Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
İlim iki kısımdır: Bir nevi ilim var ki, bir defa bilinse ve bir-iki defa düşünülse kâfi gelir. Diğer bir kısmı, ekmek gibi, su gibi her vakit insan onu düşünmeye muhtaç olur. Bir defa anladım, yeter diyemez. İşte ulum-u imaniye bu kısımdandır. Elinizdeki Sözler ekseriyet itibariyle inşaallah o cümledendir.
(Bediüzzaman Said Nursi - Barla Lahikası'ndan)
Lügatler
Cümle:hep, bütün, tam, topluluk
Ekseriyet: çoğunluk
İlim:bilmek, idrak etmek, okumak veya görmekle elde edilen malumat
İnşaallah:Allah izin verirse, Allah nasip ederse
İtibarıyla:yönüyle, şekliyle, bunun gibi
Kâfi:yeten, yetişen, yeterli
Kısım:parça, bölüm
Lâhika:mektup, ilave
Muhtaç:ihtiyacı olan
Nev':çeşit, sınıf, cins, tür
Ulum-u imaniye:imani ilimler, imanı arttıran ilimler
Vakit:zaman, saat, çağ, mevsim
Nasılki baharda dehşetli yağmurlu bir fırtına, her taife-i nebatatın, tohumların, ağaçların istidadlarını tahrik eder, inkişaf ettirir; herbiri kendine mahsus çiçek açar; fıtri birer vazife başına geçer. Öyle de: Sahabe ve Tabiinin başına gelen fitne dahi, çekirdekler hükmündeki muhtelif ayrı ayrı istidadları tahrik edip kamçıladı; 'İslamiyet tehlikededir, yangın var! ' diye her taifeyi korkuttu, İslamiyetin hıfzına koşturdu. Herbiri, kendi istidadına göre camia-i İslamiyetin kesretli ve muhtelif vazifelerinden bir vazifeyi omuzuna aldı, kemal-i ciddiyetle çalıştı.
(Bediüzzaman Said Nursi - 19. Mektub'dan)
Lügatler
Camia-i islamiyet:islam toplumu, müslüman birlik
Dehşetli: ürpertici, korkunç
Fıtrî:yaratılıştan gelen, yapıyla alakalı, doğal
Fitne:karışıklık, ara bozmak, fikir ihtilâfı, kalbi ve aklı bozacak şey, kavga
Hıfz:saklama, koruma, muhafaza, hatırda tutma, ezber etmek
Hükmünde:benzeri, gibi
İnkişaf:açılmak, meydana çıkmak, yetişmek, açığa çıkmak, gelişmek, manen ilerlemek
İstidat:potansiyel kabiliyet, yetenek, akıllılık, anlayışlılık
Kemal-i ciddiyet:tam bir ciddiyet
Kesret: çokluk
Mahsus:hususi, ayrılmış, tayin edilmiş, özel
Muhtelif: çeşitli
Sahabe:sahip çıkanlar, Peygamberimiz(a.s.) 'in sohbetinde bulunup onun getirdiklerine sahip çıkanlar
Tabiin:sahabeyle görüşmüş ve onlardan ders almış olan salih müslümanlar
Tahrik:yerinden oynatmak, kımıldatmak, hareketlendirmek
Taife:kabile, kısım, takım, topluluk
Taife-i nebatat:bitkiler topluluğu
Vazife:bir kimsenin yapmaya mecbur olduğu iş, görev