Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Hiç bir cihetle şübhe kabul etmeyen ve hiç bir vechile noksaniyeti olmayan, Güneş gibi zahir olan rahmetini ve ziya gibi görünen hikmetini inkar ettirsin. Haşa..
Ey insan! Bil ki: O rahmetin arşına yetişmek için bir mi'rac var. O mi'rac 'Bismillahirrahmanirrahim'dir. Ve bu mi'rac ne kadar ehemmiyetli olduğunu anlamak istersen, Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın yüz on dört surelerinin başlarına ve hem bütün mübarek kitabların ibtidalarına ve umum mübarek işlerin mebde'lerine bak. Ve Besmele'nin azamet-i kadrine en kat'i bir hüccet şudur ki: İmam-ı Şafii (R.A.) gibi çok büyük müçtehidler demişler: 'Besmele tek bir ayet olduğu halde, Kur'anda yüz on dört defa nazil olmuştur.'
(Bediüzzaman Said Nursi - 14. Lem'adan)
Lügatler
Arş: göğün en yüksek katı; Allah'ın büyüklüğünün ve yüceliğinin tecelli ettiği yer, taht, çatı
Âyet: Kur'ân'ın her bir cümlesi, işaret, kimsenin inkâr edemeyeceği açık delil
Azamet-i kadr:itibar ve değerin büyüklüğü
Besmele: Bismillahirrahmanirrahim cümlesinin kısaltılmış ifadesi
Bismillâhirrahmânirrahîm:Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Cihet:yön, taraf
Ehemmiyet: önem
Hâşâ:asla, kat'iyyen, öyle değil, Allah korusun
Hikmet:Herkesin bilmediği gizli sebeb, gizli sır, sebeb, fayda, gaye, her şeyin belirli gayelere yönelik olarak, manalı, faydalı ve tam yerli yerinde olması ve yaratılması
Hüccet:senet, vesika, delil, şahit
İbtida:başlangıç
İnkâr: reddetmek, karşı çıkmak
Kat'î:kesin, mutlak, tereddütsüz, şüphesiz
Kur'an-ı Mu'cizül beyan:beyan ve ifadesi mucize olan Kur'an
Lem'a:parıltı, parlamak
Mebde:başlangıç, baş taraf, kök, temel, kaynak
Mi'rac:merdiven, yükselecek yer, yükseliş, Peygamberimizin(a.s.) Allah'ın huzuruna çıkması
Mübarek:bereketli, uğurlu, hayırlı, çoğalmış
Müçtehid:ayet ve hadislerden hükümler çıkaran büyük İslam âlimleri
Nazil:yukarıdan aşağıya inen, bir yere konan
Noksaniyet:noksanlık, eksiklik
Rahmet:merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek
Sure:âyetlerden oluşan Kur'an bölümleri
Umum: bütün,tüm, tamam, hepsi
Vecih:yön, tarz, metod, üslub
Zâhir:aşikar, açık, görünen
Ziya:ışık, aydınlık, parlaklık