MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 17.02.2014 01:20
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Nev'-i beşere rahmet olan Kur'an; ancak umumun, lâakal ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder. Medeniyet-i hazıra, beş menfi esas üzerine teessüs etmiştir:

1- Nokta-i istinadı, kuvvettir. O ise, şe'ni tecavüzdür.

2- Hedef-i kasdı menfaattır. O ise, şe'ni tezahümdür.

3- Hayatta düsturu, cidaldir. O ise, şe'ni, tenazu'dur.

4- Kitleler mabeynindeki rabıtası, aheri yutmakla beslenen unsuriyet ve menfi milliyettir. O ise, şe'ni müdhiş tesadümdür.

5- Cazibedar hizmeti, heva ve hevesi teşci' ve arzularını tatmindir. O heva ise, insanın mesh-i manevisine sebebdir.

Şeriat-ı Ahmediyenin (A.S.M.) tazammun ettiği ve emrettiği medeniyet ise: Nokta-i istinadı, kuvvete bedel haktır ki; şe'ni, adalet ve tevazündür. Hedefi de, menfaat yerine fazilettir ki; şe'ni, muhabbet ve tecazübdür. Cihet-ül vahdet de, unsuriyet ve milliyet yerine, rabıta-i dini ve vatani ve sınıfidir ki; şe'ni samimi uhuvvet ve müsalemet ve haricin tecavüzüne karşı, yalnız tedafü'dür. Hayatta, düstur-u cidal yerine düstur-u teavündür ki; şe'ni, ittihad ve tesanüddür. Heva yerine hüdadır ki; şe'ni, insaniyeten terakki ve ruhen tekâmüldür.
Mevcudiyetimizin hamisi olan İslamiyetten elini gevşetme, dört el ile sarıl; yoksa mahvolursun.
(Bediüzzaman Said Nursi - Hakikat Çekirdekleri'nden 61)
Lügatler

Adalet:zulüm etmemek, hak sahibine hakkını vermek, haksızları terbiye etmek

Âher:diğer, başka, başkası

Bedel: karşılık

Cazibedar:çekici

Cidal:sözle mücadele, kavga, harb

Cihet-ül vahdet:birlik yönü

Düstur:umumi kaide, kanun, nizam, prensip, kural

Düstur-u cidal:kavganın kuralı

Düstur-u teâvün:yardımlaşmanın kuralı

Ekseriyet: çoğunluk

Emretmek:buyurmak, önermek, dayatmak, zorlamak

Esas:asıl,temel, kök, şart

Fazilet:değer, meziyet, iyilik

Hak:varlığı hiç değişmeyen,her hakka sahip,ibadete layık(Allah) , doğru, gerçek

Hakikat: gerçek, doğru

Hâmi:himaye eden, koruyan

Hariç:dış, dışarı, dışında

Hedef:nişan noktası, varılmak istenen gaye

Hedef-i kasd:kasdedilen hedef

Heva:nefsin günah olan arzuları, gelip geçici hevesler

Heves:gelip geçici istek, nefsin hoşuna giden şey

Hizmet:iş, birinin işini görmek

Hüdâ:doğruluk, hidayet

İnsaniyet: insanlık

İttihad:birlik olmak, aynı fikirde olmak, birleşmek

Kitle:yığın, küme, topluluk

Kuvvet:güç, kabiliyet, yetenek

Laakal:en azından, daha az değil

Mabeyn:ara, aradaki şey, iki şeyin arası

Mahvolmak:harap olmak, yıkılmak, ortadan kalkmak, bozulmak

Medeniyet:insanca iyi ve ferah yaşayış

Medeniyet-i hazıra:şimdiki zaman medeniyeti

Menfaat:fayda, kâr, gelir

Menfi:müsbet olmayan, negatif, olumsuz

Mesh-i manevi: mânevî yönünün silinmesi; mânen tersyüz olması


Mevcudiyet:varlık, mevcut olmak, var olmak

Milliyet:ümmet, aralarında dil, tarih, din bağları olan toplumdaki hal, millet olma

Muhabbet: sevgi,sevmek

Müdhiş: dehşetli, ürpertici,tehlikeli, korkutan

Müsalemet:barış ve huzur içinde olmak

Nev'-i beşer:insan cinsi, insanlar

Nokta-i istinad:dayanak noktası

Rabıta:irtibat, münasebet, alaka, bağlılık, bağlantı, yakınlık, bağ

Rabıta-i dini ve vatani ve sınıfi:din, vatan ve sınıf bağı

Rahmet:merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek

Ruh:öz, canlılık, can, nefes, en mühim nokta

Saadet: mutluluk, mes'ud oluş

Samimi:içten, gösterişsiz, karşılıksız, beklentisiz

Şe'n:iş, tavır, hadise, vaka

Şeriat-i Ahmediye: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) getirdiği şeriat, İlâhî kanun ve hükümler

Tatmin:ikna etmek, rahatlatmak

Tazammun:ihtiva etmek, içine almak

Tecavüz:haddini aşmak, zorlamak, söz veya hareketle ileri gitmek

Tecazüb:birbirini cezbetme, yakınlaşma

Tedafü':müdafaa etme, savunma

Teessüf:kederlenmek, üzülmek

Tekâmül:mükemmelleşme

Tenazu':çekişme, çatışma

Terakki:ilerlemek, yükselmek,artmak

Tesadüm: müsademe, şiddetli çarpışma, savaşmak

Tesanüd: dayanışma, yardımlaşma

Teşci':cesaretlendirme

Tevazün:muvazene, denge, ölçü

Tezahüm: izdiham meydana getirme, sıkışma

Uhuvvet:kardeşlik, samimi dostluk

Umum: bütün,tüm, tamam, hepsi

Unsuriyet:ırkçılık, kendi kavmini şerefli sayıp diğerlerini hakir görmek