Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Ahmet Karakaş
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 29.12.2016 21:58
Konu: Andınız!

“Andımız” ismiyle ilkokullarda yıllarca okutulmuş olan öğrenci andı ilk defa tıbbiyeli Dr. Reşit Galip tarafından yazılmış olup; 1933 yılında yayınlanan bir genelgeyle her sabah çocuklara okutulmaya karar verilmiştir. 1972 yılında değişikliğe uğrayan “Andımız” 1997 yılında yapılan değişiklikle son halini almıştır. Bu değişikliğin ardından 16 yıl okutulan ant 2013 tarihinde kaldırılmıştır.
“Andımız”ın kaldırılması bazı çevreler tarafından cinayet olarak nitelendirilse de toplumun geneli tarafından olumlu karşılanmıştır. Farklı inanış ve etnik grupların yer aldığı ülkemizde tek bir gruba hitap eden andın kaldırılmasının olumlu karşılanması elbette şaşılası bir durum değildir. Kaldırılmasına karşıt tavır alanların ise tek tip bir toplum istedikleri aşikârdır.
Öğrenci andımız, birçok değeri(büyükleri saymak, küçükleri sevmek, yurdu sevmek… vs.) içinde barındırmasına rağmen uygulanma biçimi bakımından pek de eğitsel bir niteliğe sahip değildir. Bu değerler robot gibi her sabah okunarak değil; öğrenciye özümsetilerek kazandırılabilir. Papağana her gün tekrar edilerek bir kelime öğretilebilir ancak kelimenin anlamı ve sahip olduğu değerler konusunda bilgi sahibi yapılamaz.
Yaz günlerinde neyse de kış günlerinde sabahın ayazında öğrenciye okutulan ant elbette öğrenci motivasyonunu olumsuz etkileyecektir. Bazı yöneticiler olaya o kadar kaptırır ki kendilerini yağmur kar altında dahi “Andımız”ı okumadan almaz öğrenciyi sınıflara. Ant onlar için bir araç değil amaç haline gelmiştir. Neşeyle, enerjiyle okula gelen öğrenciye karşı bir dur demektir bu. Hâlbuki öğrenci sabah kalktığı andaki enerjisiyle dersleri daha fazla dinleyerek daha fazla verime ulaşabilir. Ancak yine de öğrenciye derse başlıyoruz mesajı vermesinden dolayı öğrenci motivasyonu için olumlu bir tarafı da vardır.
Biz Müslüman bir toplumuz ve devlet görevlilerinin değil peygamberimizin gösterdiği hedefe yürümeye ant içeriz. Irkçılık içeren cümleler ise İslam’ın hoşgörü anlayışıyla tamamen terstir.
Farklı etnik grupların varlığının Türk varlığına armağan edilmesinin istenmesi farklı etnik gruplara karşı sergilenen yanlış bir tutumdur. Ayrıca Türk olmayan bir insanın Türk olduğum için mutluyum ifadesini kullanması saçma bir durumdur.
Türk olmayan bir insana Türküm dedirterek yalan söyletip; üstelik hemen ardından doğruyum gibi bir ifade kullandırılması akla mantığa sığar bir durum değildir. Soralım kendimize gerçekten doğru bireyler mi yetiştirmek istiyoruz?
Demem o ki; andımız diye isimlendirdiğimiz şey toplum olarak bize dayatılmış ve seçim hakkımız hiçe sayılarak yıllarca zorla okutulmuştur. Aslında bize denilen şuydu: “Biz bir şey yazdık adını da “Andımız” koyduk. Alın bu sizin andınız! ”.

Ahmet KARAKAŞ