Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Necdet Erem
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 15.07.2010 12:05
Konu: Felsefe ve Felsefecilere!

Değerli Dostlar bu yazımın muhatabı Felsefe ile yakından ilgilenen Arkadaşlardır. Herkesi özellikle İnanan bahtiyar insanları çok fazla ilgilendirmez. Ama kimseyede okuma denmeyeceği için sadece konunun özelliğine dikkat çekmek istedim. Okuyan, okumayan, beğenen, beğenmeyen tüm dostlara sevgi ve saygılarımı arz ederim.

Hayatın sadece biyolojik bir hareketten ibaret olduğuna inananlara hayatın hakikat ve hikmeti adına söylenecek bir söz var mı?

Hayatın bunca zorluklarına niçin katlandıkları sorulduğunda verebilecekleri ikna edici bir cevapları var mı?

Bu sorular kişisel değil, Allah ve ahreti inkâr için amansız bir mücadele veren, hayatı anlamsızlaştıran ÖZELLİKLE MATERYALİST felsefeye ve felsefecilere soruyorum.

Ve ekliyorum.
Allah ve ahreti inkâr İnsana ve insanlığa ne kazandıracak?

Doğan her canlı ölecekse!
Canlılar için idam emri verilip,
İnfaz gününü bekleyen mahkûm tarifinden başka bir tarif yapılabilirmi?

Özellikle insanlar için dünya karın tokluğuna zor işlerde çalıştırıldıkları bir esir kampından başka bir şeye benzetilebilirmi?

Bir de sonu SIFIR OLAN dramatik bir sahneden başka bir izah yapmanın imkânı var mı?

Ben bu konulara çok ciddiyim.
Ve çok düşünüyorum.
Maalesef sorularıma felsefe cebesinden makul ve mantıklı bir cevap alabilmiş değilim.

Gerçekten inanmayan bir insanın hayatı bunca zorluklarına ve sonuçsuzluğuna rağmen hangi gerekçe ile yaşadığını anlayamıyorum.
Hangi sebep bunca derdi çekmeye, yaşlanıp işe yaramaz ve sevimsiz hale gelinceye kadar bu oyunu oynamaya değer.
SÜLÜK GİBİ SÜRÜNÜNCEYE KADAR YAŞAMAK SEVİMLİMİDİR.
.
Ha isteğim ile dünyaya gelmedim mazeretine sığınanlara ise;
Evet, isteğiniz ile gelmediniz amma sanıyorum kalmanız için sizi tutan hiçbir şey ve hiç bir haklı nedeniniz yoktur ve olamaz.
Evet gelmek kimsenin iradesi ile değil ama gitmek isteyene kimseye kimsenin engel olma şansı yoktur.

Tabi bütün bunlar Allah’a, Ahirete ve özellikle insanı insan yapan manevi dinamiklere sahip olmayanlar için söylüyorum.

İnananlar için yaşam tüm zorluklarına rağmen yaşanmaya değer, büyük karların yapıldığı bir ticaret hane, his ve duygulardaki hayvaniliğinin ıslah ve terbiyesi için bir eğitim alanı.

Hayatı zorluklarına rağmen meşru, makul ve mantıklı kılan bir kaç nedeni aşağıya sıralamak istiyorum.
Yaratıcıya karşı yaratılmış olmanın saygı ve sevgi sorumluluğunun sonsuz haz ve mutluluğu.
İkincisi İnsanı insan yapan manevi duyguların tatmini.
Üçüncüsü Fani dünyada ruhunun aradığı ebedi saadeti kazanma azmi.
Hayatı tehdit eden tüm olaylar karşısında sığınılacak güvenli bir liman.
Yapmış olduğu insancıl davranışların karşılıksız kalmayacağı müjdesi. (Vb.)

Fani olan her sıkıntıya göğüs germeyi meşru ve mantıklı kıldığı gibi hayatı da yaşanmaya değer bir ticarete ve ebedi ve onurlu bir standart kazanma eğitimine dönüştürür.

Ne var ki;
Yaratıcı hayat oyununu kurmuş.
Oyuncuları atamış.
Başarı ve başarısızlık kurallarını belirlemiş.
Oyunun zorluklarına rağmen,
İstisnasız her oyuncunun içine oyunu sonuna kadar oynama azim, aşk, inat, ihtiyaç ve heyecanını koymuş.
İnanan da inanmayan da bu kurala uymak zorunda.
Bu mücadele hayat oyununa start verildiği günden beri devam ettiği bunun en bariz delilidir.
Bunu en veciz şekilde Mehmet Akif Ersoy aşağıya kaydettiğim iki beyit ile ifade etmiş.

Her devresi bir devr-i azâb olsa hayâtın,
Râzîsi değildir yine bir türlü memâtın! (öümlün)

Ömür olsa da binlerce tekâlif ile meşhûn, (emirler ile dolu)
İnsan yaşamaktan yine memnun, yine memnun!

Yanlış düşünüyor isem lütfen beni uyarınız.