MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 07.05.2012 00:51
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

İnsanlar öldükten sonra, ruhları başka makamlara gider.
Cesedleri çürüyor, fakat insanın cesedinden bir çekirdek,
bir tohum hükmünde olacak acbü'z-zeneb tabir edilen küçük bir cüz'ü baki kalıp,
cenab-ı hak, onun üstünde cesed-i insaniyi haşirde halk eder, onun ruhunu ona gönderir.
Bediüzzaman

Acbü'z-zeneb: İnsanın kuyruk sokumunda bulunan ve ikinci yaratılışa çekirdek hükmünde olacak küçük kemik.

Allah korkusunda büyük bir lezzet vardır

Ârif-i billâh aczden, mehâfetullahtan telezzüz eder. Evet, havfda lezzet vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan suâl edilse, 'En leziz ve en tatlı hâletin nedir? ' Belki diyecek:
'Aczimi, zaafımı anlayıp, vâlidemin tatlı tokatından korkarak, yine vâlidemin şefkatli sînesine sığındığım hâlettir.'

Halbuki bütün vâlidelerin şefkatleri, ancak bir lem'a-i tecellî-i Rahmettir. Onun içindir ki, kâmil insanlar aczde ve havfullahta öyle bir lezzet bulmuşlar ki, kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberrî edip, Allah'a acz ile sığınmışlar. Aczi ve havfı kendilerine şefaatçi yapmışlar.
Sözler,

Lügatçe;
Ârif-i billâh: Allahı bilen, tanıyan ve başkalarını bilgilendirilen kimse-mehâfetullah: Allah korkusu-havf: korku, korkmak-lem'a-i tecellî-i Rahmet: Cenâb-ı Hakkın rahmetinin tecellîsinin bir parıltısı-havfullah: Allah korkusu-havl: Güç, kuvvet-teberrî: uzaklaşma.

Batıl mabudların, ortaya çıkışı nasıl oldu?
(Not: Türkiyede her şeyi bir adama mal edenlerin kulakları çınlasın.)
İ'lem eyyühe'l-aziz! İnsanların en büyük zulümlerinden biri de şudur ki: Büyük bir cemaatin mesaisine terettüb eden -hasenatı intac eden- semeratı bir şahsa isnad ve ona mal ederler. Bu zulümde bir şirk-i hafî vardır. Çünkü, bir cemaatin cüz-ü ihtiyârîsiyle kesb ettikleri mahsulâtı bir şahsa atfetmek, o şahsın, icad derecesinde harikulâde bir kudrete mâlik olduğuna delâlet eder. Hattâ eski Yunanîlerin ve Vesenîlerin ilâheleri, böyle zâlimâne tasavvurat-ı şeytaniyenin mahsulüdür.

Lügatçe;
mesai: Çalışma-terettüb: gerekmek, netice olarak çıkmak-hasenat: Hayırlar, iyilik ve güzellikler-intac: Netice verme, doğurma-semerat: faydalar, kârlar, menfaatler-şirk-i hafî: Gizli şirk-kesb: işlemek, yapmak, kazanmak-Vesenî: Putperest. Yıldızları ilâh itikad etmek gibi sapık şeylere inanan kimse-ilâhe: Bâtıl mâbud-tasavvurat-ı şeytaniye: Şeytandan gelen batıl düşünceler.