MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 15.05.2011 15:05
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

O cemal, aynlarda görmek ve görünmek için merhamet ve şefkat suretini almış

Üçüncü Bürhan'ın üç nüktesi var.
Birinci nükte: Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfında gayet güzel bir tafsil ve kuvvetli hüccetlerle beyan edilen bir hakikattır. Tafsilini ona havale ederek burada kısa bir işaretle ona bakacağız. Şöyle ki:
Bu masnuata, hususan hayvanat ve nebatata bakıyoruz, görüyoruz ki, kast ve iradeyi gösteren ve ilim ve hikmeti bildiren daimî bir tezyin, bir süslemek ve tesadüfe hamli imkânsız bir tanzim, bir güzelleştirmek hükmediyor.
Hem kendi san'atını beğendirmek ve nazar-ı dikkati celb etmek ve masnuunu ve seyircilerini memnun etmek için herşeyde öyle bir nazik san'at ve ince hikmet ve âlî zînet ve şefkatli bir tertib ve tatlı vaziyet görünüyor; bedahet derecesinde anlaşılır ki, kendini zîşuurlara bildirmek ve tanıttırmak isteyen perde-i gayb arkasında öyle bir san'atkâr var ki, her bir san'atıyla çok hünerlerini ve kemâlâtını teşhirle kendini sevdirmek ve medh-ü senâsını ettirmek ister.
Hem zîşuur mahlûkları minnettar ve mesrur ve kendine dost etmek için tesadüfe havâlesi imkân haricinde ve umulmadığı yerden leziz nimetlerin her çeşidini onlara ihsan ediyor.
Hem derin bir şefkati ve yüksek bir merhameti ihsas eden mânevî ve kerîmâne bir muamele, bir muarefe ve lisan-ı hal ile ve dostâne bir mükâleme ve dualarına rahîmâne bir mukabele görünüyor.
Demek bu güneş gibi zâhir olan tanıttırmak ve sevdirmek keyfiyeti arkasında müşahede edilen lezzetlendirmek ve nimetlendirmek ikramı ise, gayet esaslı bir irade-i şefkat ve gayet kuvvetli bir arzu-yu merhametten ileri geliyor. Ve böyle kuvvetli bir irade-i şefkat ve rahmet ise, hiçbir cihette ihtiyacı olmayan bir Müstağnî-i Mutlakta bulunması elbette ve herhalde kendini aynalarda görmek ve göstermek isteyen ve tezahür etmek, mâhiyetinin muktezası ve tebarüz etmek, hakikatinin şe'ni bulunan nihayet kemâlde bir cemâl-i bîmisâl ve ezelî bir hüsn-ü lâyezâli ve sermedî bir güzellik vardır ki, o cemal kendini muhtelif aynalarda görmek ve göstermek için merhamet ve şefkat suretine girmiş, sonra zîşuur aynalarında in'am ve ihsan vaziyetini almış, sonra tahabbüb ve taarrüf, yani kendini tanıttırmak ve bildirmek keyfiyetini takmış, sonra masnuatı ziynetlendirmek, güzelleştirmek ışığını vermiş.

Lügatçe;
masnuat: Sanatla yapılmış eserler-tezyin: Süslemek, donatmak, bezemek-tanzim: Düzene koyma, sıralama, düzenleme-teşhir: sergilemek-mesrur: Sevinçli, sürurlu-kerîmâne: Cömertçe, bol ihsan ile-muarefe: tanışma-mükâleme: Konuşma-rahîmâne: Şefkatli ve merhametli bir şekilde-irade-i şefkat: Şefkat etme isteği, arzusu-Müstağnî-i Mutlak: Her cihetle zengin olan ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah-tezahür: Görünme-mukteza: Gereken, lâzım gelen-tebarüz: Belli olma, görünme-şe'n: birşeyin özelliğinin fiilî görünümü, neticesi ve eseri-cemâl-i bîmisâl: Eşi, benzeri olmayan cemal, güzellik-hüsn-ü lâyezâli: Yok olmaz güzellik-in'am: Nîmet vermek.