MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Necdet Erem
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 10.08.2011 19:14
Konu: Allah'ın Resulünden Oruç ve Ramazan.

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.

Emir-ül Müminin Hz. Ali Ra. şöyle rivayet etmişlerdir;

Resul-i Ekrem (s.a.v) bir gün bize hutbe okuyarak şöyle buyurdu:

'Ey insanlar, Allah’ın ayı,
bereket, rahmet ve mağfiret ile size doğru gelmekte,
öyle bir ayki Allah katında en
üstün aydır.

Onun günleri en faziletli günler,
geceleri en faziletli geceler ve saatleri en faziletli saatlerdir.

Bu ayda siz Allah’ın ziyafetine davet edilmiş ve Allah’ın değer verdiği kimselerden sayılmışsınız.

Nefesleriniz bu ayda tespih, (zikir)
Uykunuz ibadet sayılır.
Amelleriniz kabul ve dualarınıza icabet edilir.

O halde doğru niyetler ve temiz kalplerle Allah’tan isteyin ki
Sizi bu ayın orucunu tutmaya ve kendi Kitabını (Kur’an’ı) okumaya muvaffak eylesin;

Zira hiç şüphesiz gerçek bedbaht (kimseler) ,
bu yüce ayda Allah’ın mağfiretinden mahrum kalan kimselerdir.

Bu ayda açlık ve susuzluğunuzla kıyamet gününün açlık ve susuzluğunu hatırlayın.

Fakir ve düşkünlerinize sadaka verin.
Büyüklerinize saygılı ve küçüklerinize karşı şefkatli olun;
yakınlarınıza sılayı rahim yapın.

Dilinizi koruyun,
Gözlerinizi haram olan şeylere yumun,
Kulaklarınızı haram olan şeylere tıkayın.
Çevrenizdeki yetimlere şefkatli davranın ki!
Bir gün sizin de arkanızda bırakabileceğiniz yetimlerinize de şefkatli davranılsın.

Günahlarınızdan Allah’a tövbe edin.
Namaz vakitleri en faziletli vakitlerdir.
O vakitlerde Allah kullarına rahmet ve merhamet nazarı ile bakar.

Onunla münacat edenlere cevap verir.
Onu çağırdıklarında lebbeyk der ve ona dua ettiklerinde icabet eder.

Ey insanlar,
Canlarınız amellerinizin Allah’ın elinde rehindir.
Onları istiğfar dileyerek kurtarınız.

Sırtlarınızda vizr-u vebaliniz ağırlaşmıştır;
uzun secdelerinizle onları hafifletmeye çalışınız.

Şunu bilin ki hiç şüphesiz, şanı yüce Allah,
namaz kılan ve secde edenlere azap etmemeğe, insanlar Rabb’ul- alemin’in huzurunda durup (hesap verecekleri) sırada onları korkutmamaya dair kendi izzetine ant içmiştir.

Ey insanlar kim bu ayda mümin bir oruçluya iftar yemeği verirse,
Allah katında bir köle bağışlamanın sevabını alır ve geçmiş günahlarının bağışlanmasına vesile olur.

'Ya Resulullah,
hepimizin buna gücü yetmiyor.' denilince,

Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
Bir yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunmaya çalışın.
Bir içim suyla da olsa cehennem ateşinden korunmaya çalışın.
Zira Allah-u Teala gücü yettiği kadarını yapan kimseye, yaptığı azda olsa, çok yapanla aynı mükafatı verir. (Allah yapılan iyiliği çokluğuna göre değil yapan kişinin imkanın derecesine göre değerlendirir.)

Ey insanlar, içinizden kim bu ayda ahlakını güzelleştirirse,
bu, ayakların kaydığı günde sırattan (rahatlıkla) geçmesini sağlar.

Kim bu ayda eli altında olanlara (işçilere, hizmetçilere, çoluk, çocuklara vs...) kolaylık sağlar ve yüklerini hafifletirse Allah da onun hesabını hafifletir.

