MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 06.06.2011 11:11
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Burada 'Elhamdülillâh' dersin, orada 'Elhamdülillâh' yersin

Meselâ, kuvve-i şâmme kokular tâifesindeki letâif-i rahmeti hisseder. Kendine mahsus bir vazife-i şükrâniyesi, bir lezzeti vardır. Elbette, mükâfatı dahi vardır. Meselâ, dildeki kuvve-i zâika bütün mat'umâtın ezvâkını anlamakla, gayet mütenevvi' bir şükr-ü mânevî ile vazife görür.
Ve hâkezâ, bütün cihazât-ı insaniyenin ve kalb ve akıl ve ruh gibi büyük ve mühim letâifin böyle ayrı ayrı vazifeleri, lezzetleri ve elemleri vardır.
İşte, Cenâb-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, bu insanda istihdam ettiği bu cihazâtın, elbette herbirerlerine lâyık ücretlerini verecektir. O müteaddit enva-ı muhabbetin sâbıkan beyân edilen dünyadaki muaccel neticelerini herkes vicdan ile hisseder. Ve bir hads-i sâdık ile isbat edilir. Âhiretteki neticeleri ise, katiyen vücudları ve tahakkukları, icmâlen Onuncu Sözün on iki hakikat-i kâtıâ-i sâtıasıyla ve Yirmi Dokuzuncu Sözün altı esâs-ı bâhiresiyle isbat edildiği gibi, tafsîlen


('En doğru söz ve en beliğ nizam, hakîki mülk sahibi ve sonsuz ilim sahibi olan Allah'ın kelâmıdır.' Hadîslerden derlenmiştir.)

olan Kur'ân-ı Hakîmin âyât-ı beyyinâtıyla tasrih ve telvih ve remz ve işârâtıyla katiyen sabittir. Daha uzun bürhanları getirmeye lüzum yok. Zâten başka Sözlerde ve Cennete dâir Yirmi Sekizinci Sözün Arabî olan İkinci Makamında ve Yirmi Dokuzuncu Sözde çok bürhanlar geçmiştir.
Birinci İşaret: Leziz taamlara, hoş meyvelere şâkirâne muhabbet-i meşrûanın uhrevî neticesi, Kur'ân'ın nassıyla, Cennete lâyık bir tarzda leziz taamları, güzel meyveleridir ve o taamlara ve o meyvelere müştehiyâne bir muhabbettir. Hattâ dünyada yediğin meyve üstünde söylediğin Elhamdülillâh kelimesi, Cennet meyvesi olarak tecessüm ettirilip, sana takdim edilir. Burada meyve yersin, orada elhamdülillâh yersin! Ve nimette ve taam içinde in'âm-ı İlâhîyi ve iltifat-ı Rahmânîyi gördüğünden, o lezzetli şükr-ü mânevî, Cennette gayet leziz bir taam sûretinde sana verileceği, hadîsin nassıyla, Kur'ân'ın işârâtıyla ve hikmet ve rahmetin iktizâsıyla sabittir.

Lügatçe;
kuvve-i şâmme: Koku alma duygusu-kuvve-i zâika: tat alma duygusu-mat'umât: Yemekler, taamlar-mütenevvi': çeşitli-letâif: Mânevî duygular, güzel, hoş ve ruhla ilgili hisler-muaccel: Peşin, hemen verilen-hads-i sâdık: Kalbde süratle meydana gelen doğru kanaat-hakikat-i kâtıâ-i sâtıa: Parlak ve kesin hakîkat-âyât-ı beyyinât: Ap açık âyetler-şâkirâne: Şükrederek-muhabbet-i meşrûa: Dîne uygun sevgi-müştehiyâne: İştâhlı bir şekilde-tecessüm: Cisimleşme, maddeleşme-in'âm-ı İlâhî: Allah`ın nîmetlendirmesi-iltifat-ı Rahmânî: Her varlığın rızkını veren Allah`ın iltifatı, lûtufları.