MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 09.06.2011 15:30
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Ankara'da yapılan polis baskınında PKK'nın şehir yapılanması KCK'nın bağımsız adaylar ile genel seçimlere giren BDP'ye verdiği seçim talimatlarının belgesine ulaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Ankara'da gözaltına alınan BDP Eş Başkan Yardımcısı Nihat Oğraş'tan şok belgeler çıktı. KCK'nın BDP'ye verdiği seçim talimatlarına ilişkin 13 sayfadan oluşan bir belgeyi sözde KCK Yürütme Konseyi'nin Oğraş'a gönderdiği, onun da Aysel Tuğluk'a verdiği öne sürüldü. Delil olarak dosyaya giren belge BDP'nin Kandil'den gelen talimatlarla hareket ettiğini gösterdi.

İHTİYAÇ DUYULURSA ÇEKİLİRLER

Belgeye göre KCK'nın İstanbul'da Levent Tüzel'in 1. Bölge'den, Sebahat Tuncel ile Mustafa Avcı'nın ise 3. Bölge'den aday gösterilmesi talimatı veriyor. Belgede, Mustafa Avcı ve Şerafettin Elçi'nin seçilebilmek için örgütün belirlediği bölge dışında da oy toplamaya çalıştıkları ifade edilerek, gerek duyulursa milletvekili adaylığından çektirilebileceklerine vurgu yapıldı. Belgede Avcı'nın seçim propagandası kurallarına uymadığı ve diğer adayın seçilme durumunu riske soktuğu gerekçesiyle adaylıktan çektirilebileceği vurgulanıyor. 4 Haziran'da Avcı'nın adaylıktan istifa etmesi KCK'nın talimatının kanıtı olarak gösterildi. Bağımsız aday gösterilen İbrahim Binici için propaganda yapmak istemeyen BDP teşkilatları da görevden alınmakla tehdit edildi.

Belgede, Diyarbakır, Mardin, Urfa, İstanbul ve Van'da sıkıntılar yaşandığına dikket çekildi. KCK'nın, 'kritik' görülen bu bölgelerde bazı ince ayarlamalar yaparak BDP'ye ilettiği ancak partinin bu talimatlara uymadığı, örgütün de bu durumdan ciddi rahatsızlık duyduğu dile getiriliyor. Belgede cezaevinde tutuklu bulunan adaylarla ilgili KCK'nın bazı ayarlamalar yaptığı ve bazı BDP'lilere tutuklu adayların sözcülüğünü yapmaları emri verildiği anlaşılıyor. KCK'nın talimatlarında Hatip Dicle'nin avukatlığını Osman Baydemir'in yapması gerektiği ifade ediliyor

TANSİYONU YÜKSELTİN

KCK'nın Kuzey Irak'ta seçim stratejisi belirlemek üzere bir toplantı düzenlediği, toplantıya bazı belediye başkanları ile BDP yöneticilerinin katıldığı gündeme geldi. Sözkonusu toplantıya katılmayan Selahattin Demirtaş ise Aysel Tuğluk için 'tutumları sağlıksız' ifadesi kullanıldı ve kendilerinden bunun hesabı sorulmakla tehdit edildi.
Aynı belgede KCK ile iyi bir iletişim kurmaları amacıyla seçime kadar BDP Eş Başkanları'na KCK tarafından 'basın danışmanı' altında eleman görevlendirildiği ortaya çıktı. KCK'nın atadığı basın danışmanlarından eş başkanlar için TV programları hazırlamaları isteniyor. Skandal belgede BDP'nin Hakkari Bağımsız adayı Esat Canan ile ilgili sıkıntılar olduğu ve KCK'nın bu sorunu gidermek için özel çalışma yürütteğine dikkat çekiliyor. Skandal belgede KCK'nın yaptığı toplantıda seçim öncesi bölgede tansiyonun yükseltilmesi ve kontrollü biçimde gerginliğin tırmandırılması yönünde karar aldığı ve bu kararı BDP üzerinden uygulamaya konulacağı vurgulanıyor.


17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleşen ve tarihe ‘Kanlı Danıştay Baskını’ olarak geçen saldırının bir benzerinin Malatya’da da planlandığı ortaya çıktı. Malatya Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ‘gizli tanık’ olarak ifadesi alınan bir tanık 2007 yılı EkimayındaMalatya İnönü Üniversitesi eski Rektörü Fatih Hilmioğlu’nun bizzat dönemin İl Alay Komutanı Mehmet Ülger tarafından verilen emirle öldürüleceğini anlattı. “Adıyaman” kod adlı gizli tanık, cinayette kullanılacak kaleşnikofun gömüldüğü yeri savcıya söyledi. Yapılan aramada kaleşnikof toprağa gömülü olarak bulundu.

