Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Hz. Peygamberimizin (s.a.v.) temiz ve pak dilinden dualar
Allah'ım!
Ben senin kulunum, babam ve annem de senin kullarındır.
Benim perçemim senin elinde, benim hakkımdaki hükmün geçmişte yazıldı. Hakkımda verdiğin hüküm âdildir. Zâtını isimlendirdiğin o Sana has bütün isimlerle Senden isterim; kitabında inzal buyurduğun, yarattığın bir kula öğrettiğin bütün isimlerle Senden isterim. Katında bulunan gayb ilminde, Zât'ın için seçtiğin bütün isimlerle Sana yalvarırım.
Kur'an'ı kalbimin baharı, gönlümün nuru kıl, üzüntümü aydınlatan ve derdimi gideren yap.
(Ahmed bin Hanbel 1/391, 452; Hâkim, 1/509)
Kabrime teveccüh edip giderken,
Senin dergâh-ı rahmetinde,
cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kâliyle bağırarak derim:
'El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân!
Beni günahlarımın hacâletinden kurtar! '
Bediüzzaman
Ahirzaman hadiselerine işaret eden bazı hadislerin tevilleri
Rivayette var ki: İsa Aleyhisselâm Deccalı öldürdüğü münasebetiyle, 'Deccalın fevkalâade büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu' gösterir.
(Gaybı ancak Allah bilir) Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: İsa Aleyhisselâmı nur-u İmân ile tanıyan ve tâbi olan cemaat-i ruhâniye-i mücahidînin kemiyeti, Deccalın mektepçe ve askerce ilmî ve maddî ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir.
Lügatçe;
azamet-i heykel: cüsse itibariyle çok büyük olma-cemaat-i ruhâniye-i mücahidîn: Allah yolunda cihad eden ruhânîlerin (din adamlarının) oluşturduğu topluluk-kemiyet: sayıca çokluk-kinaye: bir anlamı üstü kapalı olarak ifade etme, Maksadı dolayısı ile anlatan söz.
İhlâsı kazanmak ve korumak için ne yapmalı?
İkinci sebeb;
İman-ı tahkikînin kuvvetiyle ve marifet-i Sânii netice veren masnuattaki tefekkür-ü imanîden gelen lemeât ile bir nevi huzur kazanıp, Hâlık-ı Rahîmin hazır, nâzır olduğunu düşünüp, Ondan başkasının teveccühünü aramayarak, huzurunda başkalarına bakmak, medet aramak o huzurun edebine muhalif olduğunu düşünmekle o riyâdan kurtulup ihlâsı kazanır.
Her ne ise, bunda çok derecat, merâtip var. Herkes kendi hissesine göre ne kadar istifade edebilse o kadar kârdır. Risale-i Nur'da riyâdan kurtaracak, ihlâsı kazandıracak çok hakaik zikredildiğinden, ona havale edip burada kısa kesiyoruz.
Lügatçe;
İman-ı tahkikî: İnandığı şeylerin aslını, esâsını bilerek inanma; sarsılmaz îmân, şuurlu ve incelenip araştırılarak inanılmış îmân- marifet-i Sâni: Eşyayı tam bir hüner ve sanatla vücûda getiren Cenab-ı Hakk`ı tanıma, bilme-masnuat: Sanatla yapılmış olan eserler, varlıklar-tefekkür-ü imanî: İmân gözlüğüyle bakıp tefekkür etmek, îmânı kuvvetlendirici düşünceler-lemeât: parlayışlar, parıltılar-teveccüh: Yönelme, sevgi, ilgi.