Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Kur'an-ı Hakim'in hizmeti, beni şiddetli bir surette siyaset aleminden men'etti. Hatta düşünmesini de bana unutturdu. Yoksa bütün sergüzeşt-i hayatım şahiddir ki, hak gördüğüm meslekte gitmeye karşı korku elimi tutup men' edememiş ve edemiyor. Hem neden korkum olacak? Dünya ile ecelimden başka bir alakam yok. Çoluk çocuğumu düşüneceğim yok. Malımı düşüneceğim yok. Hanedanımın şerefini düşüneceğim yok. Riyakâr bir şöhret-i kazibeden ibaret olan şan ü şeref-i dünyeviyenin muhafazasına değil, kırılmasına yardım edene rahmet... Kaldı ecelim. O, Halık-ı Zülcelal'in elindedir. Kimin haddi var ki, vakti gelmeden ona ilişsin. Zaten izzetle mevti, zilletle hayata tercih edenlerdeniz.
(Bediüzzaman Said Nursi - 13. Mektub'dan)
Lügatler
Âlem:dünya, kâinat
Ecel:ölüm vakti
Had:sınır, hudut, derece, yetki
Hak:varlığı hiç değişmeyen,her hakka sahip,ibadete layık(Allah)
Hâlık-ı Zülcelâl:celal ve büyüklük sahibi yaratıcı
Hanedan:soyca dindar ve asil aile
İbaret:meydana gelmiş, toplanmış, bir şeylerden teşekkül etmiş
İlişmek:karışmak, müdahale etmek
İzzet:üstünlük, değer, kıymet, muhterem ve muteber olmak
Kur'an-ı Hakîm:her âyet ve suresinde sayısız faydalar ve hikmetler gizli olan Kur'an
Men:engellemek, yasak etmek, durdurmak, bırakmamak
Meslek:yol, sanat, usul, gidiş, sistem
Mevt: ölüm
Muhafaza:koruma, saklama
Rahmet:merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek
Riyakâr:gösteriş yapan, iki yüzlü
Sergüzeşt-i hayat:hayat serüveni, yaşam macerası
Siyaset:idare etme sanatı, politika
Suret: biçim, şekil
Şahid:bilen, tanıyan, şahitlik yapan
Şan ü şeref-i dünyeviye:dünyalık nam ve şeref
Şeref:yükseklik, yücelik, büyüklük
Şiddet:sertlik, katılık, sıkılık
Şöhret-i kâzibe:yalancı şöhret, aslı olmayan nam yapma, haksız yere ünlenme
Tercih:üstün tutmak, seçmek
Vakit:zaman, saat, çağ, mevsim
Zillet:alçaklık, aşağılık