Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Başta insan olarak bütün hayvanatın muntazaman bir perde-i gaybdan gelen erzaklarına bak, rahmaniyet-i İlahiyenin cemalini gör.
Hem bütün yavruların mu'cizane iaşelerine ve başları üstünde ve annelerinin sinelerinde asılmış tatlı, safi, ab-ı kevser gibi iki tulumbacık süte temaşa eyle, rahimiyet-i Rabbaniyenin cazibedar cemalini gör.
(Bediüzzaman Said Nursi - 4. Şua'dan)
Lügatler
Âb-ı kevser:Cennetteki Kevser havuzunun suyu
Cazibedar:çekici
Cemâl: güzellik
Erzak:rızıklar, azıklar, yiyecek ve içecekler
Hayvanat: hayvanlar, canlılar
İaşe:beslemek, geçindirmek, yaşatmak
Mu'cizane:mucize şekilde
Muntazaman:düzenli olarak
Perde-i gayb:görünmeyen âlemi göstermeyen perde
Rahîmiyet-i Rabbaniye: bütün varlıkları terbiye eden ve idaresi ve tasarrufu altında bulunduran Allah'ın herbir varlığa şefkat ve merhameti
Rahmaniyet-i ilâhiye:Allah'ın merhamet ve şefkat edicilik vasfı
Sâfî:katışıksız, temiz, bozuk olmayan, arınmış
Sine:göğüs
Şua:ışık, parıltı
Temaşa:seyretme, bakma
55- Herşeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir, göz ise maneviyatta kördür
56- Mecaz, ilmin elinden cehlin eline düşse, hakikata inkılab eder; hurafata kapı açar.
57- İhsan-ı İlahiden fazla ihsan, ihsan değildir. Her şeyi, olduğu gibi tavsif etmek gerektir.
(Bediüzzaman Said Nursi - Hakikat Çekirdekleri'nden 55-57 arası)
Lügatler
Cehl:bilgisizlik, cehalet, cahillik
Hakikat: gerçek, doğru
Hurafat:hurafeler, aslı astarı olmayan iş ve rivayetler, batıl boş şeyler
İhsan:iyilik, lütuf, bağışlamak, vermek
İhsan-ı İlâhi:Allah'ın lütfu
İlim:bilmek, idrak etmek, okumak veya görmekle elde edilen malumat
İnkılab:başka tarza değişmek, dönüşüm
Madde:asıl, esas, cevher, ruhani olmayıp ağırlığı olan cismani olan şey
Maneviyat:dinden, imandan, mukaddesattan gelen kuvvet
Mecaz:gerçek olmayan, benzer mana
Şey:madde, eşya, varlık
Tavsif:vasıflandırmak, ne ve nasıl bir şey olduğunu anlatmak