MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 01.09.2012 01:52
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Hz. Peygamberimizin (s.a.v.) temiz ve pak dilinden dualar

Allah'ım!

Ben senin kulunum, babam ve annem de senin kulların­dır.

Benim perçemim senin elinde, benim hakkımdaki hükmün geçmişte yazıldı. Hakkımda verdiğin hüküm âdildir. Zâtını isimlendirdiğin o Sana has bütün isimlerle Senden isterim; kitabında inzal buyurduğun, yarattığın bir kula öğrettiğin bü­tün isimlerle Senden isterim. Katında bulunan gayb ilminde, Zât'ın için seçtiğin bütün isimlerle Sana yalvarırım.

Kur'an'ı kalbimin baharı, gönlümün nuru kıl, üzüntümü aydınlatan ve derdimi gideren yap.

(Ahmed bin Hanbel 1/391, 452; Hâkim, 1/509)

Kabrime teveccüh edip giderken,
Senin dergâh-ı rahmetinde,
cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kâliyle bağırarak derim:
'El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân!
Beni günahlarımın hacâletinden kurtar! '
Bediüzzaman

Ahirzaman hadiselerine işaret eden bazı hadislerin tevilleri
Rivayette var ki: İsa Aleyhisselâm Deccalı öldürdüğü münasebetiyle, 'Deccalın fevkalâade büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu' gösterir.
(Gaybı ancak Allah bilir) Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: İsa Aleyhisselâmı nur-u İmân ile tanıyan ve tâbi olan cemaat-i ruhâniye-i mücahidînin kemiyeti, Deccalın mektepçe ve askerce ilmî ve maddî ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir.
Lügatçe;
azamet-i heykel: cüsse itibariyle çok büyük olma-cemaat-i ruhâniye-i mücahidîn: Allah yolunda cihad eden ruhânîlerin (din adamlarının) oluşturduğu topluluk-kemiyet: sayıca çokluk-kinaye: bir anlamı üstü kapalı olarak ifade etme, Maksadı dolayısı ile anlatan söz.

İhlâsı kazanmak ve korumak için ne yapmalı?

İkinci sebeb;
İman-ı tahkikînin kuvvetiyle ve marifet-i Sânii netice veren masnuattaki tefekkür-ü imanîden gelen lemeât ile bir nevi huzur kazanıp, Hâlık-ı Rahîmin hazır, nâzır olduğunu düşünüp, Ondan başkasının teveccühünü aramayarak, huzurunda başkalarına bakmak, medet aramak o huzurun edebine muhalif olduğunu düşünmekle o riyâdan kurtulup ihlâsı kazanır.

Her ne ise, bunda çok derecat, merâtip var. Herkes kendi hissesine göre ne kadar istifade edebilse o kadar kârdır. Risale-i Nur'da riyâdan kurtaracak, ihlâsı kazandıracak çok hakaik zikredildiğinden, ona havale edip burada kısa kesiyoruz.

Lügatçe;
İman-ı tahkikî: İnandığı şeylerin aslını, esâsını bilerek inanma; sarsılmaz îmân, şuurlu ve incelenip araştırılarak inanılmış îmân- marifet-i Sâni: Eşyayı tam bir hüner ve sanatla vücûda getiren Cenab-ı Hakk`ı tanıma, bilme-masnuat: Sanatla yapılmış olan eserler, varlıklar-tefekkür-ü imanî: İmân gözlüğüyle bakıp tefekkür etmek, îmânı kuvvetlendirici düşünceler-lemeât: parlayışlar, parıltılar-teveccüh: Yönelme, sevgi, ilgi.