Kim bu ayda (başkalarına karşı yapabileceği) şer ve kötülüklerinin önünü alırsa, Allah da onu mülakat (Allah’a kavuşacağı günde, haşir gününde.) edeceği günde, ona karşı gazabının önünü alır.

Kim bu ayda bir yetime değer verir ona ikram ederse,
Allah da kıyamette ona değer verir, merhamet eder.

Bu ayda yakınlarına sılayı rahimde bulunan kimseyi Allah kendisini mülakat(Allah’a kavuşacağı günde, haşir gününde.) edeceği günde rahmetine kavuşturur.

Akrabalarıyla ilişkisini kesen kimseyi de Allah kıyamet gününde kendi rahmetinden mahrum kılar.

Bu ayda müstehap bir namaz kılanın,
Allah cehennem ateşinden kurtuluşunu yazar.

Kim bu ayda farz bir namazı kılarsa!
Diğer aylarda kıldığı yetmiş farzın sevabını almış olur.

Kim bu ayda bana çok salat-u selam getirirse!
Terazilerin hafif olacağı günde Allah onun (amel) terazisini ağırlaştırır.

Bu ayda Kur’an’dan bir ayet okuyan kimse!
Diğer aylarda bir Kur’an hatmetmenin sevabını alır.

Ey insanlar!
Cennetin kapıları bu ayda açıktır,
Rabbinizden isteyin ki onları yüzünüze kapatmasın.

Cehennem kapıları ise kapalıdır;
Rabbinizden dileyin ki onları sizin yüzünüze açmasın.

Şeytanlar da bu ayda bağlanmışlardır.
Rabbinizden dileyin ki onları size musallat etmesin...'

Yine merhum Şeyh Saduk’un nakline göre;
Resulullah (s.a.a) Ramazan ayı girdiğinde ellerinde bulunan bütün esirleri serbest bırakırdı ve her dilenciye bağışta bulunurdu.

Mefatih-ul Cinan (Cennetin Anahtarı) kitabının yazarı merhum Şeyh Abbas şöyle devam ediyor:
Ramazan ayı alemlerin Rabbi Allah-u Teala’nın ayıdır ve ayların en faziletlisi ve en üstünüdür;

Öyle bir aydır ki sema kapıları, cennet kapıları ve Allah’ın rahmet kapıları onda açılır ve cehennem kapıları kapanır, bu ayda öyle bir gece vardır ki onda Allah’a yapılan ibadet bin ayda yapılandan daha hayırlıdır.

O halde bu mübarek ayda gafletten kaçın, gece ve gündüzlerini nasıl değerlendireceğine, kendini ve uzuvlarını Allah’a karşı günah işlemekten nasıl koruyacağına dikkat et.

Sakın gecelerini uykuyla geçiren, gündüzlerini ise Hakkın zikrinden gafil olanlardan olma.

Bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır:
'Ramazan ayının her günü, iftar vaktinde Allah bir milyon insanı cehennem ateşinden azad eder, (Ramazanın) Cuma gecesi ve gündüzü olduğunda ise bütün Ramazanda azad olanların sayısı kadar insan azaptan kurtulur.'

O halde ey aziz,
Sakın Ramazan ayı geçip de bir günahı bile kalan kimselerden,
İstiğfar ve duadan mahrum sayılan günahkarlardan olma;

Zira şöyle rivayet edilmiştir:
'Ramazan ayında bağışlanmayan kimse artık gelecek Ramazana kadar bağışlanmaz; Arafat çölünde bulunmaya muvaffak olup da (orada istiğfar ve tövbe eden) kimseler hariç.'

Evet nefsini Allah’ın haram ettiği şeylere bulaşmaktan ve haram şeylerle iftar etmekten koru!

'Oruçlu olduğun zaman!
Kulağın, gözün, tüylerin, derin ve bütün uzuvların da (günahlara ve hatta mekruhlara karşı) oruç tutsun.

