Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
İmân bir mânevî Tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise mânevî bir Zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor.
Demek selâmet ve emniyet, yalnız İslâmiyette ve imândadır. Öyle ise biz dâimâ,
(İslâm dinini ve İmân-ı kâmil nimetini ihsan ettiği için Allah'a hamd olsun)
demeliyiz.
Bütün ümmetinin bütün zamanlarda işlediği hasenatın bir misli onun defter-i hasenatına girmesi ve bütün kâinatın hakikatlarını, getirdiği nur ile nurlandırması, değil yalnız cinn ve insi ve meleği ve zihayatları, belki kâinatı ve semavatı ve arzı minnetdar eylemesi ve istidad lisanıyla nebatatın duaları ve ihtiyac-ı fıtri diliyle hayvanatın duaları, gözümüz önünde bilfiil kabul olmasının şehadetiyle milyonlar, belki milyarlar fıtri ve reddedilmez duaları makbul olan suleha-yı ümmeti her gün o zata (A.S.M.) salât ü selam ile rahmet duaları ve manevi kazançlarını en evvel o zata (A.S.M.) bağışlamaları ve bütün ümmetçe okunan Kur'anın üç yüz bin hurufunun herbirisinde on sevabdan ta yüz, ta bin hasene ve meyve vermesinden yalnız kıraat-ı Kur'an cihetiyle defter-i a'maline hadsiz nurlar girmesi haysiyetiyle o zatın (A.S.M.) şahsiyet-i maneviyesi olan hakikat-ı Muhammediye (A.S.M.) , istikbalde bir şecere-i tuba-i Cennet hükmünde olacağını Allam-ül Guyub bilmiş ve görmüş ve o makama göre Kur'anında o azim ehemmiyeti vermiş ve fermanında ona tebaiyeti ve sünnet-i seniyesine ittiba ile şefaatine mazhariyeti en ehemmiyetli bir mes'ele-i insaniye göstermiş.
(Bediüzzaman Said Nursi - 11. Şua'dan)
Lügatler
Allâm-ül Guyub: gaybı, görünmeyen şeyleri bilen Allah
Arz: yeryüzü,dünya
Azim:büyük, yüce, çok ileri
Belki:bilakis, aslında
Bilfiil:fiilen, kendi çalışması ile
Cihet:yön, taraf
Cin:latif ve ruhani varlıklar
Defter-i âmâl:amel defteri, iyilik ve kötülüklerimizin yazıldığı defter
Defter-i hasenat: sevaplar ve iyiliklerin kaydedildiği defter
Dua:yalvarma, yakarma, isteme
Ehemmiyet: önem
Evvel:ilk önce
Ferman:emir,tebliğ, buyruk
Fıtrî:yaratılıştan gelen, yapıyla alakalı, doğal
Hadsiz: sayısız, sınırsız
Hakikat-i Muhammediye: Hz. Muhammed'in hakikati, mânevî şahsiyeti
Hasenat:güzellikler, iyilikler, güzel davranışlar ve işler
Hasene:iyilik, güzellik, hayırlı amel, Allah rızasına uygun iş
Haysiyet: itibar, değer, kıymet
Hayvanat: hayvanlar, canlılar
Huruf:harfler
Hükmünde:benzeri, gibi
İhtiyac-ı fıtri:yaratılıştan gelen doğal ihtiyaç
İns: insan
İstidat:potansiyel kabiliyet, yetenek, akıllılık, anlayışlılık
İstikbal: gelecek
İttiba:uymak, tabi olmak
Kâinat: evren, yaratılanların hepsi
Kıraat-ı Kur'an:Kur'an'ı okuma
Lisan:dil, lehçe
Makam:yer, netice, durum, durulacak yer, rütbeli yer, derece, mevki
Makbul:kabul olunan, beğenilen, sevaplı
Manevî:manaya ait, ruhani
Mazhariyet:sahip olma, nâil olma, erişme
Melek:nurdan yaratılmış varlıklar
Mesele-i insaniye:insanlık meselesi
Minnettar: iyiliğe karşı teşekkür duyan, yapılan iyilikleri başa kakan
Misil:benzer, eş, tıpkı
Nebatat: bitkiler
Nur: ışık,aydınlık, parlaklık
Nurlandırmak:kalbini aydınlatmak
Rahmet:merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek
Salât-ü selam:selam ve dua
Semavat:gökler, semalar
Sevab:hayır, hayırlı iş
Suleha-yı ümmet:ümmetin salih kişileri
Sünnet-i seniyye:Hz. Peygamberin(a.s.) en yüksek halleri, yaşayışı, tavırları, hareket düsturları
Şahsiyet-i maneviye:manevi şahsiyet
Şecere-i tuba-i Cennet:cennetteki Tuba ağacı
Şefaat:af edilmek için aracılık etmek
Şehadet: şahitlik, tanıklık
Şua:ışık, parıltı
Tebaiyet:tabi olma, uyma
Ümmet: peygambere inanıp onun yolundan gidenler, mü'minler
Zat: hürmete layık kimse, kişi
Zîhayat: hayat sahibi, canlı