EMİR ALAY KOMUTANINDAN

İfadesine göre gizli tanık Adıyaman, 2007 yılı Ekimayında,Mehmet Ülger ile Malatya - Sivas karayolunun 4. kilometresinde bulunanÖzka Tesisleri’nde buluştu. Tamo sırada rektör FatihHilmioğlu da restorandan ayrılmaktaydı. Gizli tanık, Hilmioğlu’nun öldürülmesi gerektiğini söyleyen Ülger’in, buna gerekçe olarak “Hilmioğlu’nun başörtüsü karşıtı görüşlerini” gösterdiğini ve öldürülmesi konusunda kendisini ikna ettiğini anlattı. Adıyaman’ın anlatımlarına göre Ülger, gizli tanığa “Sen güvendiğimiz bir elemansın, rektörü öldürmek çok basit bir iş.Örneğin biraz önce buraya geldi, çıktı gitti. Yol güzergahında istediğin yerde öldürebilirsin” dedi. Ülger, gizli tanığa Uzman ÇavuşMehmet Çolak’ın bu iş için kaleşnikof temin edeceğini söyledi. Ardından, Hilmioğlu’nun öldürülmesi için kaleşnikof temin edildi. Kaleşnikof gizli tanıkın teslimalması için Beydağı’nın arkasındaki Adıyaman Sincik yolu üzerindeki birmağaraya gömüldüğü gizli tanığa bildirildi.

Mağarada sorgu

Gizli tanık Adıyaman’ın ifadesine göre İl Alay KomutanıMehmet Ülger, 2007 yılı başında kendisine misyonerlerin uluslararası gizli servislerin adamları olduklarını ve tehlikeli olduklarını, alıp sorgulanmaları gerektiğini anlattı. Ülger, bu dönemde misyonerleri Sincik yolu üzerindeki mağaraya götürüp orada sorgulamayı düşündü ama yollar karlı olduğu için bu amacından vazgeçti. Ülger, gizli tanık Adıyaman’a kendisine kesinlikle bir zarar gelmeyeceği, yakalansa bile hakim ve savcıların kendisinin emrinde olduklarını anlattı.

YEMEK ÇIKIŞI TARANACAKTI

Gizli tanık Adıyaman’ın anlattığı plana göre; Ülger, Hilmioğlu’nu Özka Tesisleri’ne çağıracaktı. Gece Hilmioğlu tesisten çıkışta kaleşnikof ile taranıp öldürülecekti. Hilmioğlu’nu öldürmesi planlanan gizli tanık ise eylemden sonra yaya olarak uzaklaşacak ve silahı parçalayıp Yazıhan Köprüsü’nden suya atacaktı. Adıyaman ifadesinde Ülger’in birtakımkirli planları olduğunu, kendini kullandığını fark ettiğini ve cinayeti işlemekten vazgeçtiğini anlattı. Albay Ülger kendisine “Kaleşnikof’umağaradan al getir” talimatını verdiğini savunan gizli tanık, bunun bir tuzak olduğunu düşünerek silahı almaya gitmediğini söyledi. Adıyaman bugüne kadar neden bu konuda sustuğunu ise şöyle açıklıyor: “Mehmet Çolak ve Mehmet Ülger, Zirve Yayınevi Cinayeti kapsamında tutuklanınca ben de artık çekinecek bir şeyimin kalmadığını düşündüm. Çünkü kendilerinden korkuyordum.” Gizli tanığa göre o dönemde hükümete karşı tavırlarıyla sivrilen Hilmioğlu’nun infazı ile hükümet ve hükümet yanlısı kesimlerin kıskaç altına alınması, zor duruma düşürülmesi ve oluşturulacak kaos ortamında hükümetin düşürülmesi hedefleniyordu.

Kaleşnikof mağarada bulundu

Savcılık gizli tanığın ifadeleri üzerine söz konusu mağarada inceleme yaptırdı. Mağara girişinde ‘tuzaklama’ olabileceği ihtimaline karşı bomba uzmanları tarafından detaylı çalışma yapıldı. Bir saatlik aramanın sonunda dedektörler yerin 50 cm altında bir metal tespit etti. Yapılan çalışma sonucunda siyah bir poşete sarılı Kaleşnikof ve bu silaha ait mermiler bulundu.

Rektör, başörtüsü karşıtı açıklamalarıyla biliniyordu

Malatya İnönü Üniversitesi eski Rektörü Fatih Hilmioğlu, o yıllarda başörtüsü karşıtı demeçleriyle öne çıkmıştı. Hilmioğlu da Ergenekon kapsamında faaliyet gösterdiği iddia edilen isimlerden. İsmi hem Balyoz’da hem de Ergenekon’da geçiyor. Hilmioğlu’nun İnönü Üniversitesi Rektörlüğü yaptığı yıllarda Ergenekoncular resmen İnönü Üniversitesi’ni mesken tutmuşlardı. Çetin Doğan’dan Kemal Alemdaroğlu’na, Tuncay Özkan’dan Hurşit Tolon’a 139 kişi İnönü Üniversitesi’nde seminer vermişti.

Zirve cinayetinden TUTUKLANDI

Dönemin Malatya İl Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger’in Malatya Zirve Yayınevi cinayetinde azmettirici ve planlayıcı olduğu iddia edilmişti. Gölcük’ten çıkan belgeler ve gizli tanık ‘Deniz’in ifadeleri sonrasında aralarında Mehmet Ülger ve Uzman Çavuş Mehmet Çolak’ın da aralarında bulunduğu 7 kişi tutuklanmıştı.