Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Allah namına ver, Allah namına al,
Allah namına başla, Allah namına işle,
vesselâm.
Bediüzzaman
Malın Nerede?
Hasan el-Basrî, 'Ben ölümden korkuyor ve onu sevmiyorum' diyen birine şu cevabı vermiştir: - Malını geride bıraktığın için ölümü sevmiyorsun. Eğer malını ileriye (ahirete) gönderseydin, peşinden gitmek isteyecektin.
Mezar Taşı
Behlül Dânâ'ya biri sorar:
- Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım?
Behlül Dânâ şu cevabı verir:
- Şunu yazdır: 'Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter.'
Nefsini beğenen bedbahttır, nefsinin ayıbını gören, bahtiyardır
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:
('Allah bir topluluk için hayır murad ettiğinde, onlara nefislerinin ayıplarını gösterir.' Hadis-i Şerif meali)
Kur'ân-ı Hakîmde Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm demiş:
('Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis kötülüğü emredicidir.' Yusuf Sûresi: 12:53.)
Evet, nefsini beğenen ve nefsine itimad eden, bedbahttır. Nefsinin ayıbını gören, bahtiyardır. Öyleyse sen bahtiyarsın.
Süfyan Az Bir Kuvvetle Koca Alem-i İslâmı Nasıl Esir Edebilir?
Ehâdis-i şerifede gelmiş ki: 'Âhirzamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek eşhâs-ı müdhişe-i muzırraları, İslâmın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek, az bir kuvvetle nev-i beşeri hercümerc eder ve koca âlem-i İslâmı esaret altına alır.'
Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız. İhtilâfınızdan istifade eden zalimlere karşı ('Mü'minler ancak kardeştirler.' Hucurat Sûresi: 49:10) kale-i kudsiyesi içine giriniz, tahassun ediniz. Yoksa, ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz.
Malûmdur ki, iki kahraman birbiriyle boğuşurken, bir çocuk ikisini de dövebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı muvazenede bulunsa, bir küçük taş, muvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. İşte, ey ehl-i iman! İhtiraslarınızdan ve husumetkârâne tarafgirliklerinizden, kuvvetiniz hiçe iner; az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimaiyenizle alâkanız varsa, ('Mü'minin mü'mine bağlılığı, parçaları birbirini tutan binâ gibidir.' Hadis-i Şerif meali) düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyevîden ve şekavet-i uhreviyeden kurtulunuz.
Lügatçe;
Süfyan: âhirzamanda gelip İslâm dinini yıkmak için çalışacak olan dinsiz ve münafık şahıs-Deccal: Hakkı bâtıl, bâtılı hak olarak gösteren, din yıkıcısı. Bu din yıkıcılığının âhirzamanda daha dehşetli olacağı bildirilmektedir. Şu son asırda görülen ve dünyayı tehdit eden ve Cenab-ı Hakk'ı inkâra kadar cür'et edip medeniyet-i beşeriyeyi tahribe çalışan dehşetli cereyanlar bu gaybi ihbârın doğruluğunu tasdik etmektedir- nifak: münafıklık, ikiyüzlülük-zındıka: dinsizlik, inançsızlık-eşhâs-ı müdhişe-i muzırra: müthiş zararlı kişiler-şikak: ayrılık, parçalanma-hercümerc: darmadağın, alt-üst-Zillet: alçaklık, aşağılık-tahassun: sığınmak-mizan: terazi, denge-muvazene: dengeye getirme, karşılaştırma-husumetkârâne: düşmanca-tarafgirlik: taraftarlık-Hayat-ı içtimaiye: sosyal hayat-düstur-u âliye: yüce kanun, kural-düstur-u hayat: hayat kuralı-sefalet-i dünyevî: dünyada sıkıntılar içinde olma-şekavet-i uhreviye: ahirette azap görmek.