MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Derviş Akçay
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 28.04.2020 04:55
Konu: Naat ( Kardelen)


Kardelen! Sensiz geçen her anım yalan oldu,
Tabip çare bulamaz dermanım yalan oldu.
Bin dört yüz yıl iz bıraktı mübarek ayağın
Sahte izin ardında gümanım yalan oldu.
Kırk ikindiler saydım, kırk gün yağmur bekledim.
Bulutlar geldi gitti,renksiz, kokusuz, sessiz.
İzini bulmak için yıllarca emekledim.
Kırk şafak geçti yüzümden, garip ve kimsesiz.
Üç asırlık gecenin sönmeyen tanısın sen,
Hikmet evi sürgünlerinin vatanısın sen.
Batıdan hep kahkahalar, doğudan hep kan geldi.
Saksağana altın taht, bülbüle viran geldi.
Tarumar oldu bahçem, güle hasret çekerken,
Baharın gecikmesi,gönlüme giran geldi.
Kıtaları fetheden fatihlerden kim kaldı,
Atası tutsak olmuş bir yığın yetim kaldı.
Yağmur özlemi çeken talihsiz vatanlara,
Her yıldırım perişan, her şimşek akim kaldı.
Yangınlar vadisini geçmeye umman sensin,
Kabuslar dehlizini aşmaya urgan sensin.
Irmak üstünde susuz, asırlarca bekledik.
Köprüler sırtımızın kamburuna kuruldu,
Izdırap yudumladık, yenilgi düğümledik.
Her birimiz vatanın bir yerinde vuruldu.
Yemyeşil rüzgar dağlarının reyhanısın sen,
Ümrana giden yolların irfanısın sen.
Kardelen! Bakışların fışkıran bir volkandır,
İmanın zulümlerin mızrağına kalkandır.
Perdelerin kalktığı, meleklerin savaşı,
Bedr'in kutsi zamanın başladığı ilk andır.
Sonsuzluğun sesini senin sesinden duyan
Zühre yıldızı senin aşkınla parçalansa
Yıkılan mabetlere ellerinle koyulan
Her bir taş göz yaşımdan süzülen billur olsa.
Yemyeşil rüzgar dağlarının reyhanısın sen,
Ümrana giden yolların irfanısın sen.
Aşkından küle dönüp tane tane elensem,
Kılıçla kargılarla al kanlara belensem
Dudağından saçılan inci ve mercanları
Belde belde dolaşıp, kapı kapı dilensem.
Tabutuma çiviyi çaksaydı yağan yağmur,
Beynimin tavanını yıksaydı yağan yağmur.
Mezarıma serilen toprağı eritipte
Ruhuma damla damla aksaydı yağan yağmur.
Yaralı ceylan olsam gözümde yaş dinmese,
Tutabilsem eteğinden silsem göz yaşımı.
Düşümdeki hatıran ebedi silinmese.
Uğrunda yere sersem dert kuyusu başımı,
Cennetlerin bağrından fışkır gel, ey kardelen!
Seni bekleyecek bu kara sevdalı kölen.
Ürkek bir ceylan gibi kalkıp koşsam mezardan.
Yıldızlar dağılıp ta güneş dürüldüğünde,
Duyar mısın sesimi, feryattan ah-u zardan
Tutacak yer kalır mı, cübbenin eteğinde.
Ah! Seni gölgeleyen Rıdvan'da dal olaydım,
Âlemi nura boğan belden de çöl olaydım.
Karanlıkları yırtan atının ayağında
Mütevazı demirden eğri bir nal olaydım.
Gözlerinden süzülen yaşları damla damla
İçsem de kana kana onunla bulsam sükun
Çıkı versem huzura kalbimdeki yaramla
Desen işte bu deli, bu deli bana tutkun.
Cennetlerin bağrından fışkır gel, ey kardelen!
Seni bekleyecek bu kara sevdalı kölen.
Derviş Akçay