MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 16.09.2011 16:04
Konu: Yn: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]BU VATANDAKİ GİZLİ KOMİTELER

Ahirzaman hadiselerine işaret eden bazı hadislerin tevilleri

On Yedinci Mesele

Rivayette var ki, 'Deccal çıktığı gün bütün dünya işitir ve kırk günde dünyayı gezer ve harikulâde bir eşeği vardır.'

Allahu a'lem, bu rivayetler tamamen sahih olmak şartıyla tevilleri şudur: Bu rivayetler mu'cizâne haber verir ki, 'Deccal zamanında vasıta-i muhabere ve seyahat o derece terakki edecek ki, bir hadise bir günde umum dünyada işitilecek. Radyo ile bağırır, şark-garp işitir ve umum ceridelerinde okunacak. Ve bir adam kırk günde dünyayı devredecek ve yedi kıt'asını ve yetmiş hükûmetini görecek ve gezecek' diye, zuhurundan on asır evvel telgraf, telefon, radyo, şimendifer, tayyareden mu'cizâne haber verir.

Hem Deccal, deccallık haysiyetiyle değil, belki gayet müstebid bir kral sıfatıyla işitilir. Ve gezmesi de, her yeri istilâ etmek için değil, belki fitneyi uyandırmak ve insanları baştan çıkarmak içindir. Ve bindiği merkebi ve himarı ise, ya şimendiferdir ki bir kulağı ve bir başı cehennem gibi ateş ocağı, diğer kulağı yalancı cennet gibi güzelce tezyin ve tefriş edilmiş. Düşmanlarını ateşli başına, dostlarını ziyafetli başına gönderir. Veyahut onun eşeği, merkebi, dehşetli bir otomobildir veya tayyaredir veyahut -sükût lâzım!

Lügatçe;
mu'cizâne: Mucizeli bir şekilde, mucize olarak-vasıta-i muhabere: Haberleşme vâsıtası, iletişim araçları-şark-garp: Doğu-batı-ceride: Gazete, medya-müstebid: Diktatör, zulüm ve baskı yapan. Başkasının hukukunu elinden alan-merkeb: Binek-himar: Eşek-şimendifer: Tren.

Peder ve vâlideye karşı muhabbetin Cenâb-ı Hak hesâbına olduğu için, hem bir ibâdet, hem de onlar ihtiyarlandıkça hürmet ve muhabbeti ziyâdeleştirirsin. En âlî bir his ile, en merdâne bir himmet ile onların tûl-i ömrünü ciddi arzu edip bekâlarına duâ etmek, tâ onların yüzünden daha ziyâde sevap kazanayım diye samimi hürmetle onların elini öpmek, ulvî bir lezzet-i ruhânî almaktır. Yoksa nefsânî, dünya itibâriyle olsa, onlar ihtiyar oldukları ve sana bâr olacak bir vaziyete girdikleri zaman, en süflî ve en alçak bir his ile, vücudlarını istiskâl etmek, sebeb-i hayatın olan o muhterem zâtların mevtlerini arzu etmek gibi vahşî, kederli, ruhânî bir elemdir.

Lügatçe;
tûl-i ömr: Ömür uzunluğu-bâr: Yük, zahmet-istiskâl: Ağır bulup hoşlanmadığını anlatma; soğuk muâmeleyle sevmediğini bildirme-mevt: Ölüm.