Yine buyurulur ki:
'Oruçlu olduğun gün ile oruçlu olmadığın gün aynı olmasın.
' Bir başka hadisinde, 'Oruç sadece yemek ve içmeğe karşı değildir.

Oruç tuttuğunuz vakit,
Dillerinizi yalandan koruyun,
Gözlerinizi Allah’ın haram kıldığı şeylere kapayın.

Birbirlerinizle çekişmeyin;
birbirinize haset etmeyin.
Birbirinizin aleyhine (yalan yere, hatta doğru yere) yemin etmeyin,
birbirinize sövmeyin; küfürleşmeyin.
Birbirinize zulmetmekten, akılsız davranışlarda bulunmaktan ve eziyet etmekten kaçının; Allah’ın zikrinden ve namazından gaflette olmayın.

Susmayı (boş yere konuşmamayı) , sabır ve doğruluğu, kötü insanlardan kaçınmayı, kendinize düstur edinin.
Batıl sözler, yalan, iftira, düşmanlık, kötü zanda bulunmak, gıybet, söz taşımak gibi (kötü iş ve sıfatlardan) kaçının.

Her an ahirete meyleden ve kurtuluş günlerinizi, Allah’ın vaat ettiklerini gerçekleştirmesini bekleyen ve Allah’ın likasına hazırlanan kimselerden olun.

Sükûnet, vakâr, (Allah’a karşı) huşu ve huzuyu elden bırakmayın ve Allah karşısında, efendisinden korktuğu halde onun şefkatine ümit bağlayan ve ona karşı kendisini zelil ve hakir gören köleler gibi olun.

Ey oruçlu olan!
kalbin ayıplardan, batinin habasetten, cismin kir ve pislikten temizlensin. Allah’tan gayri her şeyden beri olup, velayeti Allah’a halis kılmaya çalış ve Allah’ın nehyettiği şeylerden, gizlide ve aşikarda oruçlu ol. (onlardan kaçın) .

Gizli ve aşikarda Allah’tan korkup oruç günlerinde kendi nefsini O’na (Allah’a) hediye et.

Kalbini tamamıyla ona ayır ve nefsini Allah’ın emir ve nehiylerini yerine getirmeye ada.

Bütün bu zikredilenlerden hangisini eksik edersen, orucunda da o kadar eksiklik meydana getirmiş olursun.

'Resulullah (s.a.a) oruçlu bir kadının, cariyesine küfür ettiğini görünce, bir miktar yemek isteyerek kadına, 'Hadi ye! ' diye buyurdu;
kadın: 'Ben oruçluyum ya Resulullah'! deyince Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: 'Cariyene küfür ettiğin halde nasıl oruçlu olabilirsin?

Oruç sadece yeme ve içmeye karşı değildir.
Allah orucu aslında yemek ve içmek dışında olan fiili ve sözlü kötülüklerden uzak durmak için engelleyici bir vesile olsun diye emretmiştir.

Evet,
'Ne azdır oruç tutanlar,
Ne çoktur aç kalanlar.'

Emir-ül Müminin Hz.Ali (Ra.) da şöyle buyurmuştur:
'Nice oruç tutanlar var ki orucundan, açlık ve susuzluktan başka bir nasip alamaz ve nice gece ibadete duranlar var ki yorgunluktan başka bir nasibi olamaz.

Ne güzeldir akıllıların uykusu ve oruç tutmaları!
(olanların uykusu ahmakların orucu ve gece ibadetlerinden daha hayırlıdır.)

Resulullah (s.a.v.) Cabir b. Abdullah’a şöyle buyurmuştur:
'Ey Cabir, işte bu Ramazan ayıdır;
Kim bu ayın gündüzünü oruç tutup,
gecesinin bir miktarını ibadetle geçirir,
karnını ve fercini haramdan korur ve diline hâkim olursa; (onu haram ve boş şeylerden korursa)
Ramazandan çıktığı gibi günahlarından da çıkar.'

Allah'ın Ramazanın feyiz ve bereketinden hakkı ile istifade eden kullarından eylemesi dilek ve temennilerimle.