Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Kader söylese, iktidar-ı beşer konuşmaz, ihtiyar-ı cüz'î susar.
Bediüzzaman
Hayatın üç mühim vazifesi var
Üçüncü mesele
Hayatımın Hâlıkıma bakan fıtrî vazifelerine ve mânevî faydalarına baktım. Gördüm ki hayatım, hayatın Hâlıkına üç cihetle ayinedarlık ediyor:
Birinci vecih: Hayatım, acz ve zaafıyla ve fakr ve ihtiyacıyla Hâlık-ı hayatın kudret ve kuvvetine ve gınâ ve rahmetine aynadarlık eder.
Evet, nasıl ki açlık derecesiyle yemeğin lezzet dereceleri ve karanlığın mertebeleriyle ışık mertebeleri ve soğuğun mikyasıyla hararetin mizan dereceleri bilinir; öyle de, hayatımdaki hadsiz acz ve fakr ile beraber hadsiz ihtiyaçlarımı izale ve hadsiz düşmanlarımı def etmek noktasında Hâlıkımın hadsiz kudret ve rahmetini bildim; sual ve dua ve iltica ve tezellül ve ubudiyet vazifesini anladım ve aldım.
İkinci vecih: Hayatımdaki cüzî ilim ve irade ve sem' ve basar gibi mânâlarıyla Hâlıkımın küllî ve ihâtalı sıfatlarına ve şuûnâtına aynadarlıktır.
Evet, ben kendi hayatımda ve şuurlu fiillerimde bilmek, işitmek, görmek, söylemek, istemek gibi çok mânâlarıyla bildim ki, bu kâinatın şahsımdan büyüklüğü derecesinde daha büyük bir mikyasta Hâlıkımın muhit ilmini, iradesini, sem' ve basar ve kudret ve hayat gibi evsafını ve muhabbet ve gazap ve şefkat gibi şuûnâtını anladım; İmân ederek tasdik ettim ve itiraf ederek bir mârifet yolunu daha buldum.
Üçüncü vecih: Hayatımda nakışları ve cilveleri bulunan esmâ-i İlâhiyeye ayinedarlıktır.
Evet, ben kendi hayatıma ve cismime baktıkça, yüzer tarzda mucizâne eserler, nakışlar, san'atlar görmekle beraber, çok şefkatkârâne beslendiğimi müşahede ettiğimden, beni yaratan ve yaşatan Zât, ne kadar fevkalâde sehâvetli, merhametli, san'atkâr, lütufkâr, ne derece hârika iktidarlı -tâbirde hata olmasın- maharetli, hüşyar, işgüzar olduğunu İmân nuruyla bildim, tesbih ve takdis ve hamd ve şükür ve tekbir ve tâzim ve tevhid ve tehlil gibi fıtrat vazifeleri ve hilkat gayeleri ve hayat neticeleri ne olduğunu bildim. Ve kâinatta en kıymettar mahlûk hayat olduğunun sebebini ve herşey hayata musahhar olmasının sırrını ve hayata karşı herkeste fıtrî bir iştiyak bulunduğunun hikmetini ve hayatın hayatı İmân olduğunu ilmelyakîn ile anladım.
Lügatçe;
Hâlık: Yaratıcı, herşeyi yoktan yaratan Allah-ayinedar: Birşeyin özelliklerini, sıfatlarını gösteren, ayna olan-Hâlık-ı hayat: Hayatı yaratan Allah (cc) -gınâ: Cenâb-ı Hakkın bolluk, bereket ve zenginlikleri-izale: Ortadan kaldırma, giderme-sual: İsteme-dua: Allah'ı çağırma, niyaz, yalvarma-iltica: sığınma-tezellül: Alçalma, küçülme-ubudiyet: kulluk-sem': İşitme-basar: Görme-şuûnât: Allah`a âit çok yüksek, ulvî, kudsî, güzel mânâlar-muhit: İhâta eden, herşeyi kuşatan ve herşeyi içerisine alan-sehâvetli: İhsanı çok, cömert-hüşyar: Uyanık, herşeyden haberi olan-musahhar: hizmetçi, emre amade.
'Yok var olmaz, var yok olmaz' mı?
Kadîr-i Zülcelâlin iki tarzda icadı var:
Biri ihtirâ' ve ibdâ' iledir. Yani hiçten, yoktan vücud veriyor ve ona lâzım herşeyi de hiçten icad edip eline veriyor.
Diğeri inşa ile, san'at iledir. Yani, kemâl-i hikmetini ve çok esmâsının cilvelerini göstermek gibi çok dakik hikmetler için, kâinatın anâsırından bir kısım mevcudatı inşâ ediyor; her emrine tâbi olan zerratları ve maddeleri, rezzâkiyet kanunuyla onlara gönderir ve onlarda çalıştırır.
Evet, Kadîr-i Mutlakın iki tarzda, hem ibdâ', hem inşa suretinde icadı var. Varı yok etmek ve yoğu var etmek en kolay, en suhuletli, belki daimî, umumî bir kanunudur. Bir baharda, üç yüz bin envâ-ı zîhayat mahlûkatın şekillerini, sıfatlarını, belki zerratlarından başka bütün keyfiyat ve ahvallerini hiçten icad eden bir kudrete karşı 'Yoğu var edemez' diyen adam, yok olmalı!
Lügatçe;
ihtirâ': Cenâb-ı Hakk`ın yoktan, benzersiz yaratması-ibdâ': Cenab-ı Hakkın âletsiz, maddesiz, zamansız, mekânsız yaratması ve icâdı-vücud: Varlık. Var olmak, mevcud olmak-inşa: Mevcut malzemelerle yeni birşey yapmak-dakik: İnce ve derin-anâsır: Unsurlar, elemanlar, öğeler, elementler-rezzâkiyet: Her mahluka münasib rızkını verici olmak-envâ-ı zîhayat: Canlı türleri-keyfiyat: Keyfiyetler, nitelikler, özellikler.