MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 02.05.2011 16:41
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]Bir efsane böyle sona erdi

Dün yeni bir 'kansız' 1 Mayıs daha bayram havasında kutlandı; işçi sendikaları, sivil toplum örgütleri, onlarla dayanışma halindeki vatandaşlar Taksim Meydanı'nı doldurdu, konuşmaları dinledi, şarkılar söyledi, sloganlar attı...

Hayırlısıyla bir büyük Türk efsanesi daha böylece tarihe karıştı. Bunun kıymetini bilelim.

Pek çok ülkenin tarihinde kara sayfalar vardır; ancak bizde kara sayfalar kalıcı alışkanlıklara sebep oluyor. 1977 yılında yapılan '1 Mayıs' töreni 37 kişinin ölümüne yol açan kanlı olaylara sahne olmuştu; onu takip eden yıllar boyunca 'kan dökülebileceği' endişesiyle Taksim Meydanı bütün törenlere kapatıldı.

Geriye bakınca planlı bir 'derin devlet' eylemi sonucu kanın döküldüğünü görebiliyoruz. Soğuk Savaş'ın tir tir titreten en soğuk günlerinde kışkırtılan hazır kıtaların tören alanına yollandığını ve istenen sonuç için her türlü 'resmi' tedbirin alındığını bugün artık biliyoruz. Eylem daha kanlı bile sonuçlanabilirdi.

'Emekçiler', 'çalışanlar' ya da 'işçiler', o dönemin egemenleri için, asla geçit verilmemesi gereken bir kesimi teşkil ediyordu. Zorunluluk durumunda eylemlerinin kanla bastırılması da hoş görülen bir kesimi...

Şimdi bize bir 'efsane', bir 'masal' gibi geliyor, ama 1970'lerin şartlarında 'sol' olarak tanımlanan kesimi 'devlet düşmanı' sayarak onu yok etmeyi ideolojik hakkı olarak görenler vardı. 1977'de sokaklara dökülenler, 'sol iktidara gelemesin' diye hareketlenmek üzere ve silâhları bir yerlerde depolanmış olarak hazır bekletiliyordu.

İtalya'da 'Gladio' adıyla CIA tarafından NATO çerçevesinde kurulmuş örgütün bizdeki izdüşümü... Üç yıl sonra, 12 Eylül 1980'de, yönetime el koyduklarında, askerler, darbeleri için, 'akan kardeş kanını durdurmak' gerekçesini de kullanacaklardı. Darbelere gerekçe olabilecek eylemler yapabilsin diye hazır tutulan kıtaların sebep olduğu kanlı olaylarda, 37'si Taksim Meydanı'nda olmak üzere, beş binin üzerinde insanımız hayatını kaybetti.

Dönemin askeri yetkililerinden biri, yıllar sonra, 'Darbeyi iki yıl önce yapacaktık, şartların biraz daha olgunlaşması için bekledik' diyecekti.

1980'lerin şartları Soğuk Savaş'ın sona erdiği 1990'lara gelindiğinde değişti ve 'tehdit' algılamasında 'sol' yerini 'irtica' denilen bir başka tehdide bıraktı. 1970'lerde 'sol iktidar olamasın' diye yapılanlar, 1990'ların şartlarında hayli revize edilmiş eylem planlarıyla bu defa 'irtica iktidar olamasın' diye yapılmaya başlandı.

Yaşananlardan ders alınmamış olsaydı, ya da 'irtica' ile suçlanan kesimin kanaat önderleri ve siyasileri sağduyulu davranmasalardı 1990'ların tarihi de 'kanlı' yazılabilirdi.

Necmettin Erbakan'ın 'Kanlı mı, kansız mı? ' sorusu bu tahlil ışığında yeniden değerlendirilebilir.

Ülkeyi geren 'sağ-sol çelişkisi' devam ediyormuş hissini vermek üzere kitlesel hareketlere kapalı tutulması devam etti Taksim Meydanı'nın...

Emekçiler 'bayram' için biraraya geldiğinde kendilerini tâciz edecek hazır kıtalar sahnede yerini alamıyorsa artık, bunu bu amaçla oluşturulmuş örgütün işlev göremez hale getirilmesine borçluyuz.

Sevinebiliriz: Türkiye normalleşiyor...