MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 29.06.2012 01:01
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

‎ - Yemek yiyenlerin büyük tabağa üşüştüğü gibi insanların size karşı birleşip üşüşmeleri yakındır, buyurdu. Biri sordu:

- Acaba o zaman biz sayıca az mı olacağız?

- Hayır, bilakis siz o zaman sayıca çok olacaksınız. Fakat siz selin sürüklediği çerçöp gibi dağınık olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu çıkartacak, sizin kalbinize de vehen atacaktır, buyurdu.

- Vehen nedir ey Allah’ın Rasulü? diye sorduklarında şöyle buyurdu:

- Dünya sevgisi ve ölüm korkusu! (Ebu Davud)

Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesâba çekme.
(Bakara Sûresi: 286.)
Allah'ım, Efendimiz İbrâhim'e rahmet ettiğin gibi, Efendimiz Muhammed'e ve Efendimiz Muhammed'in âline rahmet eyle. Şüphesiz Sen her türlü hamd ve övgüye lâyık Hamîd ve sonsuz büyüklük sahibi Mecîdsin.

Canavar vicdanı taşıyanlara karşı dalkavukluk etmekle zaaf göstermek,
onları tecâvüze sevk eder.
Bediüzzaman

Hastalık, insanın etrafında bir dostluk çemberi oluşturur
Ey hasta kardeş! Senin hastalığında maddî elem var. Fakat o maddî elemin tesirini izale edecek ehemmiyetli bir mânevî lezzet seni ihata ediyor.

Çünkü, peder ve validen ve akraban varsa, çoktan beri unuttuğun gayet lezzetli o şefkatleri senin etrafında yeniden uyanıp, çocukluk zamanında gördüğün o şirin nazarları yine görmekle beraber; çok gizli, perdeli kalan etrafındaki dostluklar, hastalığın cazibesiyle yine sana karşı muhabbettarane baktıklarından, elbette onlara karşı senin bu maddî elemin pek ucuz düşer.

Hem sen müftehirâne hizmet ettiğin ve iltifatlarını kazanmasına çalıştığın zatlar, hastalığın hükmüyle sana merhametkârâne hizmetkârlık ettiklerinden, efendilerine efendi oldun.

Hem insanlardaki rikkat-i cinsiyeyi ve şefkat-i neviyeyi kendine celb ettiğinden, hiçten, çok yardımcı ahbap ve şefkatli dost buldun.

Hem çok meşakkatli hizmetlerden paydos emrini yine hastalıktan aldın, istirahat ediyorsun. Ebette senin cüz'î elemin, bu mânevî lezzetlere karşı seni şekvâya değil, teşekküre sevk etmelidir.
Zorbalık herkesin damarlarına işlemiş
Sual: 'Neden, şu inkılab-ı hükûmet, herşeyde bir inkılab getirdi? '

Cevap: (Hadîs-i şerif: 'İnsanlar kendi idarecilerinin yolundadırlar.') sırrınca, istibdat herkesin damarlarına sirayet etmişti, çok nam ve sûretlerde kendini gösteriyordu, çok dam ve planlar istimal ediyordu. Hatta benim gibi bir adam, ilmi vasıta edip, tahakküm ediyor idi veyahut sehavet-i milliyeyi sû-i istimal ederdi. Veyahut şu şeyh gibi, necâbeti sebebiyle herkes onun hatırını tutarak -tutmakla mükellef bildiğinden- tahakûküm ve istibdat ediyordu.

Lügatçe;
inkılab-ı hükûmet: Hükûmet değişikliği-inkılab: değişim-istibdat: keyfî, baskıcı yönetim; zulüm ve tahakküm-dam: Tuzak-istimal: Kullanma-tahakküm: Zorbalık etme; mânevî baskı-sehavet-i milliye: milli bir özellik olan cömertlik-sû-i istimal: kötüye kullanmak, kötü niyet-necâbet: Soyu, nesli temiz.