Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir:
Birisi: Şekva suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın.
Birisi de: Bir adam onunla teşrik-i mesaî etmek ister. Senin ile meşveret eder. Sen de sırf maslahat için garazsız olarak, meşveretin hakkını eda etmek için desen: 'Onun ile teşrik-i mesaî etme. Çünki zarar göreceksin.'
Birisi de: Maksadı, tahkir ve teşhir değil; belki maksadı, tarif ve tanıttırmak için dese: 'O topal ve serseri adam filan yere gitti.'
Birisi de: O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir. Yani fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor; zulmü ile telezzüz ediyor, sıkılmayarak aşikâre bir surette işliyor.
İşte bu mahsus maddelerde garazsız ve sırf hak ve maslahat için gıybet caiz olabilir. Yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer bitirir; gıybet dahi a'mal-i sâlihayı yer bitirir.
(Bediüzzaman Said Nursi - 22. Mektubdan)
Lügatler
A'mâl-i sâliha:Allah'ın rızasına uyan hayırlı ameller
Âşikâre:açıkça, belirgin olarak
Belki:bilakis, aslında
Caiz:mümkün, olur, yapılmasında sakınca olmayan
Eda:yerine getirmek, ödemek, borcunu vermek, vazifesini yapmak, tarz, üslub, şive
Fâsık-ı mütecahir:açıktan açığa kimseden sıkılmayarak günah işleyen
Fenalık: kötülük
Garaz:kötü niyet, kasıt, kin
Gıybet:arkadan çekiştirmek, hazır olmayanın arkasından hoşuna gitmeyecek bir şey söylemek
Hak:doğru, gerçek
İftihar:övünme, başkasının iyi hali ile sevinme
İzâle:gidermek, ortadan kaldırmak
Kabahat:kusur, çirkin iş
Mahsus:hususi, ayrılmış, tayin edilmiş, özel
Maksat:istenilen şey, arzu, gaye
Maslahat:fayda, maksat, sulh yolu
Meşveret:danışma, konuşup anlaşma
Münker:Allah'ın razı olmadığı şey, yasaklanmış şey, inkâr edilen
Serseri:başına buyruk hareket eden, eşkıya, suçlu
Seyyiat: günahlar, kötülükler
Suret: biçim, şekil
Şekva: şikayet
Tahkir:hakir görme, küçümseme, alçaltma
Tarif:inceden inceye anlatma, bildirme
Telezzüz: lezzet alma, lezzetlenme
Teşhir etmek:sergilemek
Teşrik-ül mesai:birlikte çalışmak,işbirliği yapmak
Vazifedar: vazifeli
Zulüm:eziyet, haksızlık, karanlıkta bırakmak