Öğretmenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Bekir Özcan
Alan:   Grup:Öğretmenler
Tarih: 31.12.2013 13:04
Konu: Asırların…Yılların…Yılbaşının İdamı

Asırların…Yılların…Yılbaşının İdamı

Saliseler, saniye; saniyeler dakika çarkını çevirir
Dakikalar, saate; saatler gün dilimine devredilir

Günler, aylara; aylar, mevsime yapar devir teslim
Mevsimler, seneye; seneler asra inkılâp eder daim

Geçen saniyeler, insan üzerinde bırakır çok derin izler
Bir anda ne duyulur, ne hissedilir, nede görür gözler?

Üç yüz altmış beş günün, en son saniyesine gelinir
Gelir emir, bir insan en sadık dost için ölecek denir

En sadık dost olarak, çıkamaz ortaya hiçbir insan
Bulundu vefalı dost, işte ortada duruyor zaman

Hakiki can dost, gerçek arkadaş en iyi kardeş olarak
İşte benim dedim çıktım meydana, hem de nara atarak

Çok safmışım meğerse esas gerçeği görüp bilemedim
Herkesi kendim gibi sanıp, hakiki arkadaşı seçemedim

Hâlbuki ne güzel günler geçmiş, ne hatıralar saklı
Sevmenin, vefalı ve sadık olmanın bumudur hakkı?

Çok derinden yaralanmıştı gönlüm kalbim
Üzüntüden yaş yerine, kan akıttı gözlerim

Tüm dostlarım çıktı acımasız, hem de vefasız
Her kötülüğü yapan onlardı, ben ise günahsız

Hiç bir kusurum yok, tamamen masumum
Benim suçum, sizle saliselere mahkûmum

Acımasızca, geçen günlerin yapıldı merasimi
Görüp bilmeseydim keşke, parçaladı kalbimi

Şehir meydanına kurulmuştu idam sehpası
Tüm dostlar yerine, yas tutuyordu darağacı

Keyiften dört köşe olup, atıldı naralar
Mutluluktan, patlatıldı neşeli kahkahalar

Tutuldu alkışlar, tempo müzik eşliğinde
Etrafımda, dans edildi yanan meşalelerle

Heyecanla sevinçle, fırlatıldı hava-i fişekler
Keyifle seyredildi havada, Renga renk şekiller

Alkış tufanına tutuldu, idama giden mahkûm
Duyup görünce bunu, tutuşup yandı ruhum

Acı içinde, on adım kalmıştım idam sehpasına
Dokuz, sekiz, yedi diye başlandı geri sayıma

Kenetlendi kollar, şerefe diye kalktı kadehler
Çılgınca bağırılacaktı, tutuldu en son nefesler

Çıktım sehpaya, boğazımdan geçirildi ilme
Tüm duygularım parçalandı, oldu lime lime

Büyük bir sevinçle, vuruldu sehpaya tekme
Her yıl otuz bir Aralık ayı, saat yirmi dörtte

Her sene otuz bir Aralıkta, yapılır törenle infazım
Sevinecek ne var? Sizin üzerinde kaldı günahım

Yaşadığınız zaman, öldü gömüldü mazi mezarına
Günah enkazını, ziyaret ediyorsunuz her yılbaşında

Bekir Özcan