var ki;
Yaratıcı hayat oyununu kurmuş.
Oyuncuları atamış.
Başarı ve başarısızlık kurallarını belirlemiş.
Oyunun zorluklarına rağmen,
İstisnasız her oyuncunun içine oyunu sonuna kadar oynama azim, aşk, inat, ihtiyaç ve heyecanını koymuş.

İnanan da inanmayan da bu kurala uymak zorunda.
Bu mücadele hayat oyununa start verildiği ilk günden beri devam ede gelmiştir.
Oyunun bitiş düdüğü çalıncaya kadarda devam edecektir. Bundan hiç şüphem olmadığı gibi, kimsenin de en ufak bir şüphesinin olduğunu sanmıyorum.

Bunu en veciz şekilde Mehmet Akif Ersoy aşağıya kaydettiğim iki beyit ile ifade etmiş.

Her devresi bir devr-i azâb olsa hayâtın,
Râzîsi değildir yine bir türlü memâtın! (ölümün)

Ömür olsa da binlerce tekâlif ile meşhûn, (emirler ile dolu)
İnsan yaşamaktan yine memnun, yine memnun!

Sorularım ve sorunlarım.
İşte benim düşüncelerim.
Kendimce bulmuş olduğum çözüm ve vermiş olduğum cevaplarım
Yanlış düşünüyor isem lütfen beni uyarınız.

Necdet Erem