Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
HaNıMeLLeRi
Elinde bir adres kağıdı hararetle bir yer arıyordu.
Gözleri gözlerime dokunduğunda
Henüz tanyeri yeni ağarıyordu.
Oğlum Musa Dermancı fırgır sokak no altı dediğinde
İşe gitme acelemi bir kenara koydum ona baktım.
Yüzünde hayattan çizgiler vardı.
Sanki olması gerekenden daha belirgin yorgun ve uykusuzdu.
Geçmişinin Karadeniz kadar dalgalı oluşuna işaretti sanki gözleri
Mavi mavi yüreğime dokundu.
Adres İki Sokak geride kalmıştı
Anlatmam zordu.
Kadın başına adres aratmak bana da kordu.
Çökük şakakları oynadı “ne güzel kokuyor hanımelleri” dedi
İşte tam orası dedim.
Bu koku Musa Dermancı’nın iş yeri
Gülümsedi sanki Antalyayı ayaklarıma serdi.
Kıskandı İstanbul, yağmurundan utandı.
Merakım katlanarak büyüdü.
Teyze sabah sabah ilaç mı alacağın nedir acelen?
“Yok oğlum yok ziyaret.”
Çok olmuş görmeyeli ama çok
Haberleşmediniz mi hiç sanaldan, yolculuk nereden?
“Hayır! Onu görürsem gelemem diye korktum”
Elindeki adres kâğıdı çok eskiden kalmış olmalı
Yırtılmaya yüz tutmuş sararmıştı.
Yürüdük, benden hızlıydı adımları
Konuşmaları ise içten ve sıcak
Öğrendim ki doğma büyüme Manisalı
Musa amca onun için en güzel yılları
Sordu “var mıdır çocukları” yok dedim yok.
Hiç evlenmedi varsa yoksa hanımelleri
Bir de bu mahallenin hem eczacısı hem de muhtarı.
Altı yıl okumuşlar yatılı okulda aynı sınıfta
Çok olmuş onları yıllar ayıralı ama hiç unutmamış
Şaşırdı Musa'nın bekar oluşuna gözleri doldu.
Dedi benimde babam bu yıl öldü.
Konuşurken gözleri uzaklara daldı,
Boğazında sanki bir düğüm vardı.
Sonradan öğrendim babası vermemiş onu Musa’ya
Ayrılmış iki sevgili ağlaya ağlaya…
En sevdiği çiçekmiş hanımelleri
Musayı sağ iken görebilmekte tek dileği…
Songül A Yılmaz