MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 26.09.2011 11:19
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Dünyayı başıma ateş yapsanız,
hakikat-ı Kur'aniyeye feda olan bu baş size eğilmeyecektir.
Bediüzzaman

Ahirzaman hadiselerine işaret eden bazı hadislerin tevilleri

Dördüncü cihet ve sebep: Büyük Deccalın, ispritizma nevinden teshir edici hassaları bulunur. İslâm Deccalının dahi, bir gözünde teshir edici manyetizma bulunur. Hattâ, rivayetlerde 'Deccalın bir gözü kördür' diye nazar-ı dikkati gözüne çevirerek Büyük Deccalın bir gözü kör ve ötekinin bir gözü, öteki göze nisbeten kör hükmünde olduğunu hadiste kaydetmekle, onlar kâfir-i mutlak bulunduğundan, yalnız münhasıran bu dünyayı görecek bir tek gözü var ve âkıbeti ve âhireti görebilecek gözleri olmamasına işaret eder.

Ben bir mânevî âlemde İslâm Deccalını gördüm. Yalnız birtek gözünde teshirci bir manyetizma gözümle müşahede ettim ve onu bütün bütün münkir bildim. İşte bu inkâr-ı mutlaktan çıkan bir cüret ve cesaretle mukaddesata hücum eder. Avâm-ı nâs hakikat-ı hali bilmediklerinden, harikulâde iktidar ve cesaret zannederler.

Hem şanlı ve kahraman bir millet, mağlûbiyeti hengâmında, böyle istidraclı ve şanlı ve talihli ve muvaffakiyetli ve kurnaz bir kumandanı bulunduğundan, gizli ve dehşetli olan mâhiyetine bakmayarak, kahramanlık damarıyla onu alkışlar, başına kor, seyyielerini örtmek ister. Fakat kahraman ve mücahid ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur-u İmân ve Kur'ân ışığıyla hakikat-ı hali göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribatını tamire çalışacağı rivayetlerden anlaşılır.

Lügatçe;
ispritizma: Ölülerin ruhlarıyla bazı şartlar altında haberleşmenin mümkün bulunduğuna inanan görüş ve bu maksatla yapılan deneyler-teshir: İtaat ettirmek, boyun eğdirmek, emir altına almak-kâfir-i mutlak: Mutlak inkârcı, materyalist-İslâm Deccalı: Ahirzamanda geleceği ve islâm dinini yıkmak için çalışacağı sahih hadislerde haber verilen dinsiz ve münâfık bir şahıs-manyetizma: Hipnotizma, hipnoz-münkir: İnkârcı, dinsiz-Avâm-ı nâs: Basit halk tabakası-istidrac: hakkı ve hakîkî değeri olmadığı halde ve kabiliyetsiz bir kimsenin çok nîmete kavuşması ve bu sebeple küfür ve isyana devam etmesiyle azap ve gazab-ı İlâhiyeye yaklaşması-seyyie: Kötülük, günah.
-

İkinci hadise: O İslâm Deccalı, 'Sûre-i ('Yemin olsun incire ve zeytine' Tîn Sûresi: 95:1) mânâsını merak edip soruyor' diye çoklar nakletmişler.

Gariptir ki, bu sûrenin akîbinde olan ('Rabbinin ismiyle oku.' Alâk Sûresi: 96:1) sûresinde ('Muhakkak ki insan azgınlaşır.' Alâk Sûresi: 96:6) cümlesi, onun aynı zamanına zamanına ve şahsına cifirle ve mânâsıyla işaret ettiği gibi, ehl-i salâta ve camilere tâğiyâne tecavüz edeceğini gösteriyor. Demek o istidraclı adam, küçük bir sûreyi kendiyle alâkadar hisseder. Fakat yanlış eder, komşusunun kapısını çalar.

Lügatçe;
akîbinde: ardından gelen. Arkası sıra giden-cifir: Harflere verilen sayı kıymetiyle ibarelerden geçmişe veya geleceğe ait işâretler çıkarmak, tarih düşürmek-ehl-i salât: Namaz kılanlar-tâğiyâne: Azgınca, azmışcasına. İsyan ederek-istidrac:Derece derece yükselmeyi isteyiş; hakkı ve hakîkî değeri olmadığı halde ve kabiliyetsiz bir kimsenin çok nîmete kavuşması ve bu sebeple küfür ve isyana devam etmesiyle azap ve gazab-ı İlâhiyeye yaklaşması.