Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
NE EDECEKSİN
Doğmuşsun kara güne,
Güneş doğmamış üstüne.
Ay ile yıldızı ne edeceksin.
Hayata küstürmüşler.
Güldürmeyip üzmüşler
Sen tebessümü ne edeceksin.
Daha açmadan gözlerini.
Kirletmişler var olan dünyanı
Bakacak gözü ne edeceksin.
Tanımamışsın iyiliği
Kötülükler sarmış seni.
Güzelliği ne edeceksin.
Sokaklardır senin yurdun.
Hayallerle ayakta durdun.
Gerçeklerle ne edeceksin.
Yaşadıklarına kinin çoktur.
Yürek yanık sevgisizliğe toksun
Aşkı, sevdayı ne edeceksin.
Cehalet bedenini sarmış.
Okuma ve yazmadan geri kalmış.
Sen büyük larusu ne edeceksin.
Yoklukla sarmış bedenini.
Doyuramıyorsun mideni.
Bankayı borsayı ne edeceksin.
Yaşamında dertlerin çoktur.
Başında sırma saçın yoktur.
Aynayı tarağı ne edeceksin.
Senin resmi bir kimliğin yoktur.
Düz bir vatandaş bile değilsin.
Bayrak sancakla ne edeceksin.
Rahmet üstüne yağmamış.
Senden hep alınıp verilmemiş.
Ahret hesabını ne edeceksin.
Dört mevsimin kışa dönmüş.
Artık temelli ocağın sönmüş.
Mezar taşını ne edeceksin.
Kıyametler kop masada, kopsa da.
Kara toprak kucaklamış seni.
Artık muhasebeyi ne edeceksin.
03.06.08-Mersin
Hüseyin GÖNDÜK
========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: YOLDAŞ33
Alan: (grup üzerinden) YOLDAŞ33
Tarih: 27.08.2015 23:36:00
Konu: [ogretmenler] KÖY MACERAMIZ.
----------
KÖY MACERAMIZ
Giderdik yaz tatillerinde
Köyümüze ailece birlikte
Hayal meyal hatırlıyorum
Küçüktüm çünkü daha
Hafızamda yer tutmuş olan
Sabah uykudan uyanınca
İlk yaptığımız iş genelde
İnerdik alt kat kiler damına
Sanırım bizi çeken ocakta ki ateşti
Belki de anlatacağım diğer nedenler
Yanan ateşin ışıkları ile aydınlanırdı dam
Köyde elektrik yoktu o zaman
Babaannemiz karşılardı bizi
Hemen alırdı kucağına birer birer
Sarardı bir daha bırakmayacakmış gibi
Öperdi yanaklarımızdan şapır şupur.
Islanırdı yanaklarımız dudaklarından
Ve ben bu durumu hiç sevmezdim
Bitince sevmesi bırakır kalkardı yerinden
Belden iki büklüm eller dizlerde yürürdü
Damın ortasında ters çevrilmiş olan
Büyükçe bir sepetin yanına varırdı
Gülen gözlerle bize dönüp bakardı
Kaldırırdı sepeti uzanırdı ekmek üstü kaymağa
Sütü mayalamış geçen akşamdan
Kaymağını almış sac ekmeğinin üstüne sabahtan
Kahvaltı beklemezdik şehirdeki gibi
Yaklaşır ellerimize alırdık verileni
Geçerdik tezek, odun karışık yanan ocağın başına
Birde toz şeker serpilirse elimizdekilerin üstüne
Değmeyin bizlerin keyfine
Hayrandık ocak önünde oturmaya
Hoşumuza gidiyordu hepimizin
Hem midemizi doyuyorduk orda
Hem de ısınıyorduk sanırım ondan
Köyün hoşlanmadığımız yönleri de vardı
Bizim ile isteğimiz dışında samimi olmaya çalışan
Karasinekler gözlerimize kadar girerlerdi
Sivrisinekler kanımızı emerlerdi.
Birde gecelerimizi zehir eden
Tahtakurusu ve pireler vardı ki
Anlamazdık dilerinden
Bilmezdik bizden ne istediklerini
Sabahın ilk saatlerinde başlardık kaşınmaya
Düşmanlıkları vardı sanki biz şehirlilere
Büyükbabam ve babaannem şikâyet etmezdi
Isırdıkları yerler kızarır
Kaşıdıkça yara olur su topl...
................