Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Allah'ım, işaretiyle ayın ikiye bölündüğü Zât hürmetine benim kalbimi ve sâdık Nur Talebelerinin kalplerini Kur'ân güneşimukabilinde ay gibi yap. Âmin, âmin.
Allah'ım! Habîb oluşu ve duâsıyla Cennetin kapılarını açan ve o kapıları ona olan salâvâtlarıyla açmaları için ümmetinidesteklediğin Habîbine rahmet eyle. Ona salât ve selâm olsun.
Allah'ım! O seçkin Habîbinin şefaatiyle biAdeta bayram namazlarında âlem-i İslâmın zikir ve tesbihiyle zemin zelzele-i kübrâya mazhar olup, aktâr ve etrafıyla Allahu ekber deyip, kıblesi olan Kâbe-i Mükerremenin samimî kalbiyle niyet edip, Mekke ağzıyla, Cebel-i Arefe diliyle Allahu ekber diyerek, o tek kelime, etraf-ı arzdaki umum mü’minlerin mağaramisal ağızlarındaki havada temessül ediyor. Birtek Allahu ekber kelimesinin aks-i sadâsıyla hadsiz Allahu ekber vuku bulduğu gibi, o makbul zikir ve tekbir, semâvâtı dahi çınlatıp berzah âlemlerine de temevvücederek sadâ veriyor.
Bediüzzamanzleri iyilerle birlikte Cennete girdir. âmin.
Göz kapaklarımızın bizim için ne kadar önemli olduklarını hiç düşündünüz mü? Allah'ın yaratışındaki harikalardan biri olan göz kapakları sadece bir kapak gibi düşünülebilir. Oysa bu yapılar aslında görme duyumuzun sağlıklı işlemesinde olmazsa olmaz denilebilecek çok önemli bir rol üstlenmişlerdir.
Göz kapaklarinin iç kisminda bulunan konjonktiva adli katmanin damarlari, uykuda oksijen alamayan gözün diş tabakasini besler. Gerektiği zaman göz yuvasinin üstünü tamamen ve sikica örtebilen göz kapağinin derisi, vücudun diğer kisimlarina göre çok daha incedir. Göz kapaği derisinin alt tabakasi yağsiz ve çok gevşektir, kan bu bölgede kolay toplanir. Eğer göz kapağinin derisi kalin ve yağli bir yapiya sahip olsaydi, gözlerin açilip kapanmasi oldukça zor bir işlem olurdu. Oysa Allah'ın insanı yaratışındaki bu incelik sayesinde herkes gün içinde hiç farkinda olmadan binlerce kez gözlerini kirpar. Bu hareket istem dişi olarak yapilir ve bu sayede gözler yoğun işik temasindan ve yabanci maddelerden korunur.
İşlemin otomatik olarak yapilmasi çoğu insanin farkinda olmadiği bir nimettir. Bu temizlenme otomatik olarak yapilmasaydi ne olurdu? Böyle bir durumda insan göz kirpmayi yalnizca gözünün içinde rahatsiz edici bir gelişme olduğu takdirde anlayabilecekti.
O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz. (Mü'minun Suresi, 78)
Haksız insafsızdır, haklı adam ise insaflı olur.
Bundan on beş sene evvel Rusya’nın şimâlinde esir olduğum zaman doksan esir zabitlerimizle beraber büyük bir fabrika koğuşunda bulunuyorduk. Sıkıntı ve ruh darlığından çok münakaşalar, gürültüler oluyordu. Umumun bana karşı ziyade hürmetleri olduğundan teskin ediyordum. Sonra, sükûneti muhafaza için dört-beş zabiti tâyin ettim. Ve dedim; “Hangi köşede bir gürültü işittiniz, hemen yetişiniz. Hangi taraf haksız ise ona yardım ediniz.” Hakikaten bu tedbir ile gürültünün önü alındı. Benden soruldu: “Ne için haksıza yardım ediniz, diyorsun? ”
Cevaben, o zaman demiştim ki: “Haksız insafsızdır. Bir dirhem menfaatını kırk dirhem istirahat-ı umumiye için bırakmaz. Haklı adam ise insaflı olur. Bir dirhem hakkını, sükûnet-i umumiyedeki kırk dirhem arkadaşının menfaatına fedâ eder, bırakır. Gürültü kalkar, sükûnet iade edilir. Bu koğuştaki doksan zât istirâhat eder. Eğer, haklıya muâvenet edilse, gürültü daha ziyadeleşecek. Bu nevi hayat-ı içtimâiyede, menfaat-ı umumiyenin ehemmiyeti nazara alınır.”