MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 30.04.2012 01:08
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Ey insan, düşün! Sen alâküllihal öleceksin. Eğer nefis ve şeytana tâbi isen,
senin komşuların, belki akrabaların, senin şerrinden kurtulmak için mesrur olacaklar.
Bediüzzaman

Nur Talebeleri ehl-i saadet ve ashab-ı Cennet olacaklar

Risale-i Nur, kendi sadık ve sebatkâr şakirtlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil fiyat olarak, o şakirtlerden tam ve halis bir sadakat ve daimi ve sarsılmaz bir sebat ister. Evet, Risale-i Nur on beş senede kazanılan kuvvetli iman-ı tahkikiyi on beş haftada ve bazılara on beş günde kazandırdığını, yirmi senede, yirmi bin zat tecrübeleriyle şehadet ederler.

Hem, iştirak-i a’mâl-i uhreviye düsturuyla, herbir şakirdine, herbir günde binler hâlis lisanlarla edilen makbul duaları ve binler ehl-i salâhatin işledikleri a’mâl-i salihanın misil sevaplarını kazandırıp, herbir hakikî sadık ve sebatkâr şakirdini amelce binler adam hükmüne getirdiğini... kerametkârâne ve takdirkârâne İmam-ı Ali Radıyallahü Anhın üç ihbarı ve keramet-i gaybiye-i Gavs ı Âzamdaki (k.s.) tahsinkârâne ve teşvikkârâne beşareti ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın kuvvetli işaretiyle o hâlis şakirtler, ehl-i saadet ve ashab-ı Cennet olacaklarına müjdesi pek kat’î ispat ederler. Elbette böyle bir kazanç, öyle bir fiyat ister.

Lügatçe;
iştirak-i a’mâl-i uhreviye: Ahirete ait ameller, ibadetler, hayırlı fiillerde manevi ortaklık-ehl-i salâhat: takva sahipleri, sâlih kimseler-a’mâl-i saliha: dinin emir ve yasaklarına uygun davranışlar-

Niçin ibadet ettiğimizi biliyormuyuz?
İbadetin şahsi kemalata sebep olduğunun izahı:

İnsan, cismen küçük, zayıf ve aciz olmakla beraber, hayvanattan addedildiği halde, pek yüksek bir ruhu taşıyor. Ve pek büyük bir istidada maliktir. Ve hasredilmeyecek derecede meyilleri vardır. Ve gayr-ı mütenahi emeller sahibidir ve addedilemez fikirleri vardır. Ve gayr-ı mahdud şeheviye ve gadabiye gibi kuvveleri vardır. Ve öyle acaip bir yaratılışı vardır ki, sanki bütün enva ve alemlere fihriste olarak yaratılmıştır.

İşte, böyle bir insanın o yüksek ruhunu inbisat ettiren, ibadettir. İstidatlarını inkişaf ettiren, ibadettir. Meyillerini temyiz ve tenzih ettiren, ibadettir. Emellerini tahakkuk ettiren, ibadettir. Fikirlerini tevsi' ve intizam altına alan, ibadettir. Şeheviye ve gadabiye kuvvelerini had altına alan, ibadettir. Zahiri ve batıni uzuvlarını ve duygularını kirleten tabiat paslarını izale eden, ibadettir. İnsanı, mukadder olan kemalatına yetiştiren, ibadettir. Abd ile Mabud arasında en yüksek ve en latif olan nisbet, ancak ibadettir. Evet kemalat-ı beşeriyenin en yükseği, şu nisbet ve münasebettir.

İhtar: İbadetin ruhu, ihlastır. İhlâs ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir fayda ibadete illet gösterilse, o ibadet batıldır. Faydalar, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar.

Lügatçe;
kemalat: mükemmellikler, faziletler-istidad: Yetenek, kabiliyet-hasr: Yalnız birşeye mahsus kılma-gayr-ı mütenahi: Sonsuz, nihayet bulmaz, bitmez-add; Saymak. Sayılmak-gayr-ı mahdud: Hudutsuz, uçsuz bucaksız, sonsuz-gadabiye; Hiddet, öfke, gazabla ilgili-kuvve: Duygu, his, kabiliyet-enva: Çeşitler, türler, cinsler, nevîler-fihriste: içinde bulunan şeyleri sıra ile gösteren liste-inbisat: Genişleme, yayılma, sevinç-temyiz: Birbirinden ayırma, seçme-tenzih: kusur ve naksanlardan uzak olma-tevsi': Genişletme. Bollaştırma-had: Hudud, sınır, dozaj-Abd: Kul, ibadet eden-Mabud: Kendisine ibâdet edilen, ibâdete lâyık olan; herşeyin kendisine ibâdet ettiği ve ibâdete lâyık tek varlık olan Allah-kemalat-ı beşeriye: İnsanların en yüksek olgunluk derecelerine çıkmaları-müreccih: Tercih sebebi-illet: Temel sebep.