MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 28.06.2011 11:03
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Zaman nedir?

Şu mânâya bir temsil ile bak ki:
İnsanın hareketinden, güllenin hareketinden, savttan, ziyâdan, elektrikten, ruhtan, hayalden tezâhür eden sürat-i harekâtta bir mikyas olmak için şöyle bir saat farz ediyoruz ki; o saatte on iğne var. Birisi saatleri gösterir. Biri de, ondan altmış defa daha geniş bir dairede dakikayı sayar. Birisi altmış defa daha geniş bir daire içinde sâniyeleri, diğeri yine altmış defa daha geniş bir dairede sâliseleri, ve hâkezâ râbiaları, hâmiseleri, sâdise, sâbia, sâmine, tâsia, tâ âşireleri sayacak gayet muntazam, azîm bir dairede birer ibre farz ediyoruz. Farazâ, saati sayan ibrenin dairesi küçük saatimiz kadar olsa, herhalde âşireleri sayan ibrenin dairesi arzın medâr-ı senevîsi kadar, belki daha fazla olmak lazım gelir.
Şimdi iki şahıs farz ediyoruz. Biri, saati sayan ibreye binmiş gibi, o ibrenin harekâtına göre temâşâ ediyor. Diğeri, âşireleri sayan ibreye binmiş. Bu iki şahsın bir zaman-ı vâhidde müşâhede ettikleri eşya, saatimizle arzın medâr-ı senevîsi nisbeti gibi, meşhudâtça pekçok farkları vardır. İşte, zaman, çünkü, harekâtın bir rengi, bir levni, yahut bir şeridi hükmünde olduğundan, harekâtta câri olan bir hüküm, zamanda dahi câridir.
İşte, bir saatte meşhudâtımız, bir saatin saati sayan ibresine binen zîşuur şahsın meşhudâtı kadar olduğu ve hakikat-i ömrü de o kadar olduğu halde; âşire ibresine binen şahıs gibi, aynı zamanda, o muayyen saatte Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, burak-ı tevfîk-ı İlâhîye biner, berk gibi, bütün daire-i mümkinâtı kat' edip, acâib-i mülk ve melekûtu görüp, daire-i vücûb noktasına çıkıp, sohbete müşerref olup, rü'yet-i cemâl-i İlâhîye mazhar olarak, fermanı alıp vazifesine dönebilir ve dönmüş ve öyledir.

Lügatçe;
savt: Ses-sürat-i harekât: Hareketteki sürat, hız-âşire: Onuncu; tasiânın altmışta biri, Bir dakikanın 167 trilyon 961 milyar 600 milyonda biri-medâr-ı senevî: Dünyanın güneş etrafında dönerken çizdiği farazî dâire, bir yıllık dâire, yörünge-zaman-ı vâhid: Aynı zaman dilimi-meşhudât: Görülenler, seyredilenler-levn: Renk, boya. Sıfat, çeşit-zîşuur: Şuur sahibi, Şuurlu-burak-ı tevfîk-ı İlâhî: En kısa ve en güvenli bir şekilde maksada ulaştıran Allah`ın yardımı-daire-i mümkinât: Kâinât, imkân âlemi, varlığı ve yokluğu eşit olup var veya yok olmak için Allah`ın tercihine muhtaç olan yaratıklar dâiresi. (Allah`ın dışında herşey dâire-i mümkinâttandır.) -acâib-i mülk ve melekût: Madde ve mânâ âlemindeki acaib ve gariplikler-daire-i vücûb: Hiç bir zaman değişmeyen ve mümkinâttan olmayan âlemler. Allah`ın isimleri ve sıfatları gibi-rü'yet-i cemâl-i İlâhî: Allah`ın güzelliğinin görünmesi.