Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Hırs, sebeb-i mahrumiyettir;
tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir.
Bediüzzaman
Ahirzaman hadiselerine işaret eden bazı hadislerin tevilleri
Sual: Sen bu zamanın hâdisâtına, fitne-i âhirzaman diyorsun. Halbuki hadiste vârid olmuş ki, âhirzamanda Allah Allah (c.c.) denilmeyecek; sonra kıyamet kopacak.'
Elcevap: Evvelâ, fitne-i âhirzamanın müddeti uzundur; biz bir faslındayız.
Saniyen: Yerde Allah Allah (c.c.) denilmeyecekten murad, Allah'a İmân kalkacak demek değildir; Haşiye 1 belki Allah'ın namını değiştirecekler* demektir. Nasıl ki yerde Allah Allah (c.c.) denilmezse kıyamet-i kübrâ kopacak. Bir memlekette de Allah Allah (c.c.) denilmezse bir nevi kıyamet kopmasına işarettir. Haşiye 2
(' Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme' Bakara Sûresi: 2:286)
Haşiye 1: Çünkü hadiste vardır ki, (Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar galibâne hak üzerine olacaktır) Bu hadis diğer hadisi takyid ediyor.
Haşiye 2: Yedi sene evvel yazılan bu işâret-i gaybiye aynen vukua geldi. Herkes gördü. Evet bu geçen zelzele, kıyametin zelzele-i kübrasından haber verir gibi sarstı, fakat akılları başlarına gelmedi.
*('Allahüekber' yerine 'tanrı uludur' demek gibi. Şefkat)
Said Nursî
Lügatçe;
hâdisât: Hadiseler, olaylar-fitne-i âhirzaman: âhirzaman fitnesi; dünyanın son devresinde görülen fitneler, bozulmalar-fasl: dönem, mevsim-Saniyen: ikinci olarak-kıyamet-i kübrâ: büyük kıyâmet, varlığın bozulup dağılması-takyid: sınırlama.
Peygamberimiz hakkında şüphe uyandırmak isteyen kâfir ve münafıklara Kur'an'ın verdiği cevaplar:
(“Yoksa gaybın ilmi onların yanında da oradan mı alıp yazıyorlar? ” Tûr Sûresi, 52:41 meali)
Veyahut, gayb-âşinâlık dâvâ eden Budeîler gibi ve umur-u gaybiyeye dair tahminlerini yakîn tahayyül eden akılfuruşlar gibi, senin gaybî haberlerini beğenmiyorlar mı? Gaybî kitapları mı var ki senin gaybî kitabını kabul etmiyorlar? Öyle ise, vahye mazhar resullerden başka kimseye açılmayan ve kendi başıyla ona girmeye kimsenin haddi olmayan âlem-i gayb kendi yanlarında hazır, açık tahayyül edip ondan malûmat alarak yazıyorlar hülyasında bulunuyorlar. Böyle haddinden hadsiz tecavüz etmiş mağrur hodfuruşların tekzipleri sana fütur vermesin. Zira az bir zamanda senin hakikatlerin onların hülyalarını zir ü zeber edecek.
Lügatçe;
gayb-âşinâ: gaybdan haber verme-budei: budistler-umur-u gaybiye: gaybî, bilinmeyen şeyler-yakîn: kesin bilgi-akılfuruş: aklını beğendirmeye çalışan-hodfuruş: kendi kendini beğenen, meziyetlerini satmaya çalışan-fütur: usanç, gevşeklik-zir ü zeber: alt-üst, darmadağın.