MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 23.06.2011 10:59
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Yetmiş bin perde ne demektir?
Yine hatıra geliyor ki: Ey müstemi'! Sen kalbinden diyorsun ki, 'Nasıl inanayım? Herşeyden daha yakın bir Rabbe, binler sene mesafeyi kat' edip yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Onunla görüşmek ne demektir? '

Biz de deriz ki: Cenâb-ı Hak her şeye, her şeyden daha yakındır; fakat, her şey Ondan nihayetsiz uzaktır.

Nasıl ki güneşin şuuru ve konuşması olsa, senin elindeki ayna vâsıtası ile seninle konuşabilir, istediği gibi sende tasarruf eder. Belki ayna-misâl senin göz bebeğinden sana daha yakın olduğu halde, sen dört bin sene kadar ondan uzaksın, hiçbir cihette ona yanaşamazsın. Eğer terakkî etsen, kamer makamına gelip, doğrudan doğruya bir mukabele noktasına çıksan, ona, yalnız bir nevi âyinedarlık edebilirsin. Öyle de, Şems-i Ezel ve Ebed olan Zât-ı Zülcelâl, her şeye her şeyden daha yakın olduğu halde, her şey Ondan nihayetsiz uzaktır. Yalnız bütün mevcudâtı kat' edip, cüz'iyetten çıkıp, külliyetin merâtibinde git gide binler hicablardan geçip, tâ bütün mevcudâta muhît bir ismine yanaşır, Ondan daha ileride çok merâtibi kat' eder, sonra bir nevi kurbiyete müşerref olur.

Hem meselâ, bir nefer, kumandan-ı âzamın şahs-ı mânevîsinden çok uzaktır. O nefer, kumandanını, onbaşılıkta gördüğü küçük bir nümûne ile gayet uzak bir mesafede, mânevî çok perdeler arkasında ona bakar. Hakiki onun şahs-ı mânevîsiyle kurbiyet ise, mülâzımlık, yüzbaşılık, binbaşılık gibi çok merâtib-i külliyeden geçmek lâzım geliyor. Halbuki, kumandan-ı âzam, emriyle, kanunuyla, nazarıyla, hükmüyle, ilmiyle -sûreten olduğu gibi, mânen de kumandan ise- bizzat zâtıyla o neferin yanında bulunur, görür. Şu hakikat On Altıncı Sözde gayet katî bir sûrette ispat edildiğinden, ona iktifâen burada kısa kesiyoruz.

Lügatçe;
müstemi': İstima eden, dinleyici, işiten-kamer: ay-Şems-i Ezel ve Ebed: Bütün zamanları ve mekanları isimleriyle aydınlatan, zaman ve mekanla da kayıtlı olmayan Cenab-ı Hak-kat': ayırma-cüz'iyet: küçüklük, ferdilik-külliyet: büyüklük, büyük hedefleri olmak, basitglikten kurtulmak-muhît: İhâta eden, herşeyi kuşatan ve herşeyi içerisine alan-kurbiyet: Yaınlık kazanmak-merâtib-i külliye: Küllî mertebeler. Pek çok derece.