Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
ahirzaman hadiselerine işaret eden bazı hadislerin tevilleri
Onuncu Mesele
Rivayetlerde, eşhas-ı âhirzamanın fevkalâde iktidarlarından bahsedilmiş.
Vel'ilmü indallah, bunun tevili şudur ki: O şahısların temsil ettikleri mânevî şahsiyetin azametinden kinâyedir. Bir vakit Rusya'yı mağlûp eden Japon Başkumandanının sûreti, bir ayağı Bahr-i Muhitte, diğer ayağı Port Arthur Kalesinde olarak gösterildiği gibi, şahs-ı mânevînin dehşetli azameti, o şahsiyetin mümessilinde, hem o mümessilin büyük heykellerinde gösteriliyor. Amma fevkalâde ve harika iktidarları ise, ekser icraatları tahribat ve müştehiyât olduğundan, fevkalâde bir iktidar görünür. Çünkü tahrip kolaydır. Bir kibrit bir köyü yakar. Müştehiyat ise, nefisler taraftar olduğundan çabuk sirayet eder.
Lügatçe;
eşhas-ı âhirzaman: Âhirzamanda çıkacakları hadisçe bildirilen şahıslar-tevil: te'vil: Bir fikir veya sözden bir başka mânâ çıkarmak; anlaşılması zor olan âyet ve hadîslerde ne kast edildiğini ve ince mânâları bildirme-kinâye: maksadı dolayısıyla anlatan söz, üstü örtü dokunaklı söz, açıktan olmayıp hakîkî mânâyı başka ifâde ile konuşmak-Bahr-i Muhit: Büyük Okyanus-tahribat: Yıkımlar, bozmalar-müştehiyât: Nefsin hoşuna giden şeyler-sirayet: Bulaşma, yayılmak, gelişmek.
Ahirzaman hadiselerine işaret eden bazı hadislerin tevilleri
Dokuzuncu Mesele
Rivayetlerde, vukuat-ı Süfyaniye ve hâdisât-ı istikbaliye Şam'ın etrafında ve Arabistan'da tasvir edilmiş.
Allahu a'lem, bunun bir tevili şudur ki: Merkez-i hilâfet eski zamanda Irak'ta ve Şam'da ve Medine'de bulunduğundan, râvîler kendi ictihadlarıyla, daimî öyle kalacak gibi mânâ verip, merkez-i Hükûmet-i İslâmiye yakınlarında tasvir etmişler, Halep ve Şam demişler. Hadisin mücmel haberlerini, kendi ictihadlarıyla tafsil etmişler.*
* (Daha sonra hilafet merkezi İstanbul oldu. Demek İstanbul yakınlarında çıkacak. Hadis mucizane haber veriyor.)
Lügatçe;
vukuat-ı Süfyaniye: İslâm Deccalı olan Süfyan ile ilgili olaylar-hâdisât-ı istikbaliye: İslamla ilgili gelecekte yaşanılacak olaylar (burada deccal ve mehdi hadiseleri kastediliyor) -Merkez-i hilâfet: Halifenin bulunduğu yer, yönetim merkezi-râvîler: Hadis-i şerif rivayat edenler, nakledenler-mücmel: Kısa, özet.
Haklı şûrâ ihlâs ve dayanışmayı netice verir
Eğer denilse: Neden şûrâya bu kadar ehemmiyet veriyorsun? Ve beşerin, hususan Asya'nın, hususan İslâmiyetin hayatı ve terakkisi nasıl o şûrâ ile olabilir?
Elcevap: Nurun Yirmi Birinci Lem'a-i İhlâsında izah edildiği gibi, haklı şûrâ ihlâs ve tesanüdü netice verdiğinden, üç elif, yüz on bir olduğu gibi*, ihlâs ve tesanüd-ü hakiki ile, üç adam, yüz adam kadar millete fayda verebilir. Ve on adamın hakikî ihlâs ve tesanüd ve meşveretin sırrıyla, bin adam kadar iş gördüklerini, çok vukuat-ı tarihiye bize haber veriyor. Madem beşerin ihtiyacatı hadsiz ve düşmanları nihayetsiz, ve kuvveti ve sermayesi pek cüz'î; hususan dinsizlikle canavarlaşmış, tahribatçı, muzır insanların çoğalmasıyla, elbette ve elbette, o hadsiz düşmanlara ve o nihayetsiz hâcetlere karşı, imandan gelen nokta-i istinad ve o nokta-i istimdad ile beraber hayat-ı şahsiye-i insaniyesi dayandığı gibi, hayat-ı içtimaiyesi de yine imanın hakaikinden gelen şûrâ-yı şer'î ile yaşayabilir, o düşmanları durdurur, o hâcetlerin teminine yol açar.
*: Üç tane bir yanyana yazılırsa (dayanışma) 111 olur.
Lügatçe;
şûrâ: Bir meselede konu ile alakalı kişilerin doğrudan fikrine başvurma, danışma, referandum-terakki: İlerleme, kalkınma-tesanüd: Dayanışma-tahribatçı: Yıkıcı, tahrip edici-nokta-i istimdad: Yardım isteme noktası. İnsanın kalbindeki sonsuz emel ve arzuların yerine getirilmesine olan ihtiyaç-hayat-ı şahsiye-i insaniye: İnsanın şahsi hayatı-hayat-ı içtimaiye: Toplumsal, sosyal hayat-şûrâ-yı şer'î: İslâmiyetin öngördüyü şûrâ.