Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Her anne baba ister ki; çocuğu iyi bir hayat kursun, çoluk çocuğa karışsın, bol paralı itibarlı bir meslek sahibi olsun. O yüzden de çocuğuna, okumayla ilgili telkinler verirken; git kendini kurtar diye motive etmeye çalışır. Ailelerin yanında eğitimcilerin telkinleri de, çocuğun meslek edinmesi, iyi yerlere gelmesi, kendini kurtarması yönündedir. Ancak bu çocuğu motive etmek için uygun bir yöntem değildir.
İnsan ne kadar da bencil bir varlık gibi görünse de; aslında bencil değildir. Hayatta başardığı şeyleri hep birilerini mutlu etmek için, birilerinin takdirini kazanmak için başarır. İnsan anne babası, çocukları, eşi, vatanı, milleti için başarır başarmak istediklerini. Bu sebeple git kendini kurtar demek; aslında çocuk için hiçbir anlam ifade etmez. Bunun yerine git beni kurtar, git vatanını kurtar, milletini kurtar demek daha etkili olacaktır.
İnsan mutlu olarak mutlu olan bir varlık değildir; aksine mutlu ederek mutlu olabilen bir varlıktır. Bu yüzdendir ki; gerek aile gerekse okul olarak çocuğa mutlu olmayı değil mutlu etmeyi telkin edip öğretmeliyiz. Burada şöyle bir soru aklımıza gelebilir; “Peki bu çocuk hep başkalarının mutluğunu, faydasını düşünerek kendi mutluluğunu ihmal edip mutsuz bir yaşam sürmeyecek mi? ”. Elbette hayır. Aksine her bireye böyle düşünmeyi öğrettiğimiz zaman, elde edilecek kişisel mutluluk bireyin bireysel olarak elde edeceği kadar değil, diğer tüm bireylerin sağlayacağının toplamı kadar olacaktır.
Böyle bir düşünce tarzı sadece bireyin fayda ve mutluluğunu artırmakla kalmayacak, toplumun toplam fayda ve mutluluğunu da artıracaktır. Her birey kendi dışındaki bireylerin fayda ve mutluluğunu düşüneceğinden ortaya hem daha büyük bir fayda çıkacak hem de kuvvet alanları genişleyeceğinden herhangi bir bireyin faydasını geri çekmesi toplam faydaya düşük miktarda etki edecektir. Bu da sağlam bir toplum yapısı oluşturmamız demektir, sarsılmaz, kolay yıkılmaz bir toplum yapısı.
Eğer toplumsal faydanın en üst düzeyde olmasını istiyorsak; ebeveynler olarak ve eğitimciler olarak çocuğu bireysel faydaya yöneltmememiz gerekir. Unutmamak gerekir ki; bu dediklerimiz çocuğun mutluluğunu düşürüp topluma hizmet edecek hizmetçiler yetiştirmek amaçlı değildir. Aksine çocuğun kendi başına ulaşacağından çok daha fazla fayda ve mutluluğa ulaştırmaktır amacımız. (Bu konu gerek velileri, gerek öğretmenleri, gerekse öğrencileri ilgilendiren bir konu olarak tüm toplumun ortak problemidir) .
Ahmet KARAKAŞ