MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 17.12.2013 02:00
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

Hiç mümkün müdür ki: Kainatta ve umum mevcudatta hükümferma olan rahmet, inayet, adalet, hikmet, iktisad ve nezafet gibi pek kuvvetli ihatalı hakikatlar; haşrin ademiyle ve ahiretin gelmemesiyle merhametsizliğe, zulme, hikmetsizliğe, israfa, nezafetsizliğe, abesiyete inkılab etsinler? Hâşâ, yüz bin defa hâşâ! Bir sineğin hakk-ı hayatını rahimane muhafaza eden bir rahmet, bir hikmet; acaba haşri getirmemekle umum zişuurların hadsiz hukuk-u hayatlarını ve nihayetsiz mevcudatın nihayetsiz hukuklarını zayi' eder mi?

(Bediüzzaman Said Nursi - 30. Lem'adan)

Lügatler

Abesiyet:faydasız ve boş oluş

Adalet:zulüm etmemek, hak sahibine hakkını vermek, haksızları terbiye etmek

Adem: yokluk, yok olma

Âhiret: öteki dünya, öldükten sonraki hayat

Hadsiz: sayısız, sınırsız

Hakikat: gerçek, doğru

Hakk-ı hayat:yaşama hakkı

Hâşâ:asla, kat'iyyen, öyle değil, Allah korusun

Haşir: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah'ın huzurunda toplanma

Hikmet:Herkesin bilmediği gizli sebeb, gizli sır, sebeb, fayda, gaye, her şeyin belirli gayelere yönelik olarak, manalı, faydalı ve tam yerli yerinde olması

Hukuk:haklar, kurallar, esaslar

Hukuk-u hayat:hayat kuralları

Hükümferma:hüküm süren, hâkimiyetle idare eden

İhata: kuşatma, kapsama

İktisad:tutum, biriktirme, lüzumundan fazla veya noksan sarfetmemek

İnayet:yardım, lütuf

İnkılab:başka tarza değişmek, dönüşüm

İsraf:lüzumsuz yere harcamak, boşa götürmek

Kâinat: evren, yaratılanların hepsi

Lem'a:parıltı, parlamak

Merhamet:acımak, şefkat göstermek

Mevcudat: varlıklar

Muhafaza:koruma, saklama

Nezafet:temizlik

Nihayetsiz: sonsuz

Rahîmane:merhamet edercesine

Rahmet:merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek

Umum: bütün,tüm, tamam, hepsi

Zayi:yitik, zarar, ziyan, kayıp, elden çıkan

Zîşuur: şuur sahibi, bilinçli

Zulüm:eziyet, haksızlık, karanlıkta bırakmak

Aynelyakin anlamalıyız ki; gaflet ve dalaletimiz sebebiyle aleyhimize ittifak eden istikbal, dünya ve heva-yı nefsin zararlarını def'edecek yalnız o zat olabilir ki; istikbal taht-ı emrinde, dünya taht-ı hükmünde, nefsimiz taht-ı idaresindedir. Acaba Halık-ı Semavat ve Arz'dan başka hangi sebeb var ki, en ince ve en gizli hatırat-ı kalbimizi bilecek ve bizim için istikbali, ahiretin icadıyla ışıklandıracak ve dünyanın yüz bin boğucu emvacından kurtaracak, hâşâ, Zat-ı Vacib-ül Vücud'dan başka hiçbir şey, hiçbir cihette onun izni ve iradesi olmadan imdad edemez ve halaskar olamaz.
(Bediüzzaman Said Nursi - 1. Lem'adan)
Lügatler

Âhiret: öteki dünya, öldükten sonraki hayat

Aleyh:zıt, aynı fikirde olmayan

Aynelyakin:göz ile görür derecede, görerek bilmek

Cihet:yön, taraf

Dalâlet:sapıklık, iman ve islamiyetten ayrılmak, Allah'a isyankâr olmak, inançsızlık

Def'etmek:ortadan kaldırmak

Emvac:dalgalar

Gaflet:dikkatsizlik, vurdumduymazlık, en mühim vazifeyi düşünmeyip kıymetsiz işlerle uğraşmak, sorumsuzluk, âhiretten ve Allah'ın emir ve yasaklarından habersiz davranma

Halâskâr:kurtarıcı

Hâlık-ı semâvat ve arz: göklerin ve yerin yaratcısı olan Allah

Hâşâ:asla, kat'iyyen, öyle değil, Allah korusun

Hâtırât-ı kalb:kalpten geçenler

Heva-yı nefs: nefsin yasak arzu ve hevesleri

İcad:yaratma, var etme, vücuda getirmek

İmdad:yardım, yardıma yetişmek

İrade:istek, arzu, dilemek, tercih

İstikbal: gelecek

İttifak:birlik, beraber hareket etmek için anlaşmak

Lem'a:parıltı, parlamak

Nefis:insanın kendisi

Şey':madde, eşya, varlık

Taht-ı emir:emir altında

Taht-ı hüküm:hüküm altında

Taht-ı idare:idaresi altında

Zat: hürmete layık kimse, kişi

Zat-ı Vacib-ül Vücud: varlığı zorunlu olan ve varlığının devamı için hiçbir sebebe muhtaç olmayan Zât, Allah