MAVERA-Sufi Muhabbet Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Adem Kılıç
Alan:   Grup:MAVERA-Sufi Muhabbet
Tarih: 10.12.2013 05:52
Konu: Yn: Yn: [mavera-sufi-muh..]

'Kur'an, asırları muhtelif bütün enbiyanın kütüblerini ve meşrebleri muhtelif bütün evliyanın risalelerini ve meslekleri muhtelif bütün asfiyanın eserlerini icmalen tazammun eden ve cihat-ı sittesi parlak ve evham u şübehatın zulümatından musaffa ve nokta-i istinadı, bilyakin vahy-i semavi ve kelam-ı ezeli.. ve hedefi ve gayesi, bilmüşahede saadet-i ebediye.. içi, bilbedahe halis hidayet.. üstü, bizzarure envar-ı iman.. altı, biilmelyakin delil ve bürhan.. sağı, bittecrübe teslim-i kalb ve vicdan.. solu, biaynelyakin teshir-i akıl ve iz'an... Meyvesi, bihakkalyakin rahmet-i Rahman ve dar-ı cinan... Makamı ve revacı, bilhads-is sadık makbul-ü melek ve ins ü can bir Kitab-ı Semavi'dir.'

(Bediüzzaman Said Nursi - 25. Söz'den)

Lügatler

Asfiya:safiyet ve takva sahibi sünnet yolunu ihyaya çalışan muhakkik zatlar

Asır: yüzyıl

Biaynel yakin:göz ile görerek

Bihakkal yakin: en apaçık bir şekilde hakikati görerek

Biilmelyakin: sağlam ve kesin bilgiyle bilerek

Bilbedahe:açık olarak, aşikar

Bilhads-is sadık:tam doğru ve şüphesiz idrak ederek ve bilerek

Bilmüşahede:görerek, görmek suretiyle

Bilyakin:şüphesiz olarak açıklıkla bilerek

Bittecrübe:tecrübeye dayanarak, tecrübe etmek suretiyle

Bizzarure:zarureten, mecburen, zorunlu olarak

Bürhan:güçlü delil, ispat vasıtası, sarsılmaz kanıt

Cihat-ı sitte:altı yön, altı taraf

Dâr-ı cinan:cennet yurtları, cennetler

Delil:ispat vasıtası, doğruyu gösteren

Enbiya:nebiler, peygamberler

Envar-ı iman: imandan gelen nurlar

Evham ü şübehat:şüpheler ve vehimler, kuruntular

Evliya:veliler, Allah dostları

Gaye:maksat, kastetilen netice, sonuç

Hâlis:katıksız, saf, duru, hilesiz

Hedef:nişan noktası, varılmak istenen gaye

Hidayet:doğruluk, İslamlık, Hakkı hak batılı batıl bilip dosdoğru yola girmek, batıl yoldan uzaklaşmak

İcmalen:bir araya toplayarak, kısaltarak, özetleyerek, kısa anlatarak

İns ü can:insanlar ve cinler

İz'an:basiret, anlayış, akıl, zeka, idrak, bilmek, teslim olup itaat etmek

Kelam-ı ezeli:ezelden var olan söz

Kitab-ı semavi:semadan inen kitap, ilâhi vahye dayanan kitap

Kütüb:kitaplar

Makam:yer, netice, durum, durulacak yer, rütbeli yer, derece, mevki

Makbul-ü melek:meleğin beğendiği, meleklerce kabul edilen

Meslek:yol, sanat, usul, gidiş, sistem

Meşreb:manevi haz ve feyiz alınan yer ve yol, huy, âdet, ahlâk, gidiş

Muhtelif: çeşitli

Musaffa:safileşmiş, temizlenmiş, süslenmiş

Nokta-i istinad:dayanak noktası

Rahmet-i Rahman: yarattıklarını esirgeyip koruyan, şefkat eden ve rızıklandıran sonsuz rahmet sahibi Allah'ın merhameti

Revac:kıymet, değer, geçerlilik, sürüm, makbuliyet

Risale:mektup, küçük kitap, risale-i nurların parçalarından herbiri

Saadet-i ebediye:sonsuz mutluluk

Tazammun:ihtiva etmek, içine almak

Teshir-i akıl:akıla kolaylaştırmak ve yakınlaştırmak

Teslim-i kalb:kalben teslim olmak

Vahy-i semavi:gökten gelen vahiy

Vicdan:insanın içinde iyiyi kötüden ayıran manevi duygu

Zulümat:karanlıklar, dinsizlik ve zulüm devri

Her insanın, her zaman düşündüğü en ehemmiyetli endişesi, mezaristana giren kendi dostları ve akrabaları gibi o i'damhaneye girmek keyfiyetidir. Bir tek dostu için, ruhunu feda eden o biçare insanın; binler, belki milyonlar, milyarlar dostları ebedi bir müfarakat içinde i'dam olmalarını tevehhüm edip Cehennem azabından beter bir elem -o düşünmek ucundan- göründüğü vakit, ahirete iman geldi, gözünü açtırdı ve perdeyi kaldırdı. 'Bak' dedi. O imanla baktı. Cennet lezzetinden haber veren bir lezzet-i ruhaniyeyi o dostları ebedi ölümlerden ve çürümelerden kurtulup mesrurane bir nurani âlemde onu da bekliyorlar vaziyetinde müşahedesiyle aldı. Risale-i Nur'da bu netice hüccetlerle izahına iktifaen kısa kesiyoruz.

(Bediüzzaman Said Nursi - 11. Şua'dan)

Lügatler

Âhiret: öteki dünya, öldükten sonraki hayat

Âlem:dünya, kâinat

Azab:büyük sıkıntı, dünyada işlenen günahların âhiretteki cezası

Belki:bilakis, aslında

Bîçare: çaresiz, zavallı

Ebedi: sonsuz

Ehemmiyet: önem

Elem:keder, üzüntü, acı

Endişe:korku, düşünce, merak, keder, kuruntu

Feda: her türlü zahmetlere göğüs gererek davasına sahip çıkmak

Hüccet:senet, vesika, delil, şahit

İ'dam:yok etmek, öldürmek

İ'damhane:ölüm yeri, yok olma yeri

İktifaen:yetinerek, kâfi görerek, yeterli sayarak

İman:inanmak, kabul etmek

İzah:açıklama, anlaşılır hale getirme

Keyfiyet: bir şeyin esası, içyüzü, nitelik, özellik

Lezzet-i ruhaniye:ruha lezzet veren ruhu coşturan haller

Mesrurane:sevinçlilik

Mezaristan:mezarlık

Müfarakat:ayrılık

Müşahede:gözlem

Nurani:nurlu, ışıklı, parlak

Şua:ışık, parıltı

Tevehhüm:evhamlanmak, yok olanı var zannederek korkuya düşmek

Vakit:zaman, saat, çağ, mevsim

Vaziyet:durum, hal