MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 08.11.2011 00:00
Konu: Yn: Yn: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise,
yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.
Bediüzzaman

'Mesih' namı hem hz. İsaya, hem her iki deccala neden verilmiştir?

BİRİNCİ MESELE
Rivayetlerde Hazret-i İsa Aleyhisselama 'Mesih' namı verildiği gibi her iki deccala dahi 'Mesih' namı verilmiş ve bütün rivayetlerde
(Mesih Deccalın şerrinden... Mesih Deccalın şerrinden)
denilmiş. Bunun hikmeti ve te'vili nedir?
Elcevap: Allahu a'lem, bunun hikmeti şudur ki: Nasıl ki emr-i İlâhî ile İsa Aleyhisselâm, şeriat-ı Mûseviyede bir kısım ağır tekâlifi kaldırıp şarap gibi bazı müştehiyâtı helâl etmiş; aynen öyle de, büyük Deccal, şeytanın iğvâsı ve hükmüyle şeriat-ı İseviyenin ahkâmını kaldırıp Hıristiyanların hayat-ı ictimaiyelerini idare eden rabıtaları bozarak anarşistliğe ve Ye'cüc ve Me'cüc'e zemin hazır eder. Ve İslâm Deccalı olan 'Süfyan' dahi, şeriat-ı Muhammediyenin (a.s.m.) ebedî bir kısım ahkâmını nefis ve şeytanın desiseleriyle kaldırmaya çalışarak, hayat-ı beşeriyenin maddî ve mânevî rabıtalarını bozarak, serkeş ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nuranî zincirleri çözer, hevesat-ı müteaffine bataklığında birbirine saldırmak için cebrî bir serbestiyet ve ayn-ı istibdat bir hürriyet vermek ile dehşetli bir anarşistliğe meydan açar ki, o vakit o insanlar gayet şiddetli bir istibdattan başka zapt altına alınamaz.

Lügatçe;
tekâlif: Vazifeler, sorumluluklar-müştehiyât: Nefsin hoşuna giden şeyler-hayat-ı ictimaiye: Toplum hayatı, sosyal hayat-Süfyan: Ahirzamanda geleceği ve islâm dinini yıkmak için çalışacağı sahih hadislerde haber verilen dinsiz ve münâfık bir şahıs-ahkâm: hükümler, kanunlar, nizamlar-hayat-ı beşeriye: İnsanlık hayatı-rabıta: Bağ-serkeş: İsyan eden, başıbozuk-hevesat-ı müteaffine: Pis, çirkin, kokuşmuş arzular, istekler-cebrî: Zoraki-ayn-ı istibdat: Zulüm ve zorbalığın ta kendisi tam dikta rejimi.

Yüz şehid sevabı kazanmak istermisiniz?

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:
Yani, 'Fesâd-ı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse, yüz şehidin ecrini, sevabını kazanabilir.'
Evet, Sünnet-i Seniyyeye ittibâ, mutlaka gayet kıymettardır.
Hususan bid'aların istilâsı zamanında Sünnet-i Seniyyeye ittibâ etmek daha ziyade kıymettardır.
Hususan fesâd-ı ümmet zamanında Sünnet-i Seniyyenin küçük bir âdâbına mürâât etmek, ehemmiyetli bir takvâyı ve kuvvetli bir imanı ihsas ediyor.
Doğrudan doğruya Sünnete ittibâ etmek, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı hatıra getiriyor. O ihtardan, o hâtıra, bir huzur-u İlâhi hâtırasına inkılap eder. Hattâ en küçük bir muamelede, hattâ yemek, içmek ve yatmak âdâbında Sünnet-i Seniyyeyi mürâât ettiği dakikada, o âdi muamele ve o fıtrî amel, sevaplı bir ibadet ve şer'î bir hareket oluyor.
Çünkü o âdi hareketiyle Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma ittibâını düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder. Ve şeriat sahibi o olduğu hatırına gelir. Ve ondan, Şâri-i Hakikî olan Cenâb-ı Hakka kalbi müteveccih olur. Bir nevi huzur ve ibadet kazanır.
İşte, bu sırra binaen, Sünnet-i Seniyyeye ittibâı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevabdar yapabilir.
Lügatçe;
Fesâd-ı ümmet: Ümmetin fesada gitmesi, bozulması, karışıklıkların başlaması-temessük: Yapışma, sarılma, sıkıca tutma-ittibâ: Uyma, tâbî olma, arkasından gitme-bid'a: Dinin aslına uymayan âdet ve uygulamalar-âdâb: davranış kaideleri-huzur-u İlâhi: Allah`ın her an yanında olduğunu ve herşeyi bildiğini hissetme ve yaşama hâli-âdi: Sıradan, basit-Şâri-i Hakikî: Şeriatın kurucusu ve gerçek sâhibi olan Allah.