Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Vazife-i hayatını bitirenler, bu dar-ı faniden, manen mesrurane, dağdağasız diğer bir aleme giderler. Ta yeni vazifedarlara yer açılsın, gelip çalışsınlar. Bütün tevellüdat-ı hayvaniye ve insaniye ise; ahz-ı askere, silah altına, vazife başına gelmektir. Bütün zihayat, birer muvazzaf mesrur asker, birer müstakim memnun memurlardır. Bütün sadalar ise, ya vazife başlamasındaki zikir ve tesbih ve paydostan gelen şükür ve tefrih veya işlemek neş'esinden neş'et eden nağamattır.
(Bediüzzaman Said Nursi - 2. Söz'den)
Lügatler
Ahz-ı asker:askere almak, askere alınmak
Âlem:dünya, kâinat
Dağdağa:gürültü, boş yere telaş ve zorluklar
Dar-ı fani:fena yurdu, ölümlü dünya
Manen:manaca, mana yönüyle
Memnun:hoşnut, razı, minnet altında olan
Memur:emir ile hareket eden, emir altında olan
Mesrur:sevinçli
Mesrurane:sevinçlilik
Muvazzaf:vazifeli, bir işle meşgul
Müstakim:doğru, istikametli, düzgün, dik
Nağamat:nağmeler, sesler
Neş'e:sevinç, mutluluk, memnuniyet
Neş'et etmek:meydana gelmek, çıkmak, yetişmek
Sada:ses
Şükür:Allah'a teşekkür
Tefrih:korkusuz kalmak, gelişmek
Tesbih:Allah'ı her şeyden yüce tutmak, Allah'ı şanına layık ifadelerle anmak
Tevellüdat-ı hayvaniye ve insaniye:insanlar ve hayvanların doğumları
Vazifedar: vazifeli
Vazife-i hayat:hayat vazifesi
Zihayat: hayat sahibi, canlı
Zikir:anmak, hatırlamak, Allah'ı çok anıp azametini büyüklüğünü düşünmek