MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 26.05.2012 01:17
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

yüzyılımızın en önemli şairlerinden,kaldırımlar şiiriyle dünyanın en iyi şairi seçilen fikir ve edebiyat adamı NECİP FAZIL KISAKÜREĞİN bugün doğum günü...
surda bir gedik açtık mukaddesmi mukaddes
ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es...RABBİM ebediyyen rahmet etsin amin amin amin...
Bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan
ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevâd-ı Kerîmin misafirine,
fakr ve ihtiyaç nasıl elîm ve ağır olabilir?
Bediüzzaman
İsim ve resimden ibaret cumhuriyet..
Eskişehir Mahkemesinde gizli kalmış, resmen zapta geçmemiş ve müdafaatımda dahi yazılmamış bir eski hatırayı ve latîf bir vakıa-i müdafaayı beyan ediyorum.
Orada benden sordular ki:
'Cumhuriyet hakkında fikrin nedir? ' Ben de dedim:
Eskişehir Mahkeme reisinden başka, daha sizler dünyaya gelmeden, ben dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. Hulasası şudur ki: O zaman, şimdiki gibi, halî bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu; ben de tanelerini karıncalara verirdim, ekmeğimi onun suyu ile yerdim.
İşitenler benden soruyordular; ben de derdim:
'Bu karınca ve arı milletleri, cumhuriyetçidirler. O cumhuriyetperverliklerine hürmeten, tanelerini karıncalara verirdim.'
Sonra dediler:
'Sen, Selef-i Salihîne muhalefet ediyorsun? '
Cevaben diyordum:
'Hulefa-i Raşidîn, herbiri hem halife, hem reis-i cumhur idi. Sıddîk-ı Ekber (r.a.) , Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat, manasız isim ve resim değil, belki hakîkat-i adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mana-i dindar cumhuriyetin reisleri idiler.'

Lügatçe;
müdafaat: savunmalar-vakıa-i müdafaa: makkemede savunma sırasında cereyan eden bir olay-halî: boş-inziva: yalnız başına bir yere çekilip dünya işleriyle uğraşmama-Selef-i Salihîn: İslâmın ilk beş asrında yaşayan Ehl-i Sünnet âlimleri-Hulefa-i Raşidîn: İlk dört halife (Hz.Ebubekir, Hz.Ömer, Hz.Osman, Hz.Ali) -hakîkat-i adalet: adaletin aslı, esası-hürriyet-i şer'iye: dinî hürriyet-mana-i dindar: dindar anlamda,
Laik cumhiriyet bu mu?

Eğer laik cumhuriyet soruyorsanız; ben biliyorum ki, laik manası bîtaraf kalmak, yani hürriyet-i vicdan düsturuyla dinsizlere ve sefahetçilere ilişmediği gibi, dindarlara ve takvacılara da ilişmez bir hükûmet telakki ederim. On senedir -şimdi yirmi sene oluyor- ki, hayat-ı siyasiye ve içtimaiyeden çekilmişim. Hükûmet-i cumhuriye ne hal kesb ettiğini bilmiyorum. El-iyazü billah, eğer dinsizlik hesabına, îmanına ve ahiretine çalışanları mes'ul edecek kanunları yapan ve kabul eden bir dehşetli şekle girmiş ise, bunu size bilaperva îlan ve ihtar ederim ki: Bin canım olsa, îmana ve ahiretime feda etmeye hazırım. Ne yaparsanız yapınız. Benim son sözüm olarak, siz beni îdam ve ağır ceza ile zulmen mahkûm etmenize mukabil derim: Ben, Risale-i Nur'un keşf-i katîsi ile îdam olmuyorum, belki terhis edilip nur alemine ve saadet alemine gidiyorum. Ve sizi, ey dalalet hesabına bizi ezen bedbahtlar, îdam-ı ebedî ile ve daimî haps-i münferid ile mahkûm bildiğimden ve gördüğümden, tamamıyla intikamımı sizden alarak, kemal-i rahat-ı kalble teslim-i ruh etmeye hazırım.
Mevkuf
Said Nursî