MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 17.09.2012 00:43
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Ey nefis! Bil ki; dünkü gün senin elinden çıktı.
Yarın ise, senin elinde senet yok ki ona mâliksin.
Öyle ise, hakikî ömrünü, bulunduğun gün bil;
lâakal günün bir saatini, ihtiyat akçesi gibi,
hakikî istikbal için teşkil olunan bir sandukça-i uhreviye olan
bir mescide veya bir seccadeye at.
Bediüzzaman
Ahirzaman hadiselerine işaret eden bazı hadislerin tevilleri

Fâş etmek hatırıma gelmeyen bir sırrı, fâş etmeye mecbur oldum. Şöyle ki:
Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsi ve o şahs-ı mânevîyi temsil eden has şakirtlerinin şahs-ı mânevîsi “Ferid” makamına mazhar oldukları için, değil hususî bir memleketin kutbu, belki ekseriyet-i mutlakayla Hicaz’da bulunan kutb-u âzamın tasarrufundan hariç olduğunu ve onun hükmü altına girmeye mecbur değil. Her zamanda bulunan iki imam gibi, onu tanımaya mecbur olmuyor. Ben, eskide, Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsini, o imamlardan birisini zannediyordum. Şimdi anlıyorum ki, Gavs-ı Âzam’da, kutbiyet ve gavsiyetle beraber, “Ferdiyet” dahi bulunduğundan, âhirzamanda, şakirtlerinin bağlandığı Risale-i Nur, o Ferdiyet makamının mazharıdır. Bu gizlenmeye lâyık olan bu sırr-ı azime binaen Mekke-i Mükerremede dahi—farz-ı muhal olarak—Risale-i Nur’un aleyhinde bir itiraz kutb-u âzamdan dahi gelse, Risale-i Nur şakirtleri sarsılmayıp, o mübarek kutb-u âzamın itirazını iltifat ve selâm suretinde telâkki edip, teveccühünü de kazanmak için, medâr-ı itiraz noktaları o büyük üstadlarına karşı izah etmek, ellerini öpmektir.
Lügatçe;
Fâş etmek: meydana çıkarma, açığa vurma-Ferid makamı: teklik; eşsizlik, doğrudan Kur’ân ve sünnete dayanarak velilik mertebesine yükselme-kutb-u âzam: en büyük kutup; bir çok Müslüman’ın kendisine bağlandığı büyük evliyadan olan zamanın en büyük yol göstericisi-kutbiyet: kutupluk, kutup mertebesine erme hâli-gavsiyet: evliyaların başı olma, velilik mertebelerinde yüksek bir makamda olma; en büyük yardım etme makamı-Ferdiyet: ferid makamında olmak-medâr-ı itiraz: itiraz sebebi.
Çok tatlı bir lâtife ve çok ince bir hakikat

Sual: “Sen, bir mektubunda, şairane bir lâtifeyi, yani kuşların, mektuplarını yazmak ve okumak zamanında yanınıza ve şakirtlerin yanına gelmelerini, o lâtifeyi ciddî bir tarzda kardeşlerine yazdın. Halbuki o kuşlar, hal-i âlemi ve Risale-i Nur’un hâdisâta karşı fâidesini bilecek mahiyetinden uzaktırlar.”

Elcevap: Emir ve izn-i İlâhî ve havl ve kuvvet-i Rabbâniye ile, umum hayvanatın, melâikeden bir çobanı, bir nâzırı olduğu gibi, kuş taifesinin de bir çobanı var. Onlar bilmese de, emr-i İlâhî ile ve ilham-ı Rabbânî ile, çobanları onları sevk eder. O sevk-i fıtrî ise, kuşlara gelen ilhama dayanır. Kuşlar, ilhama mazhardırlar ki, yaşı bir günlük bir arı yavrusu, havada, bir gün mesafede gider, o ilham-ı fıtrî ile, o sevk-i Rabbânî ile yolunu şaşırmadan dönüp, gelip yuvasına girer.

Evet, nasıl ki küre-i arz Risale-i Nur ve şakirtlerine gelen zulme itiraz etti ve cevv-i hava yağmursuzlukla ve soğukla Risale-i Nur’a gelen tazyikat ve müsadereyi tenkit etti ve bulutlar serbestiyetini yağmurlarla alkışladı; elbette kuş nev’i de alâkadar olabilir.

Evet, insanın bir kısım sun’î kuşlarının bir bomba yumurtasıyla bir köyü harap edip bin adamı mahveden cinayetine ve cehennemî zakkum yumurtaları taşıyan o insanî kuşların tahripçi kısmını, hem küre-i arza, hem nev-i beşere müstebidane, merhametsiz tahribatına karşı, bu hayvanî kuşlar, tesirli bir surette istikbali tenvir eden Risale-i Nur’u elbette mânen tebrik edip alkışlar, diye suretindeki hâdise, gerçi çok tatlı bir lâtifedir; fakat çok ince bir hakikat dahi içinde var.

Lügatçe;
hal-i âlem: dünyanın şu andaki hâli, insanların şimdiki durumu- hâdisât: hâdiseler, olaylar-Emir ve izn-i İlâhî: Allah’ın emri ve izni-havl ve kuvvet-i Rabbâniye: her şeyi terbiye ve idare eden Allah’ın sonsuz güç ve kudreti-umum: bütün, tamamı-hayvanat: hayvanlar-nâzır: nezaret eden, bakan-ilham-ı Rabbânî: herşeyi terbiye ve idare eden Allah tarafından verilen ilham-sevk-i fıtrî: Cenâb-ı Hakkın ihtiyaçlarını karşılamaları için varlıklara yaratılışta vermiş olduğu duygu-küre-i arz: yerküre, dünya-cevv-i hava: havaküre, atmosfer-tazyikat: baskılar, sıkıştırmalar-müsadere: el koyma, toplama, toplatma-müstebidane: baskıcı şekilde, despotça.