MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 23.04.2013 01:02
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Hırs, sebeb-i mahrumiyettir;
tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir.
Bediüzzaman
Yazık! Eyvahlar olsun! Saadetimiz olan meşrutiyet-i meşrûâ, bir menba-ı hayat-ı içtimaiyemiz ve İslâmiyete uygun olan maarif-i cedideye millet nihayet derecede müştak ve susamış olduğu halde, bu hâdisede ifratperver olanlar Meşrutiyete garazlar karıştırmakla ve fikren münevver olanlar da dinsizce harekât-ı lâübaliyâne ile milletin rağbetine karşı maatteessüf set çektiler. Bu seddi çekenler, ref etmelidirler; vatan namına rica olunur.
Ey paşalar, zabitler!
Bu on bir buçuk cinayetin şahitleri binlerle adamdır. Belki bazılarına İstanbul’un yarısı şahittir. Bu on bir buçuk cinayetin cezasına rıza ile beraber, on bir buçuk sualime de cevap isterim. İşte bu seyyiatıma bedel bir hasenem de var. Söyleyeceğim: Herkesin şevkini kıran ve neş’esini kaçıran ve ağrazlar ve taraftarlıklar hissini uyandıran ve sebeb-i tefrika olan ırkçılık cemiyat-ı akvamiye teşkiline sebebiyet veren ve ismi meşrutiyet ve mânâsı istibdat olan ve İttihad ve Terakki ismini de lekedar eden buradaki şube-i müstebidaneye muhalefet ettim.

Herkesin bir fikri var. İşte sulh-u umumî, aff-ı umumî ve ref-i imtiyaz lâzım. Tâ ki, biri bir imtiyaz ile başkasına haşerat nazarıyla bakmakla nifak çıkmasın. Fahr olmasın, derim: Biz ki hakikî Müslümanız; aldanırız, fakat aldatmayız. Bir hayat için yalana tenezzül etmeyiz. Zira, biliyoruz ki,(En büyük hile, hileleri terk etmektir) fakat, meşru, hakikî meşrutiyetin müsemmâsına ahd ü peyman ettiğimden, istibdat ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın, rastgelsem sille vuracağım.
Lügatçe;
meşrutiyet-i meşrûâ: dine uygun meşrutiyet; İslâm’ın öngördüğü meşrutiyet-maarif-i cedide: yeni bilimler-ifratperver: aşırılığa kaçan-harekât-ı lâübaliyâne: saygısızca davranışlar-ref: ortadan kaldırma-seyyiat: kötülükler-hasene: iyilik-ağraz:kötü niyet ve düşmanlıklar, kinler-sebeb-i tefrika:bölme, parçalama sebebi-cemiyat-ı akvamiye: milletler topluluğu-şube-i müstebidane: baskıcı tavrı olan şube-sulh-u umumî: genel barış-ref-i imtiyaz: ayrıcalığın kaldırılması-müsemmâ: isimlendirilen, ismin sahibi-ahd ü peyman:s öz verme ve yemin etme.
Ey nefsim! Ve ey nefsimle beraber bu hikâyeyi dinleyen adam!
Eğer bedbaht kardeş olmak istemezsen ve bahtiyar kardeş olmak istersen, Kur'ân'ı dinle ve hükmüne mutî ol ve ona yapış ve ahkâmıyla amel et.
Şu hikâye-i temsiliyede olan hakikatleri eğer fehmettin ise, hakikat-i dini ve dünyayı ve insanı ve imânı ona tatbik edebilirsin. Mühimlerini ben söyleyeceğim, incelerini sen kendin istihrâc et.
İşte, bak: O iki kardeş ise: Biri ruh-u mümin ve kalb-i sâlihtir, diğeri ruh-u kâfir ve kalb-i fâsıktır. Ve o iki tarîkten sağ ise, tarîk-ı Kur'ân ve imândır. Sol ise, tarîk-ı isyan ve küfrandır.
Ve o yoldaki bahçe ise, cemiyet-i beşeriye ve medeniyet-i insaniye içinde muvakkat hayat-ı içtimâiyedir ki, hayır ve şer, iyi ve fenâ, temiz ve pis şeyler beraber bulunur. âkıl odur ki, (Güzel ve huzur vereni al, çirkin ve keder vereni bırak) kaidesiyle amel eder, selâmet-i kalb ile gider.
Ve o sahrâ ise, şu arz ve dünyadır.
Ve o aslan ise, ölüm ve eceldir.
Ve o kuyu ise, beden-i insan ve zamân-ı hayattır.
Ve o altmış arşın derinlik ise, ömr-ü vasatî ve ömr-ü gâlibî olan altmış seneye işarettir.
Ve o ağaç ise, müddet-i ömür ve madde-i hayattır.
Ve o siyah ve beyaz iki hayvan ise, gece ve gündüzdür.
Ve o ejderha ise, ağzı kabir olan tarîk-ı berzahiye ve revâk-ı uhrevîdir. Fakat o ağız, mü'min için zindandan bir bahçeye açılan bir kapıdır.
Ve o haşerât-ı muzırra ise, musîbât-ı dünyeviyedir. Fakat, mü'min için, gaflet uykusuna dalmamak için tatlı ikazât-ı İlâhiye ve iltifatât-ı Rahmâniye hükmündedir.
Lügatçe;
mutî: İtaatli. Terbiyeli. İsyan etmeyen-ahkâm: hükümler, kanunlar-hikâye-i temsiliye: Birşeyi gözönünde canlandıran hikâye-hakikat-i din ve dünya: Din ve dünyanın gerçek manası-muvakkat: Geçici-hayat-ı içtimâiye: Sosyal hayat, toplum hayatı-âkıl: Akıllı-tarîk-ı berzahiye: Kabir âlemine giden yol-revâk-ı uhrevî: Cennet bahçesi. Âhiretin başlangıcı-haşerât-ı muzırra: Zararlı böcekler, haşereler- musîbât-ı dünyeviye: Dünya belâları, musîbetleri-ikazât-ı İlâhiye: İlâhî ikazlar, uyarılar-iltifatât-ı Rahmâniye: Sonsuz merhamet sahibi Allah`ın iltifatları, iyilikleri.